Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki faaliyetlere ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerinden eski Kurmay Yarbay Ümit Gençer'in darbe teşebbüsünün en önemli ayaklarından biri olan TRT baskınına katılan askerlere emir komuta eden üst rütbelilerden biri olduğu bildirildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Yarbay Gençer'in darbe bildirisinin TRT ekranlarından okunmasını sağlayarak, darbe teşebbüsünde kilit rol oynadığı belirtildi.

İddianameye göre, şüpheli Yarbay Ümit Gençer, darbenin planlayıcısı olan Yurtta Sulh Konseyince, darbe bildirisini TRT'den okumakla görevlendirildi.

15 Temmuz günü saat 15.30 sıralarında Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında FETÖ yöneticilerinden Kemal Batmaz'la görüşen Gençer, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında hiçbir görevi bulunmamasına rağmen, Muhafız Alayından TRT yerleşkesine geçen askerlerle birlikte TRT'ye gitti.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayının bir önceki komutanı Albay Muhammet Tanju Poshor ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutan Yardımcısı Yarbay Ekrem Işık ile hareket eden Gençer ve beraberindekiler, silah tehdidiyle TRT personelini etkisiz hale getirdi.

Yere yatırdıkları personele plastik kelepçe takan Poshor ile Uzman Çavuş Fatih Gazel, binadan ayrılarak nizamiyeleri kontrol etti.

Yarbay Ümit Gençer ise yanındaki uzman çavuşlar ve teknik destek sağlamak amacıyla Üsteğmen Eşref Bozkurt tarafından TRT binasına getirilen Onur Demircan, Serdar Kaya, Murat Yıldız ve Mustafa Aras adlı sivillerle spiker Tijen Karaş'a zorla darbe bildirisini okuttu.

İddianamede, sivil şüpheliler Demircan, Kaya, Yıldız ve Aras'ın, Yarbay Ümit Gençer'in emriyle Kara Harp Okulu Malazgirt Taburunda Bölük Komutanı olarak görev yapan Üsteğmen Bozkurt tarafından özel araçla evlerinden alınarak TRT binasına getirildikleri ve TRT çalışanı şüpheli Başmühendis Yaşar Yüce'nin yönlendirmesiyle haber stüdyosu ve reji odasını buldukları belirtildi.

 

"KOMUTANIM, 2-3 DAKİKA İÇERİSİNDE YAYINA GİRECEĞİZ"

İddianameye göre Yarbay Gençer, TRT binası D blokta bulunan TRT haber reji odasına, yanındaki uzman çavuşlarla birlikte girerek silah tehdidiyle içeride bulunanları yere yatırdı ve ellerine plastik kelepçe taktı.

Bu sırada bir üst katta bulunan görevlileri fark ederek buraya çıkan Gençer ve beraberindekiler, canlı yayın stüdyosunun üst katındaki kafenin karşısında bulunan odada müştekiler Ali Yakışıklı, Özlem Bilgin, Songül Emanet, Elif Şimşek, Mehmet Başar, Abdullah Koltuk, Murat Kaban ve Tijen Karaş'ı gördü.

Bu kişileri de silah zoruyla yere yatırıp ellerine kelepçe takan Gençer ve beraberindekiler, yetkilinin kim olduğunu sordu. TRT Haber Kanal Koordinatör vekili müşteki İlker Taşkın, yetkilinin kendisi olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Yarbay Gençer, televizyonda bir bildiri okumak zorunda olduğunu, bunu kendisinin yapacağını söyledi ve yayın için kaç kişi gerektiğini sorup teknik bilgi istedi.

 

Reji odasında elleri kelepçeli çalışanlar varken bildiriyi okuyamayacaklarını anlayan darbeciler, aralarında Tijen Karaş'ın da bulunduğu çalışanları üst kata çıkararak Mehmet Başar'ın odasına kilitledi.

Kanalın koordinatör vekili müşteki İlker Taşkın, okuyacağı bildirinin tüm kanallarda yayınlanması gerektiğini belirten Gençer'e bulundukları yerin TRT Haber Yayın Merkezi olduğunu, bu yüzden tüm kanallarda yayın yapmanın mümkün olmadığını söyledi.

Bu sırada telefonla görüşen Gençer, karşısındaki kişiye "Komutanım, 2-3 dakika içerisinde yayına gireceğiz" dedi ve "Emredersiniz amiralim" diyerek telefonu kapattı.

Gençer, telefon görüşmesinin ardından, bildiriyi kendisinin okumayacağını, spikerin okuması gerektiğini söyledi ve İlker Taşkın'dan orada spiker olup olmadığını sordu. Bu şekilde spiker Tijen Karaş'ın adını alan darbeciler, üst katta spikerin kilitli bulunduğu odaya geçtiler.

Gençer, Tijen Karaş'a "Tijen Hanım, bildiriyi Genelkurmay sizin okumanızı istiyor" dedi. Darbeciler, "Bana bunu yapmayın" diyen Karaş'ı zorla stüdyoya indirdi. Gençer, aşağı inerken Karaş'ı ikna etmek amacıyla "Sizi tanıyoruz, merak etmeyin. Türkiye daha iyi, daha güzel olacak, bildiriyi okuyun" dedi. Karaş ise komutana, "O işler öyle olmuyor. Herkesin canı çok yanacak" karşılığını verdi.

