Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen şüpheli ifadesinde, FETÖ'nün Mısır'daki darbeden sonra Sisi ve yönetimini meşru ve iyi göstermek için Türkiye'ye Mısır'dan Sisi yanlısı imamlar getirdiğini iddia etti.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında Malatya'da bir devlet kurumunda çalışırken gözaltına alınarak hakkında işlem yapılan ve etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen bir şüphelinin ifadesinde ilginç detaylar yer aldı.

Şüpheli, ifadesinde, Malatya'da bir kuruma müdür yardımcısı olarak atandıktan sonra FETÖ'nün faaliyetlerine katıldığını belirtti.

Resmi kuruma müdür yardımcısı olarak atanabilmek için FETÖ'nün Malatya'daki "Öğretmenlerden sorumlu il imamı" U.A'nın referans olduğunu aktaran şüpheli, örgütteyken "sohbet" adı altında yürütülen, bazı il müdürlerinin bulunduğu toplantılara kendisinin de katıldığını itiraf etti.

"Yıllık himmet miktarı belirleniyordu"

İdareci olarak çalıştığı süreçte katıldığı toplantılarda bol bol bağış, kurban ve himmet adı altında para toplandığını anlatan şüpheli, "İstemeyerek de olsa veriyordum. Herkesin gelir durumuna göre yıllık himmet miktarı belirleniyordu. Bu paralar bazen taksitle veya peşinen alınıyordu. Bu miktar limiti belirlenirken, alt limit eşi çalışanlar için 1,5 maaş miktarı, eşi çalışmıyor ise 1 maaş miktarı olmak üzere belirleniyordu. Toplanan paraların büyük bir kısmının (yüzde 95'i gibi) yurt dışındaki okullara ve oradaki hizmetlerde kullanıldığı söyleniyordu." ifadelerini kullandı.

Yapılan bağışlar ve toplanan paralar karşılığında herhangi bir makbuz verilmediğini, kimsenin de böyle bir talepte bulunmadığını belirten itirafçı, "Kurban ve adakları ise kanaatimce çoğunluğunun kesilmediğini, nakit olarak harcandığını düşünüyorum. Eğer toplanan paralarla kurban kesilmiş olsaydı dünyadaki fakirler etten nefret eder duruma gelirdi." dedi.

Örgütün 17-25 Aralık'tan önce Mısır'daki darbeyi meşru göstermeye çalıştığını iddia eden şüpheli, şunları kaydetti:

"Mısır'daki darbeden sonra ramazan ayında FETÖ'nün kendine ait özel okulları, yurtları ve benzer yerlerde teravih namazı kılınması için Türkiye'nin tüm illerine Mısır'dan imamlar getirilmiştir. Bu imamlar ilmi konuda tam donanımlı, mükemmel kıraat bilgisi olan, 35 yaş civarında, yakışıklı, bakımlı ve karizmatik yapısı olan kişilerdi. Çay içilen bir ortamda bu imamlarla ilgili konuşmalar geçti. Ben bu imamların Sisi'den mi, yoksa Mursi'den mi yana olduğunu sorduğumda, 'Sisi'den yana' olduğu söylendi. 17 Aralık ve darbe girişimlerinden sonra bu imamların FETÖ'cüler tarafından Türkiye'nin tüm illerini kapsayacak şekilde gönderilmesinin ana sebebinin FETÖ içerisinde bulunan, sempati duyan, gönül veren kişiler üzerinde, 'Darbeyi ve darbe yönetimini, Sisi'nin iyi birisi olduğu konusunda şirin göstermek ve darbeyi gerçekleştirecek kişilerin de iyi olabileceği' şeklinde algı oluşturulması ve bilinç altına yerleştirilmesi için yapılan çalışmalar kapsamında olduğunu anladım."

"17-25 Aralık süreci öne çekilmiş"

Şüpheli ifadesinde, 17-25 Aralık sürecinden sonra Malatya Büyükşehir Belediyesinde çalışırken tutuklanan "il müdürleri imamı" olduğu ileri sürülen M.T'nin, FETÖ'ye ait bir öğrenci yurdunda müdürlerle yaptığı toplantıyı da anlattı.

M.T'nin, toplantıda, AK Parti'nin oy oranının yüzde 30'un üzerine çıkamayacağı, AK Parti'ye seçimlerde oy verilmemesi gibi konuların konuşulduğunu bildiren şüpheli, 3 yıl sonra yapılması planlanan 17-25 Aralık sürecinin ani gelişmelerden dolayı öne çekildiği yönünde söylemlerin söz konusu olduğunu kaydetti.

"Uyuyan hücreler oluşturdular"

17-25 Aralık sürecinden önce toplantılara katılan bazı müdürlerin ansızın ayrıldıklarına da ifadesinde yer veren şüpheli, "Toplantılarda bize bunlarla ilgili, 'Bunlar bizi bıraktı, biz yolumuza onlar olmadan devam edeceğiz. Bunlardan dava adamı olmaz' gibi söylemlerde bulunarak bizde algı oluşturdular. Ancak ben bu yapının nasıl çalıştığını bildiğim için bunların bir oyun olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Mevcut yapı bünyesindeki kişileri sınıflandırarak kimini teşhir eder, kimini de feda eder, korumak istediklerini de sözde 'bizi terk etti' diyerek ifşa eder, yeri geldiğinde istifade eder. Bu şahısların uyuyan hücre olduğunu biliyorum." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA