Yaklaşık 2 yıllık çalışma sonucu büyük gizlilik içerisinde bir suç örgütünü takip eden emniyet birimleri hakim, savcı, polis, gazeteci ve siyasetçiler adının da karıştığı çeteyi ortaya çıkardı. Açılan soruşturma sonucu Savaş Düzener, Şeref Çolak ve M.Salih Karahan gibi isimlerin liderlik ettiği suç örgütünün Yargıtay ve çeşitli adliyelerde görevli hakim ve savcılar aracılığıyla davalara müdahale ettiği tespit edildi. Müdahale edilen dosyaların arasında tecavüz suçunun yer aldığı davaların bile olduğu telefon görüşmelerine yansıdı. Dosyada elliyi aşkın davaya müdahale edildiği detaylarıyla anlatıldı. Tutuksuz 77 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması ise 22 Ekim’de görülecek. Hakim, savcı, yazıişleri müdürleri ve katiplerle ilgili soruşturma ise HSYK tarafından yürütülüyor. Soruşturma dosyasında çetenin etki alanı ile ilgili olarak şu tespite de yer veriliyor: “Suç örgütünün ‘ Anadolu yakasında nüfuz edemeyeceği adliye yoktur’ intibaı bırakacak seviyeye geldiği anlaşılmıştır.”

İstanbul Organize Suçlarla Mücadele şubesi, 2010 yılından bu yana çeşitli adliyeler ve Yargıtay’da görülen davalara müdahale eden bir çete ile ilgili soruşturma başlattı. Yaklaşık iki yıl süren ve büyük bir gizlilik içerisinde yürütülen soruşturma kapsamında çeteye Adalet Komisyonu Başkanı, başsavcı, savcı ve hakimlerin de yer aldığı bir çok yargı mensubu ile davalara müdahale ettiği tespit edildi. Hatta dönemin Adalet Komisyonu Başkanı A.N.A’nın çeteye ait bir kumarhaneye operasyon olup olmayacağını dahi takip ettiğinin telefon trafiğine takıldığı belirtiliyor: “Açılan bu kumarhanede Hakim A.N.A., hakim N.T, hakim L.Y., Savcısı A.A, Başsavcı Y.U., eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı H.B. gibi isimleri ağırladıkları, bu isimlerden bazılarının bu mekanda çeşitli oyunlar oynadıkları yapılan iletişim tespit çalışmaları ile tespit edilmiştir.”

Soruşturma dosyasında açılan kumarhanenin ‘Dernek’ adı altında faaliyet gösterdiği belirtilerek kumarhanenin açılmasında, dernek ruhsatı çıkarmak için Belediye, Emniyet Müdürlüğü ve Kaymakamlık gibi kurumları irtibatta oldukları hakim ve savcıları aratarak baskı oluşturdukları belirtildi. Kumarhane hakkında herhangi bir ihbar veya polis takibi olup olmadığı da yine bu hakim ve savcılar aracılığı ile araştırılıyordu. Çetenin baskı oluşturmak için ‘Kürt İdris’ lakaplı İdris Özbir’in yeğeni Nihat Özbir ve adamları devreye soktukları, bunun karşılığında ise bu şahısların adliyelerde devam eden dosyalarına müdahale ettikleri bilgisine de yer verildi.

‘TELEFONDA KONUŞMA’
Soruşturmada çete lideri olarak anılan Savaş Düzener’in Kartal ve Maltepe bölgesinde icra yoluyla ihaleye çıkarılan gayrımenkulleri düşük fiyata satın alarak geçimini sağladığı belirtiliyor. Düzener’in Kartal adliyesinde görevli hakim ve savcılar ile samimi ilişkiler kurduğu ve bu kişilerin başında ise Adalet Komisyonu eski Başkanı A.N.A.’nın geldiği ifade ediliyor. Düzener’in Adalet Komisyonu Başkanını sık sık makamında ziyaret ederek ve birlikte vakit geçirerek adliyede görevli diğer hakim ve savcılarla da irtibata geçtiği vurgulanıyor. Düzener kendisine başvuran kişilerin talepleri doğrultusunda kararlar çıkartmaya çalışıyor, hakkında yakalama emri çıkartılmış kişileri haberdar ederek adil yargılama sürecini zarara uğratıyor ve bunu da adeta bir sektör haline getiriyor deniliyor.

Savaş Düzener ve H.K., arasında geçen bir görüşmede H.K.: “Şimdi Yargıtaydan 4-5 tane dosya var bizim avukatın” diyor. Düzener ise telefon dinlemesine karşı H.K.’yı uyarıyor: “Telefonda konuşma” Bunun üzerine H.K., Düzener’e büroya geçerek görüşme teklifinde bulunuyor. Fatih Belediye Başkanı yardımcısı M.Ç.’de çete soruşturmasında dinlemeye takıldı. Bir dondurma tezgahı için ruhsat alamayan çete, M.Ç ile irtibata geçiyor ve belediye başkanı Mustafa Demir ile görüşmek için M.Ç.’yi aracı olarak kullanıyor. Çetenin, M.Ç. aracılığıyla Başkan Demir’e hediye gönderdiği de dinlemelerde yer alıyor.

