Business France Türkiye Ülke Müdürü Pascal Lecamp, "Sağladığımız avantajlar ile Türk yatırımcıları Fransa’ya daha fazla yatırım yapmaya davet ediyoruz" dedi ve ekledi:

“Fransa’da özellikle lojistik, otomotiv, gıda ve inşaat sektörüne ilgili gösteren Türk şirketleri, binin üzerinde kişiye istihdam ile, ekonomimize yaklaşık 150 milyon euro katkı sağlıyorlar."

Türkiye ve Fransa arasındaki mevcut ticari ilişkilerin güçlendirilmesi ve özellikle Fransa’da yatırım yapmak isteyen Türk şirketlerinin bilgilendirilmesi amacıyla "Invest in France" etkinliği düzenlendi.

Fransız Ticaret Müşavirliği (Business France), Fransız ekonomisine uluslararası nitelik kazandırma yönünde hizmet veriyor ve şirketlerin uluslararası kalkınması ve ihracatlarının geliştirilmesi ve ayrıca uluslararası yatırımların pazar araştırması ve onların Fransa'ya yönlendirilmesi görevini yürütüyor.

Fransa’dan ve Türkiye’den uzmanlar ile konuk firmaların katıldığı “Invest in France” etkinliğinde Fransa’daki Türk yatırımcıların başarı hikayeleri ile ticari deneyimleri paylaşıldı. Türk yatırımcılar Fransa’da özellikle lojistik, hazır giyim ve inşaat sektörüne ilgili gösteriyor.

Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin Fransa’da gıda, ev elektroniği, beyaz eşya, hava taşımacılığı ve lojistik alanında yatırımları bulunuyor.

Etkinliğinin açılış konuşmasını gerçekleştiren Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Charles Fries, Fransa’da Türk yatırımcıları daha fazla görmek istediklerini belirtirken, Türk yatırımcıların dinamik olduğunu ve yeni pazarlar aradığını belirtti.

Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tarihsel bir sürece uzandığını söyleyen Charles Fries, “Ekonomik açıdan Türkiye Fransa’nın iş ortağıdır. Bugün iki ülke arasındaki ticaret hacmi 14 milyar avro ama hedefimiz 20 milyar avroya ulaşmak. Daha yapacak çok işimiz var” dedi.

Türkiye’de 500 Fransız şirketi olduğuna dikkat çeken Charles Fries, “Buna karşılık Fransa’da 100 civarında Türk şirket var ve 1000’den fazla kişiye istihdam sağlıyorlar. Türkiye Fransa’da yabancı yatırımlar sıralamasında 29. sırada yer alıyor. Ticari ilişkilerde bir denge kurabilmek üzere daha fazla Türk yatırımcısını ülkemize davet etmek istiyoruz” dedi.



Toplantıda konuşan Business France Türkiye Ülke Müdürü Pascal Lecamp ise Fransa’nın yatırımcılara sunduğu fırsatlardan söz etti. Lecamp, “Sahip olduğu güçlü sanayi altyapısı, farklı konulardaki üretim uzmanlığı, yüksek verimli işgücü ve girişimcilere sunduğu fırsatlar ile Fransa, uluslararası yatırımcılar için olduğu kadar Türk yatırımcıların da ilgi gösterdiği çok cazip bir pazar. Özellikle ürün, hizmet ve işgücü konularında hayata geçirilen reformlar ile birlikte firma kârlılıklarının 2017 yılında üç haneli rakamlara ulaşmasını bekliyoruz” dedi. Fransa’da özellikle lojistik, otomotiv, gıda ve inşaat sektörünün Türk yatırımcıların ilgi gösterdikleri sektörlerin başında geldiğini belirten Pascal Lecamp, Türkiye’nin önde gelen gıda, ev elektroniği ve beyaz eşya üreticisi şirket ile ve hava taşımacılığı şirketlerinin Fransa’da yatırımları bulunduğuna dikkat çekti.