Bu sırada "Bazı yetkilerin genel müdürde olduğunu" söyleyen İlker Taşkın ile tartışan Gençer, elinde bulunan MP5 otomatik tabancanın kurma kolunu çekerek "Buranın Genel Müdürü artık benim" dedi. İlker Taşkın'ı silah zoruyla ana kumandanın bulunduğu binaya götüren darbeciler, burada yayın şefini bularak okunacak bildirinin yayınlanmasını istediler. Darbeciler, yayın şefinin yanında bir sivil ve birkaç asker bıraktıktan sonra yeniden yayın merkezine döndü.

Karaş'ın, yazıların çok küçük olduğunu, okumasının mümkün olmadığını söylemesi üzerine darbeciler, kendilerine destek veren sivillerle darbe bildirisini önce bir çalışanın mail adresine oradan da prompter cihazına aktardı.

Tijen Karaş, darbe bildirisini okuduktan sonra ana nizamiye civarında bulunan Albay Poshor, Gençer'i arayarak, halkın toplandığını söyleyip takviye için nizamiyeye gelmesini istedi. Gençer, yanındaki uzman çavuşların bir kısmıyla nizamiye bölgesine gitti.

Darbeciler tarafından kullanılan helikopterden açılan ateş sonucu yaralanan Poshor'u gören Gençer, Albay Poshor'un emriyle nizamiye bölgesinde yoğunlaşan vatandaşların içeriye girişine engel olmaya çalıştı. Elindeki silahla havaya birkaç el ateş eden Gençer, vatandaşlar tarafından yakalanarak orada bulunan polislere teslim edildi ve gözaltına alındı.

 

EVİNDE 1 DOLAR BULUNDU

İddianamede, Ümit Gençer'in evinde yapılan aramada 1 ABD doları bulunduğu bildirildi. Şüphelinin, iş yerinde yapılan aramada ise komutanların telefon numaralarının yer aldığı listeler ele geçti. Gençer'in diğer FETÖ şüphelileriyle yaptığı telefon görüşmelerini içeren HTS raporu da iddianameye girdi.

Gençer, iddianamede yer alan ifadesinde ise Kemal Batmaz isimli FETÖ üyesini tanımadığını öne sürdü ve Batmaz ile Akıncı Üssü'nde görüştüğü iddiasını reddetti.

Darbe teşebbüsünün olacağını önceden bilmediğini ifade eden Gençer, şunları söyledi:
"Darbe teşebbüsü olduğunu 15 Temmuz Cuma günü saat 21.00'dan sonra Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiğimde Alay Komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış bana Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen mesaj emirlerini gösterdiğinde öğrendim.

Barış, bana sıkıyönetim direktifini TRT ekranlarından okuyacağımı, bu görevin bana verildiğini söyledi. O andan itibaren darbe teşebbüsünün varlığını bilerek hareket ettim. Bana silah ve teçhizat verdiler. Görevlendirilen uzman çavuşlarla ve Muhafız Alayına ait araçlarla TRT'ye doğru hareket ettik. Kutsi Albay'ın bana söylediği gibi TRT yerleşkesine girdikten sonra koruma olarak verilen uzman çavuşlarla birlikte TRT binasına girdim. Orada reji odasını buldum ve sıkıyönetim bildirisinin okunması için ne gerekiyorsa yapmaya çalıştım.

TRT yerleşkesi girişindeki ana nizamiyede hep beraber araçlardan indik. Yanımızdaki uzman çavuşlar özel güvenlik görevlilerini etkisiz hale getirdiler, plastik kelepçe taktılar. Ben yanımdaki uzman çavuşlarla birlikte TRT binasına geçtim.

Reji odasında bulunanları da etkisiz hale getirdikten sonra çekim ve yayın yapabilmek için gerekli personeli orada bıraktık. Geri kalan personel yukarıda bir başka odaya çıkarılarak bir uzman çavuş kontrolünde bekletildi.

Eşref Bozkurt'a teknik destek için sivil bir kısım şahısları getirmesi yönünde emir vermedim. Ancak hatırladığım kadarıyla Albay Barış'la görüşürken bana TRT'ye teknik destek için bir ekip göndereceğini söylemişti.

En son Genelkurmay Başkanının Başdanışmanı Orhan Yıkılkan beni telefonla arayıp, sıkıyönetim bildirisini benim okumamamı, bir spikere okutmamızı emretti. Ayrıca okunacak bildirinin WhatsApp'tan benim cep telefonuma gönderileceğini de söylemişti. Bu yeni durum üzerine giydiğim harici kıyafeti yeniden kamuflajla değiştirdim.

Yakalanmadan önce tabancamla havaya ateş ettim, çünkü üzerime halk geliyordu. Kendim teslim olduğum söylenebilir. Zaten halk kalabalık bir şekilde üzerimize geliyordu. Birilerinin canının yanmaması için teslim oldum. Yaptığıma pişmanım. Halk aşağıda üzerimize gelmeye başlayıp 'Yanlış yapıyorsunuz' diye söylemeye başladığında pişman oldum. Çarpık bir durum olduğunu, bir şeylerin yanlış olduğunu yakalandıktan sonra anladım. Ben tüm yaptıklarımı sıkıyönetim mesaj emrinin Genelkurmay'a ait olduğunu bilerek düşünerek yaptım. Benim hiçbir FETÖ bağlantım yok. ByLock vesaire programları kesinlikle kullanmadım."









http://www.haberturk.com/gundem/haber/1487991-darbeci-komutan-trt-binasinda-yasananlari-anlatti