Son olarak MİT soruşturması nedeniyle doğan kriz de özel yetkili yargının “yetki aşımı”na bağlandı. Bu sorun MİT yasasında yapılan tek maddelik bir değişiklikle aşıldı ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da aralarında bulunduğu emekli ve görevli MİT’çiler soruşturma kapsamı dışına çıkarılabildi.

Ancak sorun ve tartışmalar bitmedi. Kolay kolay bitecek gibi de gözükmüyor.

Tartışma bir yandan hukuk çevrelerinde ve Meclis’te devam ediyor, diğer yandan da toplumun değişik kesimlerinden özel yetkili yargıya dönük itiraz ve tepkiler büyüyor.

Dün de Ankara’da Meclis’in yanıbaşındaki “Milli Egemenlik Parkı”nda özel yetkili yargıyı protesto gösterisi vardı.

İşte tam bu protesto gösterisinin yapıldığı anlarda Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila ile birlikte makamında ziyaret ettiğimiz Meclis Başkanı Cemil Çiçek’le sohbet ediyorduk.

Konu doğal olarak özel yetkili yargı konusundaki eleştiri ve tartışmalara geldi.

Meclis Başkanı Çiçek, hem iyi bir hukukçu olduğu için hem de özel yetkili yargı ile ilgili yasal düzenlemelerin yapıldığı dönemde Adalet Bakanı olduğu için konuyu en iyi bilen siyasetçilerden biri.

Muhalefetin ve bazı saygın hukukçuların özel yetkili yargı sisteminin tümden kaldırılması önerisine karşı çıkıyor Çiçek ve şunu söylüyor:

“Özel yetkili mahkemeler konusunda tepkisel bazı değerlendirmeler yapılıyor. Bunu doğru bulmuyorum.

Son yıllarda hayatın her alanında ihtisaslaşmaya, uzmanlaşmaya gidildiğini görüyoruz. Dünyada da öyle bizde de. İhtisaslaşma gazetecilikte de var, tıpta da var. Yargıda da olması normal ve gereklidir. Yargı alanında eskiden sadece hukuk ve ceza mahkemeleri vardı. Şimdi ise uzmanlık alanlarına göre aile, çocuk, ticaret gibi çok sayıda ihtisas mahkemelerimiz var. Özel yetkili mahkemeler de örgütlü suçlar alanında ihtisaslaşma ihtiyacından kaynaklandı...”

“İtiraz uzmanlık mahkemesine değil, özel yetkili yargının aşırı yetkilerine, yargılama ve soruşturma usullerine” hatırlatmasını yaptığımızda şu yanıtı veriyor Çiçek:

“O noktaya geliyorum. Şimdi bu konuda temelde iki şey söyleniyor:

Birincisi, bu mahkemelerin tümüyle gereksiz olduğu ve kaldırılması gerektiği. O zaman terör suçları da örgütlü suçlar da normal ceza mahkemelerinde görülür. Numaratör hangi mahkemeyi işaretliyorsa orda görülür dava. Bu bir görüş....

İkinci görüş ise, özel yetkili mahkemelere ihtiyaç vardır. Ancak, uygulamada ölçü kaçmıştır. Yetki alanlarını kendileri genişletmiştir. Uygulamalar ölçü tartışmasını gündeme getirmiştir. Bu bakımdan yetki konusunda yeni bir düzenleme gerekir.”

“Siz herhalde ikinci görüşe yakınsınız..?” deyince, “Evet” diyor Çiçek ve devam ediyor:

“Ben de öyle düşünüyorum, yani ikinci görüşten yanayım.. Uygulamada yetki konusunda ölçü kaçmıştır diye düşünüyorum. Zaten CMK’nın 250 ve 251. maddeleri ile ilgili bir düzenleme önerisi Meclis’e getirildiğine göre demek ki bu konuda bir ihtiyaç var...”

Meclis’te önümüzdeki günlerde Terörle Mücadele Yasası ve CMK(Ceza Muhakemesi Kanunu) değişikliklerine ilişkin hem hükümet tasarısı hem de iktidar milletvekillerince verilen bir teklif ele alınacak. Bu arada CHP’nin de özel yetkili mahkemelerin tümden kaldırılması önerisi var. Hükümetteki genel eğilimden de anlaşıldığı kadarıyla özel yetkili mahkemeler kalkmayacak. Ancak hem görev alanları daraltılacak hem de savcıların soruşturma yetkilerine sınır gelecek.