İSTANBUL

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Beykoz 6. Olağan ilçe kongresinde konuştu.

"Fesat, fitne, fücur, bunları ayaklarımızın altına alıyoruz"

Erdoğan, sokaklara, caddelere taşan çok büyük coşku seliyle kongreleri gerçekleştirdiklerini belirterek, "Her gittiğimiz yerde şu gerçeğe defalarca şahit olduk. Milletimiz halen istikbalini AK Parti'de, AK kadroda görüyor. AK Parti, şimdi metal yorgunluğunu ne yaptı? Üzerinden attı. Şimdi, gençler, metal yorgunluğu gitti, yeni bir diriliş hareketi başladı. Buna ne diyorum? Bu bir diriliş müjdesidir diyorum. Her geçen gün daha da büyüyor, daha da güçleniyoruz." diye konuştu.

Allah'tan ramazan ayına ve Ramazan Bayramı'na kavuşturmasını, birlik ve beraberliklerini daim kılmasını dileyen Erdoğan, "Fesat, fitne, fücur, bunları ayaklarımızın altına alıyoruz. Birbirimizi Allah için seviyoruz. Dargınlık, kırgınlık, olmayacak. Bu bizim kitabımızda yok. Kitab-ı Furkan'da yok ve biz bunu yakalayacağız. Gençler, özellikle size sesleniyorum: Dargınlık, kırgınlık, fitne, fesat bunlar Feto Terör Örgütü'nün aramıza soktuğu virüslerdir. Bunlardan kurtulacağız ve birbirimizi Yaradan'dan ötürü seveceğiz ve yolculuğumuzu böyle devam ettireceğiz." dedi.

"AK Parti barış ve huzurun dinamosu olmuştur"

AK Parti'nin kaderiyle ülkenin kaderinin tıpkı bir halat gibi örülmüş, etle tırnak gibi birbirine geçtiğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"AK Parti geldiği nokta itibarıyla Türkiye'de istikrarın, demokrasinin, toplumsal barış ve huzurun dinamosu olmuştur. Bunun için hepimizin çok dikkatli olması, uyanık olması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte tüm teşkilat mensuplarımızın azami teyakkuz halinde bulunmaları önem arz ediyor. Zira her seçimde olduğu gibi 2019 öncesinde de partimizin birlik ve beraberliğini örselemeye, gücünü azaltmaya, konsantrasyonunu bozmaya yönelik teşebbüslerin olması kaçınılmazdır. Özellikle kendi hastalıklarını, kendi kısır tartışmalarını bize sirayet ettirmek isteyenler muhakkak çıkacaktır."

Denetimsiz ve alabildiğine serbest bir alan olan sosyal medyanın son yıllarda bu tür operasyonların ana mecra haline geldiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinde FETÖ bu alanı pervasızca, hoyratça, namertçe kullanmaktan çekinmemiştir. Haftalar, aylar boyunca şişirilmiş hesaplar, sahte karakterler üzerinden itibar suikastları düzenlemiş, yalan ve iftira üstümüze boca edilmiştir. Milli ve yerli tavır sergileyen kim varsa, FETÖ'nün tetikçilerinin hedefi olmuştur. Ana muhalefet partisi ve başındaki zat da meclis kürsülerini FETÖ'ye kiralayarak bu kalleş saldırılara kol kanat germiştir. Hiç utanmadan, arlanmadan zerrece yüzleri kızarmadan haftalarca FETÖ'nün linç kampanyasına destek oldular. Ana muhalefet ortalığa boca edilen iftira ve montajlardan nemalanmaya çalışırken, biz bu ahlaksızlığa prim vermedik. FETÖ'nün sosyal medya terörizmine asla boyun eğmedik. Hayata geçirdiğimiz hukuki ve idari tedbirlerle FETÖ'nün linç ve karalama furyasının önünü kesmeyi başardık. Elbette bu süreçte hem içeriden hem de dışarıdan çok ciddi eleştiriler de aldık."

"Onca kalleş saldırının hedefi demokrasidir"

Birilerinin AK Parti'yi, demokrasiyi bilmemekle, özgürlüklere riayet etmemekle suçladığını, başka birilerinin de mağdurların feryatlarına kulak asmadan, yapılan linç girişimlerini haklı göstermenin, sosyal medya şirketlerini aklamanın peşine düştüğünü anlatan Erdoğan, hatta o dönem Anayasa Mahkemesi'nin vicdanları yaralayan bazı kararlara imza attığını söyledi.

Meselenin ne demokrasi ne özgürlükler ne de hak ve hukukla alakası olduğunu dile getiren Erdoğan, onca kalleş saldırının yegane hedefinin demokrasi, özgürlükler, bizi biz yapan köklü değerler olduğunu ifade etti.

