TRABLUS

Libya'nın Derne kentinde Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'nin destek verdiği General Halife Hafter'e bağlı birlikler ile "Derne Savunma Güçleri" arasındaki çatışmalar sürüyor. Tarafların "taktik savaşı" ve ağır abluka şartlarında en büyük bedeli yine siviller ödüyor.

Derne Mücahitleri Şura Konseyi adıyla İslami gruplar tarafından 2014'ün sonunda kurulan Derne Savunma Güçleri kenti kontrolünde tutmaya devam ediyor. Bölgeye yaklaşık dört yıldır abluka uygulayan Hafter güçleri ise kısa süre önce kenti ele geçirmek için harekete geçti.

General Hafter, Mağrib El-Kaidesi'yle bağlantılı olduğu gerekçesiyle "terör örgütü" olarak nitelendirdiği Derne Mücahitleri Şura Konseyi'nin kontrolündeki Derne'ye yönelik operasyonu mayıs ayı başında başlattı.

Tarafların güç dengesi

Derne sahasındaki durumun karışıklığı nedeniyle tarafların güç dengesini tam olarak tespit etmek çok kolay değil. Ancak yine de kaynaklardan bölgede çatışan tarafların niceliğine ilişkin bazı bilgiler toplanabiliyor.

Hafter'e yakınlığıyla bilinen kaynaklar, Hafter güçlerinin sayısal açıdan büyük üstünlüğü bulunduğunu öne sürüyor.

Hafter'e bağlı güçler arasında, yeni kurulan Ayn Marra Şehitleri Bölüğü, Tobruk Savunma Bölüğü, Tarık bin Ziyad Tugayı, Tuğgeneral Salim Rahil Tugayı, 302 Ecdebiye Tugayı ve bunlar gibi çok sayıda birlik yer alıyor.

Derne Savunma Güçleri ise kentteki en büyük silahlı grup olan Ebu Selim Şehitleri Tugayı, Salahaddin Tugayı ve diğer küçük tugaylardan oluşuyor. Derne'deki Ensar eş-Şeria'nın Derne Savunma Güçleri bünyesinde bulunup bulunmadığı konusu ise net değil.

Libyalı yazar ve siyasi analist Ali Zliteni, 2011'den bu yana kriz içinde olan Derne'de yaşanan çatışmaların "durumun koordinatlarını değiştireceğini" söyledi.

Zliteni, Derne Savunma Güçleri'nin sayısının fazla olmadığını, ayrıca Hafter tarafından 4 yıldır havadan, karadan ve denizden kuşatılan söz konusu güçlerin birçok açıdan tükendiğini ifade etti.

Bu güçlerin Derne'de Haziran 2015'te terör örgütü DEAŞ'a karşı yürüttükleri mücadelede üst düzey yetkililer başta olmak üzere çok sayıda savaşçısını yitirdiğini kaydeden Zliteni, bu mücadele kapsamında Derne Mücahitleri Şura Konseyi'nin kentte kontrolü sağladığını hatırlattı.

Zliteni, ayrıca Derne Mücahitleri Şura Konseyi'ne bağlı unsurların yıllar içinde Bingazi Devrimcileri Şura Meclisi'ne katılarak savaştığını ve çok sayıda kayıp verdiğini de hatırlattı.

Çatışmalar Derne'nin batısı ve güneyinde yoğunlaşıyor

Hafter güçleri sık sık sahada işlerin kendi lehlerine gittiğini ve kentin çevresinde bazı bölgeleri ele geçirdiğini duyuruyor. Buna karşılık Derne Savunma Güçleri ise Hafter'e bağlı birliklerin kente girmek için gerçekleştirdiği saldırı girişimlerini püskürttüğünü belirtiyor.

Bağımsız kaynaklardan güvenilir bilgi alınamadığı için bölgedeki durum tam olarak bilinemiyor.

Hafter'e bağlı Özel Kuvvetler Komutanı Albay Venis Buhamade, Ez-Zahr el-Hamr, El-Hayle, Mertube eksenindeki mevzilerin yanı sıra kentin güneybatısındaki bazı mevzilerde de kontrolü sağladıklarını ifade etti.

Birçok stratejik alanın da ele geçirildiğini ileri süren Buhamade, ayrıca kentin güneybatısındaki girişlerin yakınlarında bulunan bölgelerde de kontrolün sağlandığını savundu.

Buhamade, güçlerinin Temeskut bölgesi üzerinde yoğunlaştığını, bölgenin yarısında kontrolü sağladıklarını ve kentin güneybatısındaki vadilerde tarama yaptıklarını söyledi.

Hafter güçlerinin çatışma taktiği

Hafter güçlerinin Derne Savunma Güçleri'ni kentin dışına çekerek içerideki hücrelerini harekete geçirmeyi planladığı belirtiliyor.

General Hafter daha önce bu taktiği Bingazi savaşında da kullanmıştı. Devrimciler Bingazi'nin doğusundaki Er-Racme bölgesini Hafter güçlerinden temizlemek için müstahkem kalelerden çıktığında, Hafter yanlısı "Sahvat" (Uyanış) diye isimlendirilen "silahlı siviller" kentte kalanlara saldırmıştı.

Hafter güçlerinden bir subay, kentin coğrafi zorlukları ve bölgeyi tanımayan başka kentlerden gelen savaşçılar nedeniyle öncelikle savaş uçaklarına başvurduklarını aktardı.

Karşı tarafın dağ savaşında profesyonel olması, komutanlarının birçoğunun daha önce Afganistan'da savaşması nedeniyle zorlandıklarına işaret eden subay, Hafter güçlerinin savaş stratejisinin genel olarak kente giriş emri vermeden banliyölerde savaşmak ve gerisini kentin içinde Hafter'i destekleyenlere bırakmak olduğunu söyledi.

Derne Savunma Güçleri "yıpratma savaşı" yürütüyor

Adının gizli tutulmasını isteyen bir Derne Savunma Güçleri mensubu ise sahte bir geri çekilme ile düşmanı çembere alıp yeniden saldırma taktiğini uyguladıklarını ifade etti.

Hafter güçlerinin hemen zafere ulaşmak istediğini ancak Derne Savunma Güçleri'nin oyalama taktiği izlediğini ve kendilerinin bildiği bölgeleri almalarına izin vererek Hafter güçlerine pusu kurduğunu aktardı.

General Halife Hafter'e bağlı güçlerin verdiği kayıpların bu stratejinin başarısını ortaya koyduğunu savunan Derne Savunma Güçleri mensubu, mevzi değil "yıpratma savaşı" uyguladıklarını kaydetti.

Çatışmaların insani boyutu

Bölgedeki çatışmalarda en büyük bedeli ise her zaman olduğu gibi yine siviller ödüyor.

Derne sakinlerinden Muhammed Dernavi, kentteki insani durumu "trajik" olarak nitelendirdi.

Dernavi, "4 yıl abluka altında durulan kentin durumunu hayal edebilirsiniz. Her şeyde sıkıntı var. Gıda malzemelerinden tut ilaca, benzine kadar." diye konuştu.

Çatışmaların bir an önce sona ermesini isteyen Dernavi, "Derne Mücahitleri Şura Konseyinin (Derne Savunma Güçleri) reddettiği devlet, polis ve ordu istiyoruz ancak savaşın ortasında kalmak, zorla göç ettirilmek ve evlerimizin yıkılmasını istemiyoruz." ifadelerini kullandı.

Muhabir: Safiye Karabacak

Kaynak: AA