Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir'de toplu açılış törenine katıldı. Eskişehir Valiliği önünde hitap eden Erdoğan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Anayasa değişikliği üzerinden CHP'yi eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Batılıların cumhurbaşkanlığı sistemine niye karşı olduklarını anladım. Karın ağrılarının sebeplerini her gün biraz daha net görüyoruz. Peki, içimizdeki Hollandalılara ne oluyor? Ana muhalefetin başındaki zat ve avanesi terör örgütleriyle bir olmuşlar. İçinde olmayan her şeyi içindeymiş gibi göstererek, anayasa değişikliğini karalamaya çalışıyorlar. Anayasa değişikliğini kötülemek için sağa dönüyorlar gençlerimize hakaret ediyorlar. Sola dönüyorlar, parlamentoya hakaret ediyorlar. İleri bakıyor, muhtarlara hakaret ediyorlar. Bunlarla da kalmıyor; bir de tutup Suriyeli muhacirleri, milletimizi hedef göstermeye çalışıyorlar. Hollanda'daki, Almanya'daki, Avusturya'daki ırkçılar kendi ülkelerindeki Türkler ve Müslümanlar için ne yapıyorlarsa bunlar da aynı taktiği ülkemizdeki Suriyelilere uygulamaya çalışıyorlar. Kılavuzu karga olanın nokta nokta. Kılavuzu Avrupa'daki faşistler olan bir partinin varacağı yer, 1940'ların tek parti CHP'si dönemidir. Başka bir şey değil"

"3 DEĞİL, 5 ÇOCUK YAPIN; AVRUPA'NIN GELECEĞİ SİZLERSİNİZ"

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda ile yaşanan krize ilişkin "Seçim bitince de hemen geri çark ediyor. 'Hadi kaldığımız yerden devam edelim' diyorlar. Yok öyle. 'Oturur, bir kahvaltı yaparız; bir yemek yeriz'. Terbiyesizliğe bak, dalga mı geçiyorsun? Bu ülkeye ve millete dostluk eden herkese nasıl vefa gösteriyorsak husumet gösteren herkese de bunun bedelini ödetmek boynumuzun borcu" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir'de toplu açılış törenine katıldı. Eskişehir Valiliği önünde hitap eden Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanı'nın 'İşverenler çalışanların dini sembol niteliğinde kıyafet giymelerine yasak getirebilir' diyerek, işyerinde başörtüsü takmanın yasaklanabileceğine dair verdiği kararı eleştirdi.

Hollanda ile yaşanan diplomatik krize de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte Avrupa Birliği. Hani girelim dediğimiz Avrupa Birliği var ya AB Adalet Divanı, karar alıyor. Ne diyor? Baş örtüsünü yasaklıyor. Bıktık, bıktık. Hani din özgürlüğü, inanç özgürlüğü vardı? Sıkıysa kipayı da yasaklasana. Yasaklayabilir mi? Bunlar çok yüzlü çok. Türkiye başta olmak üzere kendileri dışındaki herkese kriter dayatanlar bunlar değil miydi?. Türkiye'nin bir bakanı, kendi vatandaşlarıyla buluşmak için geldiğinde olağanüstü hal ilan etmenin neresi özgürlükçülüktür? Hemen 2 saatte, kim bu belediye? Hükümet değil, belediye OHAL ilan ediyor; hale bak. Benim devletimin bakanına hem de bir bayan bakanına kapıları kapatan ve kendi toprağım sayılan konsolosluğuma sokmayanlara bizim de kapımız kapalıdır. Benim dışişleri bakanıma uçuş yasağı getirenlere kusura bakmasınlar, bundan sonra bizim de uçuş yasağımız vardır" diye konuştu.

"HÜSEYİN KURT KARDEŞİMİ KÖPEKLERE PARÇALATANLARIN ESKİ ROMA'DAKİ GLADYATÖRLERDEN FARKI YOK"

Hollanda polisinin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya destek vermek için toplanan Türk vatandaşlarına sert müdahalede bulunmasına tepki gösteren Erdoğan, "Uluslararası hukuku çiğneyen bunlar. Bunlar var ya bunlar, hiçbir sözlerine güvenilmez. Bakanlarını karşılamaya gelen insanların üzerine, benim Fatma Betül kardeşimi karşılamaya gelen vatandaşlarının üzerine atlarıyla itleriyle tepeden tırnağa silahlı polisleriyle saldırmanın neresi demokratlıktır? Benim Hüseyin Kurt kardeşimi yere yatırıp, köpeklere parçalatanların eski Roma'daki gladyatörlerden ne farkı var? Hiçbir farkı yok, aynı. Artık geri gidiyoruz, hale bak" dedi.