Geriye bakıldığında o zamanki tavırlarının ne kadar doğru, ne kadar yerinde olduğunun çok daha iyi anlaşıldığını aktaran Erdoğan, "Özellikle son günlerde bir küresel, sosyal medya şirketinin usulsüzlükleri üzerinden yapılan tartışmalar, bizim haklılığımızı ortaya çıkarıyor. Bizim o günlerde demokrasimizi sosyal medya teröründen korumak için aldığımız tedbirler, bugün Amerika'da Avrupa'da çok daha ileri seviyelerde gündeme geliyor. O zaman bizi antidemokratik olmakla suçlayanlar, bugün sosyal medya şirketlerinin sorumsuzluğu, hak ve hukuk tanımazlığı karşısında feveran ediyorlar." diye konuştu.

"Verilecek cevabımız hakikatlere sarılmaktır"

Yalanların panzehirinin hakikatler olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şahsımız, partimiz ve ülkemizle ilgili yürütülen tüm operasyonlara verilecek cevabımız sadece hakikatlere sarılmak, hakikatleri anlatmaktır. Atalarımız ne diyor? Sen doğru ol, kem belasını bulur. Bugün ve yarın, 2019 seçimleri öncesinde de takip edilecek yol budur. İftira simsarlarına prim vermeden, ahlakımızdan, edebimizden, bizi biz yapan kadim hasretlerimizden bir milim dahi sapmadan, daha çok çalışarak mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Mücadelemizi kırarak, dökerek değil, vatandaşımızın halini, hatırını sorarak, acısını, sevincini paylaşarak, derde düştüğünde imdadına koşarak yürüteceğiz. Şu gerçeği aklımızdan bir an olsun çıkarmayacağız; Biz bu günlere, medya operasyonlarıyla değil, manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Biz bugünlere vesayet odaklarının desteğiyle değil, milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürerek geldik." dedi.

Erdoğan, AK Parti olarak kardeşliği büyüterek, dayanışmayı, paylaşmayı yücelterek bugünlere kavuştuklarını anlatarak, bundan sonra da yine bir olacaklarını, beraber olacaklarını, kardeş olacaklarını ve hep birlikte Türkiye olacaklarını ifade etti.

"Her alanda, İstanbul'u tarihi yatırımlarla buluşturduk"

Erdoğan, eğitimden, sağlığa her alanda, İstanbul'u tarihi yatırımlarla buluşturduklarını, bu süreçte elbette Beykoz'un da nasibini aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Eğitimde açtığımız okullarla, inşa ettiğimiz yeni dersliklerle, ilçemizin eğitim alt yapısını güçlendirdik. Kaderine terk edilmiş, yıkılmanın eşiğine gelmiş tarihi eserlerimizi yeniden ayağa kaldırdık. Geçen gün Beykoz'daydım. Abraham Paşa Çiftliği'ne geldim. Son durumu bir göreyim dedik. Abraham Paşa Çiftliğimizi inşallah hizmete açıyoruz. Ama bak onun yanında da Türk-Alman Üniversitesi'ni yapıyoruz o da bitmek üzere. Tüm bunlarla inşallah güzel gelişmeler var. Tabii burası Paşabahçe, Şişecam ile nam saldığı için inşallah Abraham Paşa Çiftliği'nde hem bir cam müzesini yapacağız ama aynı zamanda cam müzesiyle beraber orada bütün bu cam mamulleri nasıl üretiliyor bunları da orada ustalar gelen turistlere gösterecekler. Gerek yerli, gerek yabancı turistlere. Mesele mesafe almak, yeni yeni adımlar atmak. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy Şiirevi'nin, Şeyh Etem Sırrı Efendi Tekkesi Kültür Evi'nin, İncirköy Mahallesi Sunazırı Sokağı'nın restorasyonlarını tamamlayarak Beykozlu kardeşlerimizin hizmetine sunduk."

"Riva Deresi ve çevresini yepyeni bir çehreye kavuşturuyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Beykoz Belediyesi Meclis Binası'nın, Soğuksu Gençlik Merkezi'nin, Kanuni Ormanı Nikah Salonu'nun yapımları sürüyor." diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı şekilde İstanbulluların tabiatla buluştuğu Riva Deresi ve çevresini yepyeni bir çehreye kavuşturuyoruz. Kanal Riva Projesi ile mevcut dereyi ıslah ederek, Beykozlu kardeşlerimin güzelce vakit geçirdiği spor, dinlenme, bisiklet ve yürüyüş aktivitelerini rahatça yaptığı bir turizm kompleksi yapacağız. Projenin tam olarak hayata geçmesiyle yaklaşık 5 bin kişiye iş ve istihdam sağlayacağız. Beykoz'da bunun gibi prestij projelerini hayata geçirmeye devam edeceğiz. Küçüksu Kasrı, onun önünde ne vardı? Eskiden mısır kazanları vardı. Orada biz mısır yemeye gelirdik. Ey gidi günler ey... Nereden Kasımpaşa'dan. Beykoz Çayırı'na gelirdik, orada da vardı, orada da yerdik ama Küçüksu, bunlar adeta cazibe merkezleri.