BAŞSAVCI VE HAKİMLE ‘BATAK’
Savaş Düzener ve N.A. arasında geçen telefon görüşmesinde ise Başsavcının da ‘batak’ oynamak için kendisiyle beraber geleceğini söylüyor: “N. hemen geç şeye ben, Nevzat abi Başsavcım geliyoruz batak oynayacağız” Bir başka görüşmede ise N., “Kulüpteyiz işte Hakim bey geldi,…, Ondan sonra şey geldi başsavcı geldi batak oynadık he” dediği dinlemeye takıldı. Bir diğer görüşmede ise Düzener ile D.Ü. arasında geçiyor. Düzener telefonda D.Ü.’ye, “Bizde bu işlerimiz ... i.. oynatıyor bize her gün 100-150-200 milyon oynuyoruz. O hakim L. var Ağır Ceza üyesi...”

VEKİL DE TAKILDI
Soruşturma dosyasında yer alan telefon görüşmelerine bir CHP Genel Başkan yardımcısının abisi ve bir CHP Milletvekili de takıldı. CHP Milletvekili, ‘Kürt İdris’in yeğeni Nihat Özbir ile yapılan telefon görüşmesinde Genel Başkan yardımcılarının abisi ile beraber olduğunu söylüyor ve Özbir’e “şimdi bak dinle beni şimdi bizim … başkanın hakkında birisi ileri geri mesaj geçiyor” diyerek kendisinden yardımcı olmasını istiyor. Milletvekili, telefonda Özbir’e “bunu bir türlü burada bir konuşturmamız lazım. Bu olmazsa başka kanala girmek istemiyorum” diyor ve ardından telefonu Genel Başkan Yardımcısının abisine veriyor. CHP’li Genel Başkan Yardımcısının abisi ise telefonda Özbir’e “Yav bir tane kahpe çıkmış şimdi sağa sola mesaj çekiyor. Abimle ilgili… Bu kel hoca diye bir adam” diyor. Özbir de “Tamam tamam bulduracağım sana…” yanıtını veriyor. Telefon tapelerinde ayrıca Özbir tarafından Z.A. adlı kişiye 2010 yılındaki CHP kurultayına Genel Başkan Yardımcısı için destek amaçlı adam götürülmesi söyleniyor. Kurultaydan sonra yapılan bir görüşmede ise Nihat özbir, A.A. isimli kişiye, “E... Abiyi de seçtirdik” diyor. Genel Başkan yardımcısının kardeşleriyle görüşüyor musun sorusuna, ise Özbir, “Ne diyorsun, onların hepsi benim canım ciğerim. Bin tane adam gönderdim oraya” diyerek cevap veriyor.

TAPELER…
Fatih Belediye Başkan yardımcısı M.Ç. ile görüşen Mehmet Salih Karahan, Sultanahmet’te ki dükkanın önüne dondurma tezgahı açmak için belediye başkanı ile görüştüğünü ve belediyede görevli İzzettin adlı şahsın başkanın izin verdiğini ifade ettiğini, ancak aylık 15 bin lira talep ettiğini belirtiyor. Görüşmenin devamında Karahan’ın sitem ettiği, küfür ve hakaret ettiği tespit ediliyor. Karahan ve Belediye Başkan yardımcısı M.Ç. arasında geçen diğer görüşmeler ise şöyle:

M.Salih Karahan(MSK): “Abi benim bu karşıdaki yeri biliyorsun ..., O anıtlar kuruluna bir takım ... vermiş bu ne çıktı bundan haberiniz var mı sizin ...”
MÇ: “Abi ben o kurulun toplantıda değil olmadığım için hiçbir bi bilgim yok ama ögrenebilirim Yücel Vakfı ile ilglili”
MSK: “Yücel Vakfı ile ilgili ne çıkmış nasıl ögreniriz,…, Yücel Vakfının şuan aldığı imar nedir ne yapılabilir ne edebilir bana lazım ...”
MÇ: “Abi notumu alıyorum sana da bilgi veriyorum”

BAŞKANA HEDİYE
MSK: “Yolladın mı beyfendinin”
MÇ: “Ya daha yollamadım çünkü burada yok kendisi dışarıda”
MSK: “Aynen ona de ki helalin hoş olsun”
MÇ: “Salih seni seviyormuş diyeceğim ona, Salih bey seni seviyormuş, Ve sevgisine binaen bu hediyeyi gönderdi diyeceğim”

