Ey FETÖ hakkında itirafçı olanlar ya da olacaklar ya da FETÖ ile mücadele edenler!..
Bakın biz öyle güçlüyüz ki; konuşursanız sizi evinizde,çocuklarınızın gözü önünde öldürürüz!..
Hatta bize sözlü olarak hain diyenleri dahi, yargı önüne çıkartırız!..

Son 30 gün içerisinde çok garip iki olay gerçekleşti.

Birincisi;

‘‘Organize suç örgütü’’ davasında yargılanan ve kendisine elektronik kelepçe takılarak adli kontrol tedbiri uygulanan, İzmirli iş adamı Ahmet Kurtuluş’un, evinde, çocuklarının gözü önünde, polis kıyafeti giyen bir tetikçi tarafından öldürülmesi.

İkincisi;

Akıncı Davası’nda ‘‘tanık olarak’’ çıktığı mahkemede, 15 Temmuz gecesi Ankara’nın Kazan ilçesi vatandaşlarından 8’ini şehit eden, 86 kişinin de yaralanmasına sebep olan SAT mensubu darbecilere ‘‘hain’’ dediği için Savcı Kaan Kılıç tarafından şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan Tuğamiral Mustafa Turhan Ecevit olayı.

BU İKİ OLAY TOPLUMDA NASIL BİR ALGI OLUŞTURUYOR?.. 

Birinci hadisede, evinde, adli kontrolde iken çocuklarının gözü önünde faili meçhul bir cinayete kurban giden Ahmet Kurtulmuş, bir FETÖ itirafçısı idi. Öldürülmesinden de anlaşılacağı üzere FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ve mensupları hakkında çok önemli bilgiler vermiş olacak ki; daha fazla konuşmasın diye, profesyonel olduğu açık olan bir tetikçi tutularak öldürüldü… Bu olayın toplumda oluşturduğu algı bu.

İkinci hadise de ise; 8 kişiyi şehit eden, 86 kişiyi de yaralayan SAT mensubu darbecilerin, Pensilvanya Şeytanı’nın tezgahladığı 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren ekibe ‘‘hain’’ diyen Turhan Ecevit’in Savcı Kaan Kılıç tarafından ifadesinin alınması, hakkında soruşturma başlatılması olayının topluma hangi mesajı verdiği…

Manisa'da 23 Nisan dolu dolu geçti Manisa'da 23 Nisan dolu dolu geçti

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü hakkında itirafçı olan, devlete çok önemli bilgiler veren birisi elektronik kelepçeli olarak adli kontrolde iken öldürülüyor, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarına ‘hain’ diyen diğer birisi hakkında, Türkiye Cumhuriyeti Savcılarından birisi, ‘sen nasıl 8 kişiyi şehit eden, 86 kişi yaralayanlara hain dersin’ dercesine soruşturma açıyor…

Ne demek lazım bunlara peki?..

Burada birileri şu mesajı mı vermek istiyor:

Ey FETÖ hakkında itirafçı olanlar ya da olacaklar ya da FETÖ ile mücadele edenler!..

Bakın biz öyle güçlüyüz ki; konuşursanız sizi evinizde,çocuklarınızın gözü önünde öldürürüz!..

Hatta bize sözlü olarak hain diyenleri dahi, yargı önüne çıkartırız!..

Bu iki hadiseye çok farklı anlamlar yüklemek mümkün… Yükleyebilene…

FETÖ MÜCADELESİNDE 15 TEMMUZ’DAN GÜNÜMÜZE NE KADAR YOL ALINDI?

15 Temmuz’un 4. Yıl dönümüne şurada 1 ay kalmışken;

O gün, kendilerini Yurtta Sulh Cihanda Sulh Komitesi olarak tanıtan darbecilere ne oldu?

Bu komite üyeleri kimlerdi?

Bunlara ne oldu?

TV’den izliyoruz. Her gün askeriye ya da polis teşkilatı içerisinden 40-50 kişiye FETÖ operasyonu yapılıyor.

Peki, siyaset ve bürokrasi içerisindeki FETÖ mensupları ne kadar temizlenebildi? Siyaset ve bürokraside, askeriye ve polis teşkilatından daha mı az örgüt üyesi var?

Örgütün özellikle eğitim alanında yuvalandığı, her kurum için sözde ‘imam’ belirlediği düşünülürse, mesela YÖK imamı kim ve hakkında ne gibi bir işlem yapıldı?

FETÖ ile sivil hayatta mücadele edenler, bin bir türlü zulümle inim inim inletilirken, neden yetkili kurumlar kör ve sağır?

Daha doğrusu, bu kurumlarda yetkili olan kişiler, bu mücadeleye destek olmayacaklarsa neden hala oralardalar?

Hükümet ve HSK, zimmi yargı tacizi yaparak topluma mesaj veren Hakim ve Savcılar hakkında çok hızlı hareket etmek zorundadır.

Yoksa FETÖ ve kripto uzantılarıyla mücadele eden kişiler, kendilerine yapılan adli ve idari tacizlerle birer birer yok edilecekler.

Ama o kadar çok var ki… Bitiremezler…

Bu millet bitti demeden de, bu mücadeleyi kimse bitiremez…

Yusuf Karamanoğlu/DipDalga.com