AK gençler, AK kadınlar çok cevval. 15 yıllık hizmet ve yatırım kervanının aksamasına, sendelemesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bunun için şimdiden 'Bismillah' diyor 2019 seferimizi başlatıyoruz. Bu yolculukta ben Beykoz teşkilatımızdan çok büyük gayret istiyorum. Şimdi soruyorum? Bizim Rabia'mızı biliyorsunuz değil mi? Çok yoruldunuz, kalkın bakalım. Gençler hazır mısınız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millet 81 milyonla, ayrım yok, Çünkü biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Ayırmayacağız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu yola böyle devam edeceğiz."

Erdoğan, kongrede yeni görev alacaklara başarılar diyerek, bu yarışta bayrağı devredeceklere de teşekkür ederek, sözlerini tamamladı.

"Türkiye artık bir zihniyet değişimini yaşıyor"

Erdoğan, partisinin Beykoz 6. Olağan İlçe Kongresi öncesinde, Şahin Köktürk Spor Kompleksi önünde halka seslendi.

"Türkiye artık bir zihniyet değişimini yaşıyor." şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Bu zihniyet değişiminde kararı siz vereceksiniz. Bay Kemal CHP'si, onlar zihniyet değişiminden yana değil, hiçbir zaman olmadılar ki yine olmayacaklar. Ama biz artık bu makus talihi değiştireceğiz. İnşallah Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracağız."

"Beykoz'a sahip çıkın"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması sırasında kendisine "Tayyip Dede" diye seslenerek fotoğraf çektirmek isteyen bir çocuğa da konuşmasının ardından fotoğraf çektirebileceklerini söyledi.

Çubuklu'dan gelen vatandaşların da sevgi gösterilerinde bulunduğu Erdoğan, Çubuklu'da geçmişte top oynadığını anlattı.

Çubuklu'dan gelen vatandaşları da konuşmasının ardından arka tarafa çağıran Erdoğan, "Ah ne günler geçirdik orada. Konuşacağız fakat ben de diyorum ki siz de Beykoz'a sahip çıkın. Çok çalışacağız. Çok gayret edeceğiz ve inşallah Beykoz'umuza bugüne kadar yaptığımız hizmetleri aynen artırarak devam ettireceğiz." dedi.

Geçen gün Küçüksu Çayırı'na geldiğini de anlatan Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ile orada eski günleri hatırladıklarını belirtti.

Küçüksu'daki meşhur mısır kazanlarının yeniden kaynamasını isteyen Erdoğan, Küçüksu Kasrı'nın önündeki alanın da mesire alanı haline getirileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Altına otoparkımızı da yapalım. Orada park sıkıntısı var. Süratle bu yaza biz orayı yetiştireceğiz. Çünkü o mezbelelik alandan kurtulmamız lazım. Beykozlu oraya layık değil." dedi.

Gençliğinde Kasımpaşa'dan Beykoz'a pikniğe geldiklerini, Küçüksu'da da maçlarını yaptıklarını belirten Erdoğan, "Buraların çocuğu olmak kolay değil. Zaten arkamızdaki Paşabahçe Stadyumu'nun dili olsa da konuşsa. Ne günler geçirdik." ifadelerini kullandı.

Beykoz'daki tapu sorunu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini izlemeye gelen bazı vatandaşların tapuyla ilgili yaşadıkları sorunları iletmeleri üzerine de bölgede tapuları dağıttıklarını söyledi.

Her şeyin hukuk içinde halledileceğini belirten Erdoğan, "Mahkemenin aleyhte karar verdiği şeyleri bizim düzeltmemiz mümkün mü?" dedi.

Vatandaşların, "Reis Çubuklu'ya sahip çık." sloganları üzerine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi birbirimizi aldatmaya gerek yok. Tapu senin elindeyse bal gibi de yaparsın. Tapusu olan, bırak müteahhidi. Müteahhide niye veriyorsun işini? Bu işe biz gerekirse Büyükşehir Belediyesi olarak gireriz, KİPTAŞ olarak bunu yaparız. Vermeyin müteahhitlere. İşte Büyükşehir Belediye Başkanı burada. Ben talimatı kendisine veriyorum, KİPTAŞ eliyle bunları yapalım. Çünkü bir kısım müteahhitlere bunu verdiğiniz zaman her numarayı yaparlar.