Bu görüşmenin ardından Karahan, hediyeyle ilgili M.Ç.’yi tekrar arıyor:

MSK: “Gelmedi mi bu”
MÇ: “Verdim,verdim, Dedim ki yahu nerden çıktı bayram değil seyran değil, dedim ki Sultanahmete yayalaştırılmasına tebrik ve takdir etmek için size gönderdi dedim,…, Ve sizi çok sevdiğini başkan beni pek sevmez ama ben onu seviyorum, selamları var size dedim. Teşekkür etti üstad haberin olsun”
MSK: “Başkan beni sevmez dediğinde ne diyor doğru demiyor mu”
MÇ: “Aynen onu söyledim ya doğrusun sen. Dedi ki ‘seviyorum onu’ dedi inşallah dedim ben de, Talip’le bu gün görüşemedim, Talip bugün yoktu. ben Talip’i ayarlar sana getiririm ya merak etme”

“MAHKEME BAŞKANINI KUMARHANEYE GÖTÜRELİM KIBRIS’A”
Şeref Çolak ile E.A. arasında geçen bir görüşmede ise bir ağır ceza mahkemesi başkanının Kıbrıs’ta bulunan bir kumarhaneye götürüleceği de dinlemeye takıldı:

E.A: “Yav şimdi bizim bi benim çok sevdiğim bir ağır ceza reisi var bu Bakırköy ağır ceza reisi İ.., Bayramdan sonra bi Kıbrıs a gitmemiz lazım Ben Yusufa da söyledim de,.., Tamam dedi o, ben götürürüm dedi ama ben sana da söylüyorum dedi yani,.., Ona göre”
Ş.Ç: “Ben o zaman Yusuf abiyle bi program yapalım,.., Sen de geleceksin, sende geleceksin değil mi abi”
E.A: “Geleceğim mecbur geleceğim bu reisi bi Kıbrıs a götürelim 2-3 gün işte o kumarhaneyi falan filan göster..”

KÖŞE YAZARININ ÇETE İLİŞKİSİ: ‘BAŞSAVCIYI DA YAZAYIM MI?
Ulusal bir gazetede köşe yazarlığı yapan gazeteci İ.Ç., yazacağı köşe yazısıyla ilgili Şeref Çolak ile görüşüyor:

İ.Ç.: “Başsavcı o sonra, öteki gitti sen geldiğin de, başsavcıyla beraber kalktılar birisi daha vardı”
Ş.Ç: “evet, ha”
İ.Ç.: “Onun ismini yazmayacağım hatırlamıyorum da başsavcının ismini yazsam bi sakıncası olur mu?”
Ş.Ç: “zaten o, onu niye yazacaksın ki yani”
İ.Ç: “şey hani masada hukukla ilgili konuşurken çıktı filan gibi bir senin adını yazdım nuriyi de yazdım da hani bilinmesini istemiyorsanız o zaman pas geçeceğim”
Ş.Ç.: “Başsavcıyı bence hiç karıştırma başsavcıyı”
İ.Ç.: “karıştırmayalım niye çünkü diyalogda olduğumuz belli de olmasın yani”
Erkan Kolcuoğlu ve Şeref Çolak arasında geçen bir başka görüşme ise şöyle:
E.K: “Abi suçu var da biz davaları takip edeceğiz yeterince takip edersek bu zaten tutuklanır abi bu şunda kaç tane mağdur var abi resmi ortada”
Ş.Ç: “Yav hepsi şey sen o Fikret (İnan- Fi-Yapı sahibi) beraber üçümüz bir oturalım tamam mı kardeş” E.K: “He he tamam abi”
Ş.Ç: “Yani o artık Hâkimler de Savcılarda Polislerde Müdürlerde bunun ne mal olduğunu öğrendi”
E.K: “Öğrendi öğrendi abi”
Ş.Ç.: “Bazı müdürler avantayı aldı bu”
E.K: “O Hacı zaten bütün bunların arkasında illegal o zaten onu zaten o biliyorsun Savcıya mavcıya yakalandı onu görevden atıyorlar dı zaten ya”

‘YARGIYI ÇÖKERTTİM’
Savaş Düzener ve L.Y. arasında oynanan oyun hakkında geçen bir telefon görüşmesi:
S.Ç: “Yargıyı çökerttim biliyorsun Yargı çöktü”
L.Y: “Evet evet”
S.Ç: “1 haftadır Yargı çöküyor he”
L.Y: “Doğru doğru diyorsun ne”
S.Ç: “..sende kaldı öbürü kimde kaldı Ali Kemalde”
L.Y: “Ali Kemal de kaldı”
S.Ç: “Evet geçen kimde kaldı Reiste ondan önce .. ondan sonra Savcı onun için abi Yargı çökmüş durumda görüşürüz”