Adalet Bakanlığı “Adalet Hizmetlerinde Koronavirüs Tedbirleri Kapsamında Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu” yayımladı. Pandemi şartlarında başlayan yeni adli yılı değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üy. Doç.Dr. Hasan Sınar, gecikmeye imkân vermeyecek hızlı ve sağlıklı yargılama süreci için önerilerini paylaştı. 

Covid-19 salgınının tüm dünyada uzaktan çalışma, uzaktan eğitim gibi teknoloji bazlı pek çok imkânın gelişmesine yol açtığını hatırlatan Doç.Dr. Hasan Sınar, hukuk camiasında çok uzun zamandır konuşulan online duruşma pratiğinin de bu salgın ile birlikte hayata geçirilme aşamasına geldiğini ifade etti.

Deneyimli hukukçu Doç.Dr. Sınar, pandemi yoğunluklarının yaşandığı adliyelerde sağlıklı yargılama için önerilerde bulundu:
“Duruşmalar haftada iki gün değil her gün hatta cumartesileri de yapılmalı”

“Ceza davaları hariç
online yargılamaya gidilebilir”

Covid-19 Pandemisi hayatımızın her alanını etkilerken, yeni adli yılın başladığı bu günlerde yargılama hizmetlerinde de kaçınılmaz sorunlar yaşanabiliyor. Sosyal yaşamın en yoğun şekilde devam ettiği kamusal alanlarının başında gelen adliyelerde tüm personel ve vatandaşların önleyici sağlık tedbirlerine uyumu büyük önem kazanmış durumda.
Adalet Bakanlığı bu amaçla “Adalet Hizmetlerinde Koronavirüs Tedbirleri Kapsamında Yeni Çalışma Esasları Kılavuzu” yayımladı. Tüm bunlara ilave olarak adliyelere girişte ateş ölçümü ve duruşma salonlarının her gün dezenfektasyonunun yapılması da sağlanmaya çalışılıyor. Pandemi şartlarında başlayan yeni adli yılı değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üy. Doç.Dr. Hasan Sınar, gecikmeye imkân vermeyecek hızlı ve sağlıklı yargılama süreci için önerilerini paylaştı. 

 “Sıkıntılı görüntüler ortaya çıktı”

Pandemi şartlarında başlayan yeni adli yıl için, “Alınan tüm önlemler olumlu ancak bir de yaşamın gerçekleri var” diyen Doç. Dr. Hasan Sınar, “1 Eylül’de adli tatilin bitimi ile birlikte, koronavirüs nedeniyle ertelenen duruşmaların da eklenmesiyle birlikte sadece idari birimlerde değil duruşma salonlarında da büyük yoğunluk yaşanmaya başladı. Bu yoğunluk içerisinde duruşma bekleme aralığı da uzayınca, sosyal mesafe ve hijyen kuralları açısından çok sıkıntılı görüntüler ortaya çıktı” dedi.  “Bu durumun önüne geçmek ve ilk olarak yoğunluğun azaltılması için, klasik salı/perşembe duruşma ritminin ötesinde hafta içi her gün hatta gerekirse cumartesi günleri de duruşma açılması yolunda bir çalışma başlatılması gerektiği düşüncesindeyim” diyen Doç.Dr.Sınar, şöyle konuştu: “Ayrıca her ne kadar yasal olarak duruşmalar halka açık da olsa,  içinde bulunduğumuz koşullarda taraflar ve tanıklar dışında dava ile doğrudan ilişkisi olmayan izleyici konumundaki kişilerin adliyeye girişinin sınırlandırılmasında da yarar var. Nihayet, duruşmalara katılan hâkim, savcı, avukat, zabıt kâtibi ve tarafların, başta maske ve sosyal mesafe olmak üzere tüm bireysel korunma tedbirlerine titizlikle riayet etmesi ve bu hususun her adliyede Adalet Komisyonu Başkanlığı tarafından denetlenmesi gerekiyor.”

 “Online yargılama mümkün”

Covid-19 salgınının tüm dünyada uzaktan çalışma, uzaktan eğitim gibi teknoloji bazlı pek çok imkânın gelişmesine yol açtığını hatırlatan Doç.Dr. Hasan Sınar, hukuk camiasında çok uzun zamandır konuşulan online duruşma pratiğinin de bu salgın ile birlikte hayata geçirilme aşamasına geldiğini ifade etti. Kısa bir süre önce Adalet Bakanı ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı tarafından, avukatların Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Avukat portalı üzerinden bağlanarak video konferans yöntemiyle gerçekleştirdikleri e- duruşma sisteminin test edildiğini belirten Doç.Dr. Sınar, “Nihayet geçtiğimiz hafta içerisinde Ankara 1. Batı Tüketici Mahkemesi’nde de ilk e-duruşma yapıldı. Taraf avukatları, elektronik imza yöntemiyle yapılan kimlik doğrulamalarının ardından bürolarından mahkeme salonuna bağlandılar ve duruşma elektronik ortamda gerçekleştirildi” dedi. Bu sistemin önümüzdeki süreçte önce tüketici mahkemesi, aile mahkemesi, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi gibi ihtisas mahkemelerinde, daha sonra da genel olarak hukuk davalarında uygulanabilir hale getirilebileceğini söyleyen Doç.Dr.Sınar, “Ancak ceza yargılamasının ise yüz yüzelik ve vasıtasızlık ilkelerinin gereği olarak bu sisteme pek uygun olmadığı düşüncesindeyim” şeklinde konuştu.   

 Mahkemeden önce arabuluculuk önerisi
Geçtiğimiz mart ayından bu yana koronavirüs vakalarındaki artışla paralel olarak adalet hizmetlerinin de ötelenmek zorunda kalındığını ifade eden Doç.Dr. Hasan Sınar, “Bugünkü yoğunluk da aslında biraz buradan kaynaklanıyor. Ben bu nedenle bu süreçte, özellikle hukuk davaları yönünden mahkemelerde zaman harcamak yerine arabuluculuk ve ticari tahkime başvurma gibi alternatif yöntemlerin ön plana çıkacağını ve insanların süreç içerisinde alternatif çözüm yöntemlerine başvurmak suretiyle sonuç almayı tercih edecekleri düşüncesindeyim” ifadelerini kullandı.

Üniversite öğrencilerinden Mudanya'ya tarihi gezi Üniversite öğrencilerinden Mudanya'ya tarihi gezi