Diğer konuya gelince, bazı yerlerde biliyorsunuz geçmişten oraların tapulu olan kişileri çıktı. Bu dağıtılan tapularla alakalı değil, dağıtılan tapularla ilgili olarak sizler rahatlıkla Büyükşehir Belediye Başkanım da burada talimatı kendisine veriyorum, bununla ilgili ilçe, Büyükşehir, KİPTAŞ üçlüsü olarak bu işi yaptıracağız. Kimsenin dolduruşuna gelmeyin, oyununa gelmeyin. Hele hele Bay Kemal'in oyununa hiç gelmeyin. O çünkü bu işlerden anlamaz. Onun anladığı tek şey var, SSK döneminde devlet hastanelerinin hepsini ne hale getirdiğini biliyorsunuz."

"Sen bu ümmeti parçaladın"

Beykoz denilince burada Karadenizli nüfusun ağırlıklı olduğuna işaret eden Erdoğan, kendisinin de Karadenizli olduğunu ancak ayrım yapamayacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben sizi yaratan Rabbimden dolayı seviyorum çünkü hepsini benim Rabbim yarattı. Onun için de biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep beraber kardeş olacağız, birlikte Türkiye olacağız. O zaman bizi kimse bölemez. Ne terör örgütleri bölebilir, ne şunlar, ne bunlar. İşte Fırat Kalkanı'nda bölebildiler mi? Afrin'de bölebildiler mi? Bak ne oldu şimdi. Afrin'de bugün itibarıyla 4 bin 187 teröristi etkisiz hale getirdik. Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Dereler'de nereye kaçarlarsa kaçarlarsa ne dedim? 'İnlerine gireceğiz.' dedim. FETÖ'nün de inlerine girdik mi? Dünyanın değişik yerlerine kaçtılar. 80 taneyi dışarıdan topladık getirdik. Feto seni de getireceğiz, seni de getireceğiz. Er veya geç getireceğiz. Corç seni bir yere kadar saklar. Bir yerden sonra 'Bıktım senden.' der o da seni bırakır. Ondan sonra geleceksin. Çünkü sen bu ümmeti parçaladın, bu milleti parçaladın. Bu milleti parçalayana, bu kadar şehitlerimizin kanını biz yerde bırakmayacağız, hesabını soracağız."

"Sen olsa olsa Esed'e adamlarını göndermekten anlarsın"

Merkez Bankasının döviz rezervinin 2002'de 27,5 milyar dolar olduğunu, .şimdi ise bu rakamın 120 milyar dolara çıktığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bak nereden nereye... Büyüyen bir Türkiye var. İhracat 36 milyar dolardı, şimdi 160 milyar dolar. Büyüyen bir Türkiye var. Şimdi bizim artık silahsız, insansız hava araçlarımız var, yer tespiti yapıyor, bir de silahlı insansız hava araçlarımız var. O da vuruyor. Bay Kemal, bunları tanıdın mı, bunları gördün mü? İş bilenin, kılıç kuşananındır. Şu anda bize ne dedi? 'Afrin merkezine girmeyin.' Ya sen kimsin? Nereye gireceğimizi, nerede bombaları patlatacağımızı sana mı soracağız? Sen olsa olsa Esed'e adamlarını göndermekten anlarsın. Sen adamlarını oraya gönder. Suriye'deki teröristlere Mehmetçiğimiz gitti. Kiminle? Özgür Suriye ordusuyla gitti.

Geçen gün Özgür Suriye Ordusunun komuta takımı bana geldi. Kiminle geldi? Bizim takımla geldi. Çok enteresan. Komutanlardan bir tanesi, vücudunda öyle mermiler almış. Dediler ki 'Bu büyük kahraman.' 'Ne oldu?' dedim, 'Midesi yok.' Dedim 'Aç bakayım.' Açtı tişörtünü, gerçekten ön taraf ameliyat vesilesiyle tabii dikişler, dikişler meğerse kalçadan yediği, omuzdan yediği kurşunlar... Ameliyatı bizim tarafta olmuş fakat iyileştikten sonra tekrar cepheye gitmiş. Kiminle beraber? Bizim Mehmetçiğimizle beraber yapmış bu mücadeleyi. Bay Kemal Özgür Suriye Ordusu için ne diyordu? 'Bunlar terörist' diyordu değil mi? Onun teröristleri kendisiyle adalet yürüyüşünde beraberdi. Omuz omuzaydılar biliyorsunuz. Ama Özgür Suriye Ordusu bizim Mehmet'imiz ile beraber niçin mücadele verdi? Oradaki mazlumlar için, mağdurlar için verdi. Biz buyuz ve bundan sonra da böyle yürüyeceğiz."

Kaynak: AA