Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan’ı ziyaret eden Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Cem Zorlu, 2016 yılı Eylül ayında faaliyetlerine başlayan vakfın 2013 yılındaki 17-25 Aralık sürecinden sonra Fethullahçı Terör Örgütü’ nün yurt içindeki eğitim-öğretim faaliyetlerini tamamen devralarak alternatif olarak yurt dışındaki Türkiye dostlarının “Bunları çıkaralım ama biz Türkiye’nin dostlarıyız. Türk eğitim sistemine güveniyoruz. Türk eğitim sisteminin burada devam etsin” yönündeki talebi üzerine ortaya çıkan bir vakıf olduğunu söyledi. Zorlu, vakfın 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da aktif hale geldiğini dile getirdi.

Vakıf olarak bugüne kadar 50’nin üzerinde ülkeye ziyaret gerçekleştirdiklerini açıklayan Zorlu, “Heyetler gittikleri ülkelerde yetkililerle resmi temaslar sağladılar. Gidiş amacımız FETÖ terör örgütüne ait okulların devralınmasıydı. Çünkü buralardaki okulların vatandaşlarımızın, halkımızın maddi ve manevi destekleriyle ortaya çıkarılan kurumlar olduğuna inanıyoruz. Bunların işletilmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye adına çalışmalar yapılması gerektiğine inanıyoruz. Devredilmesi ve vakfımız tarafından bu işin devam ettirilmesi noktasında muhataplarımıza taleplerimizi ilettik. Muhataplarımızın bir kısmı bu okulları kapattık devletleştirdik dedi. Kimileri de hukuki süreci bekliyoruz diyerek zamana yaydılar. Bazıları da bize bu okulları devrettiler. Şu anda temaslarda bulunduğumuz 6 civarında ülke bize okulları devretti. Faaliyetlerini Maarif Vakfı olarak yürütüyoruz. Kısa süre içerisinde 10 tane ülkenin de bize bu okulları yazılı taahhütnameler çerçevesinde devretmesini bekliyoruz. Bu yıl eğitim öğretim faaliyeti başladığı dönem içerisinde 20-25 ülkede Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da, Balkanlar’da, Uzak Doğu’da eğitim öğretim faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Temel felsefelerinin yurt dışında FETÖ’nün yapmış olduğu tahribatları ortadan kaldırmak ve Türk kültürü ile kimliğini oradaki kardeş, dost ülkelere ve evlatlarına ulaştırarak, onlara gerçek manada Türkçe öğretmek olduğunun altını çizen Zorlu, “Çünkü bu terör örgütü Türkçe öğretiyorum derken samimi bir şekilde Türkçe öğretmediğini gördük. Terör örgütünün okullarının Türkiye’den çok başka ülkeler lehine çalıştığına muttali olduk. Gerçekten Maarif Vakfı’na devredilen bu okullar iyi insan, güzel insan, değerli ve ahlaklı insan yetiştirme felsefesinin uygulandığı, Türkiye’nin yurt dışına açılan penceresi haline gelecek. Ve gerçekten oralarda Türkçe öğreteceğiz. Buradan mezun olan kardeşlerimize Türkiye’de kucak açacağız. Burslar vermek suretiyle bütün dünyada Türkiye’nin açılan bir penceresi, açılan bir yüzü olmak suretiyle dost ve kardeş ülkelerle kaynaşarak onların eğitim-öğretim faaliyetlerine bir nebze katkı sağlamak temel amacımızdır. Bu çerçevede faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Cumhurbaşkanımızın bize gösterdiği bir hedef var. Birleşmiş Milletlere kayıtlı 193 ülkede kısa süre içerisinde var olmak ve eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürmek. Bizim faaliyet alanımız sadece eğitim öğretim değil aynı zamanda kültür merkezleri kurmak, sportif tesisleri kurabilmek. Ve yurt ve imkanı da sağlayabiliyoruz. İnşallah Bunları en kısa sürede gerçekleştirmek hedefimizdir” diye konuştu.

Yurt dışı temaslarında FETÖ’nün ne kadar iki yüzlü bir örgüt olduğunu gördüklerini dile getiren Zorlu, “Bir kere biz bu terör örgütünün iki yüzlü olduğunu bunu bizzat gördük. Türkçe öğretmediğini, Türk kültürünü vermediğini ve biz aldığımız binada da bunu gördük. Gerçekten bir korku imparatorluğu kurulmuş. FETÖ terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in dairesinin içerisinde gizli dehlizler olduğunu tespit ettik. Bu terör örgütünün ta 1980’li yıllardan itibaren aslında gizli niyetlerinin olduğunu şuanda bizzat müşahede ediyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye’de terör örgütleriyle mücadele eden herkesin hedef haline getirildiğini anlatan Zorlu sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de bu terör örgütüyle mücadele eden herkes hedef haline getiriliyor. Sadece bu terör örgütü değil bütün terör örgütleriyle mücadele de herkes hedef haline gelecektir. Sonuç itibariyle biz milletimiz, vatanımız, devletimiz uğrunda aşkla, şevkle çalışmaya devam edeceğiz. Sayın cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Türkiye’nin daha iyi noktalara gelmesi için bizim gayretlerimiz bu çerçevede devam edecek. Davası olan derdi olan insanın Allah’tan başka kimseden korkusu olmaz. Şu anda Gine, Nijer, Somali, Sudan, Kongo Cumhuriyeti’nde olmak üzere 30 civarında okul bize devredildi. Kısa süre içerisinde 10 civarında da ülkeden de okulların devredilmesini bekliyoruz.”






http://www.iha.com.tr/haber-fetonun-yurt-disindaki-30-okulu-maarif-vakfina-devredildi-641520/