Kuzey Kıbrıs’taki askerlik görevi sırasında, aldığı disiplin cezası nedeniyle er Uğur Kantar, disko olarak bilinen disiplin koğuşuna konuldu. Burada dövülen, susuz bırakılan ve kelepçeli şekilde güneşin altında bekletilen Kantar, gördüğü ağır işkenceler nedeniyle 12 Ekim 2011 tarihinde öldü. Disiplin koğuşunda gardiyan olarak görev yapan er Ayhan Arslan, Çavuş Fırat Keser ve Recep Tekin hakkında, ‘Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence’ suçundan Girne Askeri Mahkemesi’nde dava açıldı.
Askeri Mahkeme 16 Aralık 2011 tarihinde, ‘sanıkların askerlik hizmetlerini tamamladığı, geçici terhis sahibi oldukları ve işlenen suçun da askeri bir suç olmadığı, bu nedenle de davanın sivil yargıda görülmesi gerektiği’ gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Kararın temyiz incelemesi Askeri Yargıtay 1. Dairesi tarafından yapıldı. Askeri Yargıtay oyçokluğuyla verilen kararın bozulmasına karar verdi. Askeri Yargıtay bozma kararında, verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı belirtildi. 5 kişilik heyette yer alan iki üye verilen karara karşı çıktı. Bozma kararı üzerine dava dosyası tekrar Girne Askeri Mahkemesi’ne gönderilecek. Mahkeme, eğerz Askeri Yargıtay’ın kararına uyarsa, işkenceci sanıklar, işkence suçundan değil Askeri Ceza Kanunu’nun 117. maddesinde düzenlenen ‘astına kötü muamelede bulunarak ölümüne neden olma suçu’ndan yargılanacaklar. Böylece sanıklara yargılanıp mahkûm olmaları durumunda, 10 yıla kadar hapis cezası verilecek.

‘Ödül gibi’
Sanıklar Askeri Ceza Kanunu’na göre değil de TCK’da düzenlenen işkence suçundan yargılanırsa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almaları mümkün olabilecek.
Çağdaş Hukukçular Derneği adına davayı izleyen Avukat Teoman Özkan, Askeri Yargıtay’ın sanıklar açısından ödül gibi bir karar verdiğini iddia ederek Askeri Yargıtay, toplumun vicdanını yaralayacak bir karara imza atmıştır. Gencecik bir insanın yaşamı işkenceyle söndürülmüş, ailenin yaşamı karartılmıştır. Buna karşın işkence yapan insanlar neredeyse cezasız bırakılacak hale gelmiştir” diye konuştu.