Cumhuriyet/ Emniyet’in herkesi suçladığı fezleke “utanç verici” bulundu. İçişleri Bakanlığı’nı özür dilemeye çağıran Türkiye Barolar Birliği, baroları hedef alanlar hakkında işlem başlatılmasını istedi. Kılıçdaroğlu da “Özgürlük ve demokrasi talepleri ne zamandan beri fezleke konusu oluyor?” dedi. ALİCAN ULUDAĞ 

‘Sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım. Kaskını çıkar, copunu bırak, delikanlı kim bakalım’ mesajı fezlekede

‘Sık bakalım’ demek SUÇ DELİLİ

ALİCAN ULUDAĞ

ANKARA - Ankara Emniyeti, başkentte düzenlenen eylemlere ilişkin hazırladığı fezlekede, ilk 12 günde eylemlere 283 bin kişinin katıldığını bildirdi. Fezlekede, 1 Haziran günü yaşananlar anlatılırken Ethem Sarısülük’ün polis tarafından vurulmasına hiç değinilmedi. Eylemcilerin Twitter gibi sosyal medya üzerinden örgütlendiği belirtilen fezlekede, buralarda yapılan paylaşımların “halkı devlete ve hükümete karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmek amacı ile yayınlandığı” ileri sürüldü. Bu paylaşımlara, “Sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım. Kaskını çıkar, copunu bırak, delikanlı kim bakalım dedik. Gördüler” şeklindeki bir tweet örnek gösterildi.
Ankara Emniyeti TEM Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan 86 sayfalık fezlekenin önemli bir bölümünü sosyal medya üzerinden yapılan yorumlar oluşturdu. Fezlekede, “Paylaşımların; olaylara katılımı artırmak, halkı devlete ve hükümete karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmek amacı ile yayınlandığı anlaşılmaktadır”değerlendirmesi yapıldı. Fezlekede, TGB, Öğrenci Kolektifleri, Ulusal Kanal, Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel, TGB Genel Başkan Yardımcısı Erdem Özdemir’in attığı tweet’ler örnek olarak yer aldı. “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmeye” yönelik tweet’ler arasında TGB’li Efe Barbaros’un “Sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım. Kaskını çıkar, copunu bırak, delikanlı kim bakalım dedik. Gördüler” mesajı ve TGB yöneticisi Erdem Güler’in“Türk milleti ayakta. Faşist diktatör yıkılacak” paylaşımı fezlekeye konuldu. Eylemci grupların, genellikle sosyal paylaşım siteleri ve telefonlara yüklenebilen telsiz programları vasıtasıyla örgütlendikleri savunulan fezlekede, “Ayrıca polisle çatışırken nelere dikkat etmeleri gerektiğiyle ilgili sürekli bilgi paylaşımında bulunmuşlar, kendilerince yeni taktikler geliştirmeye çalışmışlardır” ifadesi kullanıldı.