İSTANBUL

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan 708 sayfalık iddianamede, şehitlere, şüphelilerin yazışmalarına ve darbecilerin Atatürk Havalimanı'nda yaptığı keşfe yer verildi.

Hava Harp Okulu'ndan giden darbecilerin de iki gruba ayrıldıkları belirtilen iddianamede, eski Albay Yusuf Özdemir'in pasaport kontrol noktasına, Albay Barbaros Akça komutasındaki grubun da dış hatlar apron kısmına intikal ettiği belirtildi.

Şüphelilerin gelen yolcuları yere yatırarak üst araması yaptıkları anlatılan iddianamede, darbecilerin halkın desteğiyle polisler tarafından gözaltına alındıkları, bu sırada bazı askerlerin Hava Harp Okulu'na kaçmaya çalışırken aprona giren vatandaşlara doğru ateş açılması sonucu Mahir Ayabak'ın şehit olduğu belirtildi.

Şehit Zekeriya Bitmez'in ise darbeciler tarafından İstanbul üzerinde alçak uçuş yapan F16 savaş uçaklarının yarattığı sonik patlama ve oluşan basıncın etkisiyle yüksekten düşerek hayatını kaybettiği vurgulandı.

Keşif

İddianamede darbecilerin yaptıkları toplantılarda stratejik öneme haiz olan Atatürk Havalimanı'nı işgal etmeyi planladıkları ve bu konuda şüpheli eski Yarbay Serbülent Eken ve eski Albay Ömer Korkut'u görevlendirdikleri kaydedildi.

Bu iki şüphelinin 15 Temmuz'da öğle saatlerinde keşif amaçlı Atatürk Havalimanı'na gittikleri anlatılan iddianamede, şüphelilerin burada neleri kontrol almaları gerektiğini öğrendikleri kaydedildi.

İddianamede şüpheli eski Yarbay Serbülent Eken'in "Öğlen saatlerinde Ömer Albay'ın sivil aracıyla Atatürk Havalimanı'na doğru kontrol amaçlı gittik. Amacımız, havalimanını ve güzergahı kontrol etmekti. 18.00 sıralarında da kule emniyetinden ne anlamamız gerektiğini sormak için gittim. Hava Harp Okulu'na Hüseyin Ergezen Albay'ın yanına gittik. Ergezen bize, uçakların bulunduğu tarafa araçla gitmemizi ve oranın emniyetini almamızı söyledi." şeklindeki ifadesine de yer verildi.

Darbecilerin WhatsApp yazışmaları

Vatandaşın direnciyle karşılaşan darbecilerin geri çekilme konusunda birbirleriyle çelişkiye düştükleri kaydedilen iddianamede, darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanacağını anlayan Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit'in geri çekilmeleri konusunda emir verdiği ancak Tugay Komutanı Yardımcısı Albay Yusuf Sarı'nın bu emre uymadığı aktarıldı.

"Yurtta Sulh Konseyi" isimli WhatsApp grubunda bir şüphelinin yazdığı, "Tabur Komutanı geri çekil emri mi vermiş?" sorusuna, şüpheli Albay Yusuf Sarı'nın, "66. Tugay Komutanlığı'nı devraldım çekilmiyoruz. Allah yardımcınız olsun." şeklinde cevap verdiği kaydedildi.

Darbecilerin Atatürk Havalimanı'nı işgali sırasında WhatsApp grubundaki diyalog şu şekilde gelişti:

G-4 Özkan: "Havalimanı çıkıyor"

Şüpheli Albay Ömer Korkut: "Havaalanı ana girişi ve b kapısı ok. İtaat var."

Şüpheli Albay Mustafa Kol: "Buradaki polisler iş birliği yapıyor"

....................: "Atatürk havaalanında zırhlı araç var mı, yoksa ivedi gönderelim"

Şüpheli Kol: "Atatürk havalimanı tamam. Havalimanına girişler yasaklandı. Çıkışlar serbest"

Şüpheli Korkut: "Atatürk havalimanı kontrol kulelerine çıkılmak üzere. Sadece inişlere müsaade edilecek."

Şüpheli Kol: "Atatürk havalimanı kuledeyiz. İnişlere izin veriyoruz. Kalkışlar iptal. İnişlere izin vermiyorum. Teyit eder misiniz? Doğan 4.4 askeri uçak kalkmak için bekliyor. Atatürk'te. Kalkmaya izin vereyim mi?"

....................: "Askeri uçak kalksın, inişlere izin verin komutanım"

Şüpheli Kol : "Atatürk inişler serbest. Askeri uçak kalkıyor."

Ömer Korkut: "Havaalanı b kapısında gösteriye havaya atış yapılıyor."

Ömer Korkut: "Atatürk'te direniş var."

Ömer Korkut: "Takviye gerek"

Trafik kontrol merkezi iki kez Ankara ile el değiştirdi

İddianamede, darbe girişimi gecesi İstanbul'un hava trafik kontrolünün iki kez Ankara'yla el değiştirdiği anlatılırken, Atatürk Havalimanı Başmüdürlüğü Hava Trafik Kontrol Merkezi'nde Hava Trafik Kontrolörü olan Elvin Bahçecik "tanık" olarak verdiği ifadesinde, şunları söyledi:

"Görev yerim hava kontrol kulesinin bulunduğu smart binasında ara katta bulunmaktadır. 23.45 sıralarında Kule Şefi Enver Yavuz beni aradı. Kuleye askerlerin geldiğini ve kalkışların durdurulduğunu söyledi. Durumu meydan amirine ilettim. Bir saat sonra tekrar kule şefi aradı. İç hat uçuşlarının kesildiğini yalnız dış hatların kabul edileceğini söyledi. Ben de 'Yakındaki uçakları alabilir miyiz?' diye sordum. 'Olmaz' dediler. Gelişleri İstanbul dışına yönlendirdim. Ankara ACC'ye (Türkiye Hava Trafik Kontrol Merkezi) haber verdim. 00.50 civarında smart binası önündeki halk kalabalığı çoğalınca hava trafiğini Ankara'ya devrettim. Bir müddet böyle bekledik. 02.10 civarında Ankara, hava sahasının karıştığını söyledi. Trafik kontrolünü geri devrettiler. Bu sefer 03.30 sıralarında havalimanında patlama sesi tarzında bir ses duyduk. Ancak bunun daha sonra jetlerin çıkarttığı sesler olduğunu anladık. Hava trafiğini bombalı saldırı olabilir gerekçesiyle tekrar Ankara'ya devrettik. 05.10'da durumun yatışması nedeniyle tekrar kontrolü Ankara'dan geri aldık."

Kaynak: AA