Fransa’nın yatırımcılar için neden cazip bir ülke olduğunu özetleyen Pascal Lecamp, “Fransa, AB’deki üçüncü en büyük ekonomiye sahip. Dünyanın altıncı en büyük ürün ve dördüncü en büyük hizmet ihracatçısı konumundayız. Küresel çapta lider 500 şirketin 31’i Fransız. Bunların yanı sıra 66 milyon nüfusu ile Avrupa’nın ikinci en büyük pazarı durumundayız ve Avrupa’nın nüfusu en çok artan ülkesiyiz” dedi. Fransa’nın Eurostat verilerine göre Avrupa’nın en geniş karayolu ağına ve dünyaca tanınmış havalimanlarına sahip bir ülke olduğunu belirten Pascal Lecamp, “Avrupa’nın lojistik alanında en fazla Doğrudan Yabancı Yatırım çeken ülkesi olan Fransa, yük ve yolcu açısından da aynı zamanda Avrupa’nın en büyük ikinci havalimanına sahip” dedi.

Fransa’da düşük maliyetle şirket kurmanın da mümkün olduğuna dikkat çeken Pascal Lecamp, “İtalya, Japonya, ABD, Almanya’ya göre Fransa’da şirket kurma ve işletme maliyetleri daha düşük.

İş gücü maliyetleri açısından da rekabetçi bir piyasaya sahip olduklarını açıklayan Pascal Lecamp, Fransa’daki işgücü maliyetinin Japonya, Amerika ve Almanya’dan daha düşük olduğuna işaret etti.

Üretim maliyetleri açısından da yatırımcılara büyük avantajlar sağlandığını kaydeden Pascal Lecamp, “İstihdamda Rekabet Edebilirlik Vergisi Kredisi (CICE) ile Sorumluluk ve Dayanışma Paktı, 2015 yılında, şirketler için üretim maliyetlerinin 40 milyar euro düşmesini sağladı. Bu katkı 2020 yılına kadar 500 bin istihdamın yaratılmasına imkân yaratacak” dedi.

Ar-Ge konusunda dünyanın en düşük kurumsal vergi oranına sahip ülkesi Fransa, inovatif şirketlere Ar-Ge teşvikleri konusunda da büyük imkanlar sunuyor. Fransa 100 milyon euroya kadar yıllık Ar-Ge harcamalarının yüzde 30’una vergi muafiyeti uyguluyor. Ayrıca, yabancı girişimciler için geliştirilen “Fransız Teknoloji Bileti (French Tech Ticket)” ile nakit fon ve şirket kurulumu için gereken işlemler konusunda da destek veriyor.

Paris’in geleceğin finans merkezi olma yolunda hızla ilerlediğini de söyleyen Pascal Lecamp, Fransa’da GSYİH’nin (gayrisafi yurtiçi hasıla) yüzde 4’ünü oluşturan finans sektörünün 1 milyon 200 bin kişiye istihdam sağladığını, sadece Paris bölgesinde en büyük üçüncü sektör olan finansın Fransa ekonomisinde önemli bir rol üstlendiğini belirtti ve şöyle devam etti:

“Avrupa’nın 10 en büyük bankasından 4’ü Fransız bankasıdır, bunların 2’si ve ilk üçte yer alır. Özellikle Paris finans piyasası girişim sermayesi kuruluşları ve kitlesel fonlar da dahil olmak üzere KOBİ’lerin finansmanı için yeni yöntem arayışı içinde. 2015 yılı Paris için çekirdek sermaye bulma yolunda diğer Avrupa kentlerinin önüne geçtiği bir yıl oldu. Paris, 126 bin kişinin çalıştığı 500’den fazla uluslararası şirkete, bankaya, sigorta ve finans şirketine ev sahipliği yapıyor. Bugün itibariyle yabancı yatırımcı 90 milyar avro değerinde Fransız varlığına yatırım yapmış durumda. Yaklaşık 2 milyar avro işlem hacmiyle Fransa, İngiltere’nin ardından Avrupa’nın ikinci en büyük risk sermayesi pazarı olmuştur.”

Kaynak: DHA