ANKARA

Olağanüstü hal kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden ihraç edildikten sonra işlerine dönmek amacıyla açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'nın "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından yargılanmalarına devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada, tutuklu sanık Gülmen ile tedavi gördüğü hastaneden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantı yapıldı. Tutuksuz sanıklar Acun Karadağ ve Semih Özakça ise salonda hazır bulundu.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık Gülmen, ev hapsi tedbiri uygulanarak tahliyesine karar verilen sanık Özakça'yı hatırlattı ve mahkeme heyetinden tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme Başkanı, geçen celsede dinlenen tanık Berk Ercan'ın Gülmen hakkında, "Cezaevinden çıktıktan sonra örgüte özgeçmiş gönderdiği" ve "Eskişehir'de kaldıkları sürede Gülmen ile birlikte patlayıcı yaptıkları" yönündeki beyanlarını hatırlattı.

Gülmen, bu celse savunma yapmadığını ifade ederek, gelecek celse duruşma salonunda savunma yapmak istediğini ve tanığın beyanlarına da burada cevap vermek istediğini söyledi.

Gülmen ile birlikte patlayıcı yapmışlar

Gülmen'in beyanlarının ardından etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak üzere itirafçı olan Fatih Solak'ın tanık olarak beyanları dinlenildi.

Solak, Gülmen ile 2013'te Eskişehir'de Grup Yorum standında tanıştığını, ilerleyen süreçte de dönem dönem bir araya geldiklerini aktardı.

Berkin Elvan'ın ölmesinden sonra Gülmen’le birlikte bir örgüt evinde toplandıklarını anlatan Solak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evde ben, Berk Ercan ve Gülmen ile birlikte Ömer Lütfi Zeren vardı. Eve çakmak gazı getirilmişti. Bunlarla basit patlayıcılar yapılmıştı. Sonra Yunus Emre Caddesi'nde yürüyüş yapıldı. Yürüyüşe polis müdahalesi oldu. Müdahale sırasında patlama sesleri geldi ama kim attı bilmiyorum. Ben elimdeki patlayıcıyı atmadım. Daha sonra da görüşmemeye başladım. Bir kez 2015’te görüştük, başka da bir görüşmemiz olmadı."

Savcı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı

Beyanların ardından savcı, dosyada toplanmamış delil kalmadığını belirterek esas hakkındaki mütalaanın hazır olduğunu kaydetti.

Buna göre, tutuksuz sanık Acun Karadağ hakkında hazırlanan iddianamede "silahlı terör örgütüne üye olmak", "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Toplantı, Gösteri ve Yürüyüş Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla cezalandırılmasının talep edildiğini ancak mevcut deliller ve tanık beyanları gereği mahkumiyete yeterli somut delil olmadığı için atılı suçlardan ayrı ayrı beraatına karar verilmesi gerektiği belirtildi.

Özakça ve Gülmen hakkında da aynı suçlamalarla kamu davasının açıldığını bildiren savcı, Özakça ve Gülmen'in silahlı terör örgütü DHKP-C'nin talimatıyla açlık grevine başladığını, grevin örgüt tarafından sahiplenilmesi ve sanıkların eylem yaptığı süreçte Elmas Yalçın adı verilen kurultaya konuşmacı olarak katıldıklarını ifade etti.

Savcı mütalaasında, kurultaya adı verilen Yalçın'ın 1994'te güvenlik görevlileriyle girdiği çatışmada öldürülen ve örgüt tarafından sahiplenilen bir şahıs olduğuna dikkati çekti.

Sanıklar Gülmen ve Özakça hakkında beyanlarda bulunan tanıklar Berk Ercan ve Fatih Solak'ın ifadelerine de mütalaada yer ver savcı, Ercan'ın beyanlarında "örgüt tarafından açlık greviyle ilgili oluşturulan komitede Yeter Gönül ve Nazife Onay'ın bulunduğunu, örgütün talimat niteliğindeki notunu gördüğünü, bu notta grevin nasıl yürütüleceğine dair hususların bulunduğunu söylediğini" anımsattı.

Tanıkların ayrı ayrı alınan beyanlarında, Berkin Elvan'ın ölümünün ardından yapılan gösteriler ile Gülmen'in de bulunduğu toplantı ve eylemlerde kullanılmak üzere patlayıcı yaptıkları ifadelerini hatırlatan savcı, Ercan'ın örgüt üyesi Yaprak Yılmaz vasıtasıyla Gülmen ile irtibat kurduğunu belirttiğini, Özakça'nın örgüt hiyerarşisinde yer alıp almadığına dair bir bilgisinin olmadığına mütalaada yer verdi.

Cumhuriyet savcısı mütalaada, ayrı ayrı alınan tanık beyanlarının "örtüştüğüne" ve "tanıkların somut isim ve olaylardan tarihlerden bahsettiklerine" dikkati çekerek, her iki tanığın da beyanların itibar edilebilir olduğunu belirtti.

Bu kapsamda savcı, sanıklar Gülmen ve Özakça'nın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasına, Özakça hakkındaki tanık beyanlarında örgüt hiyerarşisinde bulunup bulunmadığına dair bir bilgi olmadığı gerekçesiyle cezasının "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçu kapsamına alınarak cezasında indirim yapılmasına karar verilmesini talep etti.

Savcı, tutuklu sanık Gülmen'in mevcut delil durumu ve tanık beyanları gereği tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Mütalaaya karşı söyleyecekleri sorulan sanıklar suçlamaları kabul etmeyerek beraat talebinde bulunurken, avukatları da esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma için mahkemeden süre ve Gülmen'in tahliyesini istediler.

Bunun ardından ara kararını açıklayan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, tutuklu sanık Gülmen'in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 27 Kasım'a erteledi.

Muhabir: İsmet Karakaş

Kaynak: AA