Adalet Bakanı Gül, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nu ziyaret etti. Ziyaretin ardından Gül ve Feyzioğlu açıklamada bulundu. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde sona gelindiğini belirten Gül, tüm bu süreçte "güven veren adalet" yaklaşımıyla toplumun her kesimiyle diyalog içinde olduklarını söyledi. Avukatların mesleki yeterliliğinin arttırılması, özlük haklarının daha da iyileştirilmesi için yapılması gerekenleri masaya yatırdıklarını dile getiren Gül, "Özellikle avukatların yargının temel unsuru olduğundan yola çıkarak niteliğinin arttırılmasını çok önemsiyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde belgede de yer alacak konu avukatlık mesleğine giriş için bir sınavın getirilmesi. Avukatlar, şu anda hukuk fakültesinden mezun olunca avukatlık mesleğine başlayabiliyorlar ama bizim ortaya koyacağımız vizyonla artık avukat olabilmek için bir sınava tabi olmak ve o sınavı kazandıktan sonra staj ve diğer aşamaları tamamlamak durumunda" diye konuştu.Gül, adaletin toplumun her kesiminin beklediği, özlediği ve ihtiyaç duyduğu temel konulardan biri olduğunu anlatarak, "Bu konuda hükümetimizin ortaya koyduğu çok önemli adımlar var. Ancak 15 Temmuz ve sonrasındaki süreçte yargının içine nüfus etmiş, yargıyı bir güç olarak kullanan bu terör mensuplarının cübbesinin içine FETÖ bağlılığını gizleyen bu hainler temizlendikçe yargımıza olan güven daha da artmaktadır. Aç kalabiliriz, susuz kalabiliriz ama adaletsiz asla kalamayız ve adalet hepimiz için elbette temel bir idealdir. Bu ideali de yaşatmak hepimizin boynunun borcudur. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi yargıyı bir dizayn etme, bir hiyerarşiyi bozma, egemenlik kurma aracı olarak gören FETÖ gibi anlayışları elimizin tersiyle itiyoruz ve bu anlayışla sonuna kadar mücadele ediyoruz" şeklinde konuştu. 

“Terörle mücadele esasında bir insan hakkı mücadelesidir” 

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun hem akademik hem de avukatlık yönüyle Türkiye’nin değerli bir hukuk insanı olduğunu belirten Gül, şunları kaydetti: 
“Her vatandaş, Türkiye’de terörle mücadele konusunda söz söyleme hakkına sahiptir. Çünkü terörle mücadele esasında bir insan hakkı mücadelesidir. Bunun bir avukatın söylemesi, bir Barolar Birliği Başkanının söylemesi de en doğrudur. Bu konuda bizler de bu açıklamaların yanındayız. Çünkü 251 vatandaşımızı şehit eden FETÖ terör örgütüne karşı verilen mücadele bir temel haktır, özgürlük mücadelesidir, insan hakkı mücadelesidir. Gencecik öğretmenimizin hayatına kast eden, kucağında bebeğiyle şehit olan bir vatandaşımıza PKK terör örgütüne karşı verilen bir mücadele bir insan hakkı mücadelesidir. En başta hukukçuların, bu terör mücadelesine en güçlü desteği vermesinden başka tabi bir şey olamaz. Dini duyguları istismar ederek esasen barış dini olan İslam’a da hakaret eden, İslam’ı da ayaklar altına alan DEAŞ terör örgütüne karşı verilen mücadele bir insan hakkı mücadelesidir, bir temel hak ve özgürlük mücadelesidir.” 

“Sandık demokrasinin namusudur” 

Türkiye’deki tüm seçimlerin hukuk çerçevesinde gerçekleştiğini vurgulayan Gül, “31 Mart seçimleri de tüm siyasi partilerin sandık başında bulundukları, itiraz etme hakkının olduğu bir seçim olacak. Burada spekülasyonlara asla milletimizin itibar etmemesini ifade etmek isterim. Her seçimde şu oldu, bu oldu, ölüler yazıldı deniliyor. Onlar için zaten itiraz süreci var ve seçmen listeleri güncelleniyor. Bu konuda suç işleyenler de ağır bir şekilde cezalandırılıyor. Milletimiz müsterih olsun. Sandık demokrasinin namusudur. Bu namusa tüm siyasi partiler elbette sahip çıkacaktır” ifadelerini kullandı. 

Gebze'de sanayi tüpü patladı: 2 ölü, 6 yaralı Gebze'de sanayi tüpü patladı: 2 ölü, 6 yaralı

"Türkiye, bu cinayetin örtbas edilmesini önlemiştir" 

Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Gül, BM'nin Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin raporuna yönelik, “BM Özel Raportörü Callamard Türkiye’ye ziyarette bulundu ve Kaşıkçı cinayetiyle ilgili temaslarda bulundu, olayın gerçek yüzüyle ilgili bilgi sahibi oldu. Bu çerçevede Bakanlığımızı da ziyaret etti, bu cinayetle alakalı Türkiye’nin idari ve adli olarak yapmış olduklarını paylaştık. Orada da Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu tüm bu çabaları taktirle karşıladığını ifade ettiler. Ön raporda da nitekim bu bulguları ifade ettiler. Türkiye, bu cinayetin örtbas edilmesini önlemiştir. Türkiye, hem adli hem de idari kapasitesini sonuna kadar kullanarak bir insan hakkı ihlalini, bir yaşam hakkının ihlaline karşı gerçeğin ortaya çıkması için büyük bir gayret göstermiştir. Bu cinayetin üstünün örtülmesi ya da bu cinayetin belki başkalarının üzerine atılması amaçlanıyordu ama Türkiye tüm bu çabaları, tüm bu niyetleri açık etmiştir, ortaya çıkarmıştır. Bugün bir ön rapor anlamında esasen bu ifadeleri görmek de gerçekten önemlidir. Suudi Arabistan'ın bu soruşturmaya kapalı olması, işbirliğine açık olması olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını önlemektedir. Umarım bu rapor uluslararası kamuoyunun daha da farkındalığını arttıracaktır ve tüm faillerinin, azmettirenlerin ortaya çıkmasına da katkı sağlayacaktır. Türkiye olarak biz tüm uluslararası topluma, soruşturmacılara elimizdeki tüm bilgileri elbette vermeye, paylaşmaya hazır olduğumuzu bu vesileyle ifade etmek isterim" diye konuştu. 

"Enkaz bu işin üstünü örtemeyecektir" 

Gül, İstanbul Kartal'da çöken binaya ilişkin ise, "Olay anından itibaren İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından soruşturma başlatılmıştır. Başsavcımızın görevlendirdiği başsavcı vekili koordinasyonunda soruşturma titizlikle sürdürülmektedir. Olay anından itibaren ilgili numunelerin alınması, bilirkişilerin tayin edilmesi ve olayla ilgili ne şekilde gerçekleşti, hangi sebeple gerçekleşti bununla ilgili çalışmalar yapılıyor. Bu arada enkaz kaldırılma çalışmaları da sürüyor. O çalışmaları da engellememek adına hem de soruşturmanın nihai olarak gerçek anlamda ortaya çıkması için büyük bir çaba ortaya konuluyor. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığımız, bu konularla ilgili açıklama yapmaya ihtiyaç duyulduğunda kamuoyunu da bilgilendirecektir. Ama hiçbir şekilde enkaz bu işin üstünü örtemeyecektir. Kim sorumluysa, bu olayın ortaya çıkmasına kim sebebiyet vermişse milletimiz müsterih olsun savcılığımız titizlikle bu soruşturmayı sürdürmektedir ve ihmali olan, kusuru olan varsa, kimlerse bunlar da elbette soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır" şeklinde konuştu. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ise TBB'nin yargının kurucu unsuru olan avukatlık mesleğini temsil ettiğini belirterek, "Bu sebeple hiç kuşkusuz yargının çatısı altında bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti devletinin de temel taşıdır. Bazıları bize 'devletçi' yapıştırmasında bulunuyor ya Türkiye Cumhuriyeti devletini başımızın üstünde taşımak, bu devletin içinde yer alan her kurum gibi bizim de vazifemizdir. TBB anayasamızda temel özellikleri tanımlanmış olan devletimizin dimdik arkasındadır. Türkiye Cumhuriyeti devletini siyasi iktidardan ayırmayı bilmeyenlerin ya da kasıtlı olarak bu ayrımı yapmak istemeyenlerin her türlü saldırısına karşı devletimize göğsümüzü siper etmeye devam edeceğiz" dedi. TBB'nin tartışmasız milli bir yapı olduğunu dile getiren Feyzioğlu, "Bundan rahatsızlık duyan varsa rahatsızlık duymaya devam edebilir. TBB, önce Türk milleti der. Türk milletinin menfaatleri başka devletlerin ve başka milletlerin ya da küresel ekonomik güçlerin menfaatlerinden üstündür bizim için. TBB, 82 milyon vatandaşımızı anayasamızın emrettiği gibi etnik köken, dil, inanç, mezhep, cinsiyet ve siyasi görüş ayrımı yapmaksızın kucaklar. Aynı geçmişten gelip geleceği birlikte inşa etme ülküsünde olan herkesi Türk milletinin asli unsuru olarak görür. Türk milleti tanımından, tabirinden rahatsızlık duyan varsa duyabilir. Buyursun duysun. Bunun adı milliyetçiliktir. Mustafa Kemal Atatürk'ün tanımladığı şekilde en yapıcı bir milliyetçiliktir" ifadelerini kullandı. 

"Terör örgütlerini kahredeceğiz dediğimde rahatsız olan varsa bu rahatsızlıktan biz ancak memnuniyet duyarız" 

Feyzioğlu, şunları kaydetti: 
"Kavgadan ve düşmanlıktan beslenen terör örgütleri milletimizin kucaklaşması ve gücünü hukuktan alan devletimizin kararlılığı sayesinde kahredilecektir. Terör örgütlerinin kahredileceği cümlesini söylediğim için ve bunu da birbirimize kenetlenerek, birbirimizin arasına nifak sokmalarına izin vermeyerek yapacağımızı ifade ederek terör örgütlerini kahredeceğiz dediğimde rahatsız olan varsa bu rahatsızlıktan biz ancak memnuniyet duyarız. Kullandığımız milli kelimesinden, milli birlik ve beraberlik için yaptığımız çalışma ve söylemlerimizden rahatsızlık duyanların tepkileri göğsümüzde madalyadır." 

İHA