"'HADİ, KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDELİM' DİYORLAR; YOK ÖYLE"

Hollanda hükümeti için 'Seçim bitince de hemen geri çark ediyor' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "'Hadi kaldığımız yerden devam edelim' diyorlar. Yok öyle. 'Oturur, bir kahvaltı yaparız; bir yemek yeriz'. Terbiyesizliğe bak, dalga mı geçiyorsun? Sen kendi çıkarın için Türkiye gibi bir devlete her türlü haydutluğu yapacaksın ondan sonra da hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edeceksin. Bu ülkeye ve millete dostluk eden herkese nasıl vefa gösteriyorsak husumet gösteren herkese de bunun bedelini ödetmek boynumuzun borcudur"

"AVRUPA'NIN GELECEĞİ SİZLERSİNİZ"

Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarına seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Ağızlarındaki baklaları yavaş yavaş çıkarmaya, yüzlerindeki maskeleri indirmeye, gerçekleri ucundan kıyısından da olsa söylemeye başladılar. Onların rahatsızlığı şahsımdan veya hükümetten değildir. Onlar Türkiye'nin ekonomisiyle demokrasisiyle kendilerine ihtiyaç duymayan bir yere gelmesinden rahatsızlar; çünkü onların hayalindeki Türkiye her şeyiyle kendilerine bağımlı olan, istedikleri gibi itip kakabilecekleri bir Türkiye'dir. Kendi ülkelerindeki Türkler için de aynı duyguları taşıyorlar. Fabrikada işçi olarak çalışan Türk'e itirazları yok; ama o fabrikanın sahibi, mühendisi, yöneticisi olan Türk'e artık tahammül edemiyorlar. Buradan Avrupa'daki vatandaşlarıma sesleniyorum. Yaşadığınız, çalıştığınız yerler artık sizin sılanızdır. Oralara sıkı sahip çıkın. Daha çok iş yeri açın. Çocuklarınızı daha iyi okullarda okutun. Ailenizi daha iyi semtlerde yaşatın. En iyi arabalara binin. En güzel evlerde oturun. 3 değil, 5 çocuk yapın; çünkü Avrupa'nın geleceği sizlersiniz. Size yapılan terbiyesizliklere, haksızlıklara, düşmanlıklara vereceğiniz en güzel cevap işte bu olacaktır"

"ANA MUHALEFETİN BAŞINDAKİ ZAT VE AVANESİ TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BİR OLMUŞLAR"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin de açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Batılıların cumhurbaşkanlığı sistemine niye karşı olduklarını anladım. Karın ağrılarının sebeplerini her gün biraz daha net görüyoruz. Peki, içimizdeki Hollandalılara ne oluyor? Ana muhalefetin başındaki zat ve avanesi terör örgütleriyle bir olmuşlar. İçinde olmayan her şeyi içindeymiş gibi göstererek, anayasa değişikliğini karalamaya çalışıyorlar. Anayasa değişikliğini kötülemek için sağa dönüyorlar gençlerimize hakaret ediyorlar. Sola dönüyorlar, parlamentoya hakaret ediyorlar. İleri bakıyor, muhtarlara hakaret ediyorlar. Bunlarla da kalmıyor; bir de tutup Suriyeli muhacirleri, milletimizi hedef göstermeye çalışıyorlar. Hollanda'daki, Almanya'daki, Avusturya'daki ırkçılar kendi ülkelerindeki Türkler ve Müslümanlar için ne yapıyorlarsa bunlar da aynı taktiği ülkemizdeki Suriyelilere uygulamaya çalışıyorlar. Kılavuzu karga olanın nokta nokta. Kılavuzu Avrupa'daki faşistler olan bir partinin varacağı yer, 1940'ların tek parti CHP'si dönemidir. Başka bir şey değil"

Kaynak: DHA