Uşak'ta yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında, oluşumun örgütlenme yapısı, eğitim kurumları üzerinden para transferleri, sosyal yaşamdaki etkinliği ve iş dünyası üzerinde oluşturduğu baskı yöntemleri deşifre edildi.

Uşak Emniyet Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan özel ekibin yaklaşık 1,5 yıllık çalışmasının ardından Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla gerçekleştirilen FETÖ/PDY operasyonu kapsamında örgütün finans yapısı, para transferleri, sosyal yaşamdaki etkileri ile iş dünyası üzerinde oluşturduğu baskı yöntemlerine ilişkin bilgilere ulaşıldı. 

Bugüne kadar Uşak ve 14 ilde Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği arama kararları doğrultusunda toplam 46 kişinin gözaltına alındığı, 9 kişinin tutuklandığı ve Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 13 kişi hakkında yakalama kararı çıkarılan soruşturmada örgütün finans ayağına önemli darbe vurulduğu belirtildi. 

Para transferlerinde paravan şirketler kullanıldıMali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları ile örgütün Uşak ve bölgesinde "himmet" adı altında toplanan paraları ülke genelinde kurulan 20'nin üzerindeki paravan şirket ile yurt dışına çıkardığı belirlendi. Para transferlerinde genellikle eğitim kurumlarını kullanan yapının değişik illerdeki eğitim kurumlarından, ABD'deki bir okula tek taraflı olarak yüklü miktarlarda para akışı gerçekleştirdiği tespit edildi.

Örgütün para akışı, "bir nehre uzanan çok sayıda kol" olarak tanımlanırken, operasyonlarda el konulan çok sayıda bilgisayarın dijital kayıtların incelenmesinin ise devam ettiği bildirildi.

Operasyonda halen aranan iş adamlarından Ö.Y'nin para transferlerinde kilit isim olduğu iddialar arasında yer alıyor. 

Para toplamak için iş dünyası baskı altına alındı

FETÖ/PDY'nin, birçok iş adamı ve esnafın dini duygularını istismar ederek ya da baskı kurarak "himmet", kurban ve burs adıyla para topladığı, para yardımında bulunmayanlara ise özellikle "büyük ikna ağabeyleri" diye adlandırılan kamuoyunun tanınmış isimleri ile baskı kurduğu, direnen iş adamlarına ise çeşitli kamu kurumları kanalıyla yüksek miktarlarda cezalar kesilerek bağışta bulunmaya zorlandığı belirtildi.Bu yolla tanınmış iş adamlarının iflasa sürüklendiği, geçmiş dönemde bazı şirketlerin açıkladığı iflas kararlarında da bu baskıların etkili olduğu ifade edildi.

"Aile yapısı arşivi" oluşturuldu

Soruşturma kapsamında FETÖ/PDY'ye ait eğitim kurumlarında eğitim gören ve yurtlarda kalan öğrencilere yönelik de arşiv çalışması yapıldığı belirlendi.

Örgüt üyelerinin okul ve yurtlarda kalan öğrencilerin ailelerini belirli dönemlerde ziyaret ettiği, bu ziyaretlerde ailelerin ekonomik yapısı, fikri özellikleri, giyim tarzları, okunan kitap ve gazeteler gibi kişisel verileri toplayarak rapor halinde saklandığı, operasyonların başlamasıyla bu arşivlerin bir bölümünün silinerek yok edilmeye çalışıldığının tespit edildiği öğrenildi.

Siyasi liderlere tavsiye mektupları

Örgütün bazı üst düzey sorumlularının, Fetullah Gülen'den aldığı "vekaletname" yazıları ile bazı siyasi partilerin genel başkalarına milletvekilli ve yerel seçimlerde adaylarla ilgili tavsiye mektupları gönderdiği polis tarafından ortaya çıkarıldı. 

Operasyonlarda yapılan aramalarda bazı sivil toplum örgütlerinin antetli kağıtlar üzerinde oluşturulan tavsiye mektupları ele geçirilirken, örgütün yerelde siyaset temsilcilerine aynı yöntemle baskı uyguladığı ve çıkar sağladığı iddialar arasında yer alıyor.

Örgütün sosyal yaşamda etkinliğini artırmak için çeşitli faaliyetler gerçekleştirdiğini belirleyen polis, yapının "evlilik imamları" atayarak evlenme çağında olan bekar erkek ve bayanlarla ilgili arşiv oluşturduğu, bu arşivlerden bireylere evlilik tavsiyeleri yaptığı iddia edildi.

Hükümet aleyhine sosyal medyada propaganda baskısı

FETÖ/PDY'nin, özellikle 17-25 Aralık sürecinde hükümeti yıpratmak amacıyla, sosyal medyada kara propaganda başlattığı, üyelerine talimatla hükümet aleyhinde paylaşımlarda bulunmasını istediği de tespit edildi.

Birçok örgüt üyesine isteği dışında sosyal medya hesapları açılarak "tweet yoksa maaş da yok" yazılı mesajların gönderildiği, bazı kişilerin ise baskı yüzünden sosyal medyada etkinlik gerçekleştirdiği belirlendi.

Operasyonun ilk ayağının ardından örgüt üyelerinin akıllı telefon kullanmamaları konusunda uyarıldığı, yeni nesil telefonların yok edildiği, internet erişimi olmayan haberleşme cihazlarını kullanmaya başladıkları, ev ve iş yerlerindeki bilgisayarların hard disklerini değiştirerek yok ettikleri, bazı dijital arşivleri ise kalorifer kazanlarında imha etmeye çalıştıklarının belirlendiği öğrenildi.

Örgütün farklı İslami yapıların içine sızarak takibe aldığı, FETÖ'nün farklı cemaat üyelerini fişlediği, cemaatleri şematik olarak kayıt altına aldığı da iddia edildi.

Soruşturma

Uşak'ta, FETÖ/PDY'ye finansal destek sağlamak amacıyla "himmet" adı altında halktan zorla topladıkları parayı paravan şirketler aracılığıyla İsrail, Güney Afrika, ABD ve Tunus gibi ülkelere kaçırdıkları, ayrıca yine "himmet" adı altında toplanan malları paraya çevirmek amacıyla anlaşmalı olarak kamu ihaleleri düzenlenmesini sağladıkları ve bu malları kamu kurumlarına fahiş fiyatlara satıp ihalelere fesat karıştırdıkları, belirli dönemlerde yüklü miktarda parayı yurt dışına götürdükleri iddiaları üzerine gerçekleştirilen 3 operasyonda, 60 kişi hakkında yakalama kararı çıkarılmış, 46 kişi gözaltına alınmış, bir kişinin ise başka bir suçtan cezaevinde olduğu belirlenmişti.
Gözaltına alınanlardan Uşak Organize Sanayi Bölgesi (UOSB) Başkanı Ali Y, "Türkiye imamının yardımcısı" olduğu öne sürülen Hazim S, iş adamları Barış A, Mehmet S. ve Mehmet D, Mehmet A.G, Abdurrahman G, Ali Y. ve Serdar K, FETÖ'ye üye olmak, anayasal düzeni bozmaya çalışmak" suçlarından tutuklu bulunuyor.

Operasyon kapsamında, Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 13 kişi hakkında da yakalama kararı çıkarılmıştı.

Kaynak: HABER7.COM