BRÜKSEL - YUSUF HATİP

ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kudüs'ü İsrail'in başkenti" olarak tanımasının ardından Filistin yönetiminin ABD'nin barış sürecinde arabulucu olmasını kabul etmemesi, Avrupa Birliği'nin (AB) iki devletli çözüm için bu rolü üstlenmesi beklentisini doğurdu.

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, yeni arabulucu arayışları doğrultusunda hafta başında Brüksel'e gelerek AB dışişleri bakanları ile görüştü. Abbas, bakanlara Filistin devletini tanımaları ve AB'ye de barış görüşmelerinde aktif rol alması çağrısında bulundu.

Belçika'daki Filistin Toplumu Örgütü Başkanı Hamdan Edamiri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AB'nin Oslo sürecinden bu yana Filistin yönetimine donör olarak destek verdiğine ancak siyasi rol üstlenmekten uzak kaldığına işaret ederek "Filistin'in AB'den beklentisi, İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekildiği ve Filistin'in devlet olarak tanındığı bir anlaşmaya arabuluculuk yapmasıdır." ifadelerini kullandı.

Filistin yönetiminin ABD'nin "tek arabulucu" olması fikrine net bir biçimde karşı olduğunu ve Abbas'ın Brüksel ziyaretinde Avrupalı siyasilere bunu aktardığını belirten Edamiri, "Filistin, tıpkı İran Nükleer Anlaşması'nda olduğu gibi bir örnek üzerinde çalışılması taraftarı. Yani birkaç ülkeden ya da kurumdan oluşan bir yapının, olası barış sürecinde aktif arabuluculuk rolü oynaması." diye konuştu.

AB'den Filistin'e yönelik olumlu mesajlar

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Abbas ile Brüksel'deki görüşmesinin ardından AB'nin Filistin'e desteğini yineleyerek "Bu kritik dönemde Filistin halkına AB'nin desteğinin devam edeceğini teyit etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) de AB üyesi ülkelere, ABD'nin yardımlarında kısıtlamaya gideceğini duyurduğu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşuna (UNRWA) destek vermeleri çağrısında bulundu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Filistin'e verilecek 125 milyon dolarlık yardımın 65 milyon dolarlık bölümünün "tekrar gözden geçirmek üzere" askıya alındığını ifade etmişti.

Belçika, ABD'nin Filistin'e yapacağı yardımda kısıtlamaya gitmesi kararının ardından UNRWA'ya 19 milyon avro yardım yapacağını duyurmuştu.

Mogherini de AB'nin UNRWA'nın en büyük donörlerinden olduğunu hatırlatarak ABD'ye yardımı kesmemesi çağrısında bulunmuştu.

Trump'ın son dönemdeki "İsrail yanlısı tutumundan" rahatsızlık duyan Filistin yönetiminin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in her iki tarafa yapacağı ziyareti boykot ederek Pence ile görüşmemesi de gelinen noktayı özetler nitelikte.

Türkiye ve diğer devletlerden destek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya ilişkin açıklamasında İsrail-Filistin meselesinin İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve AB olarak müşterek bir çalışmayla ele alınması çağrısında bulunmuştu.

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın da Filistin'in AB tarafından tanınmasının, müzakere masasına çok ihtiyaç duyulan adaleti getireceğini ve Avrupa'ya, gelecek müzakerelerde avantaj sağlayacağını ifade etmişti.

Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, AB ülkelerine Filistin'i devlet olarak tanımaları çağrısında bulunmuştu. Süddeutsche Zeitung'a mülakat veren Asselborn, "Biz Avrupalılar Filistinlilerin de kendi devletleri olma hakkına sahip olduklarını göstermek zorundayız" demişti.

Konuya ilişkin Fransa'dan da sürpriz bir adım gelmişti. Başkent Paris'in kuzeyinde bulunan Gennevilliers'in Belediye Başkanı Patrice Leclerc, yazılı açıklama yaparak, Filistin devletini tanıdıklarını duyurmuştu.

Ayrıca Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Filistin lideri Abbas ile yaptığı telefon görüşmesinde, ülkesinin "iki devletli çözümü" temel alan siyasi süreci desteklediğini yinelemişti. Gabriel'in şubat ayında Filistin'i ziyaret etmesi bekleniyor.

Kaynak: AA