MHP'den ihraç edilen Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, referandum çalışmaları kapsamında dün akşam saatlerinde geldiği Elazığ'daki bir otelde, vatandaşlarla buluştu. Otel dışı ve içerisinde alınan sıkı güvenlik önlemleri altında programını sürdüren Özdağ, Alparslan Türkeş'in ölüm yıl dönümü nedeniyle onu andıklarını belirterek, "Başbuğ Türkeş'i saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Başbuğumuzu ve onunla birlikte mücadele eden, Türkiye'nin Afganistan olmaması için mücadele ederken hayatlarını veren ülküdaşlarımı da rahmetle saygıyla anıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'ın daha önceki konuşmalarında referandumda 'Hayır' oyu verecekleri 'terörist' olarak nitelendirdiklerini, son konuşmalarında da bunu söylemekten vazgeçtiklerini kaydederek, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın kullandığı çatışmacı dili, iç savaş dilini şiddetle kınıyorum. Her ne vesile ile olursa olsun biz terörist, darbeci ve çukur hiç değiliz. Sadece sizin ülkeyi içine düşürdüğünüz çukurdan memleketimizi çıkarmak istiyoruz dedik. Nihayet iki gün önce Cumhurbaşkanı, 'Hayır diyenler terörist değiller' diye açıklama yaptı. Elazığlı değerli ülküdaşlarım, terörist değilsiniz. Cumhurbaşkanı tasdik etti. Birkaç gün önce de bir CHP'li milletvekili amacını aşan bir şey söyledi; sayın Kılıçdaroğlu bunu çok yanlış bulduğunu açıkladı. Biz doğruya doğru diyoruz."

'2010'DA İSTENEN EVET OYLARI 15 TEMMUZ'DA BAŞIMIZA BOMBA OLARAK DÜŞTÜ'

Özdağ, "Ne diyorlar şimdi? Tarafsız ve bağımsız yargı için 'Evet' diyorlar. Siz bunu 2010'da da söylemiştiniz. O zaman da aynı ifade vardı, o zaman kullandığınız afişlerle bugün kullandığınız afişler de aynı. O zaman istediğiniz "Evet' ler, 15 Temmuz'da başımıza bomba olarak düştü. Dişinizden, tırnağınızda artırarak çocuğunuz üniversite okusun diye kurslara gönderiyorsunuz, çocuk 1 dakika geç kalıyor sınava giremiyor. Suriyeli sınavsız üniversiteye giriyor, istediği bölüme. Bu hak mı şimdi? Çocuk 400 lira alıyor, Suriyeli bin 600 lira alıyor. Üstelik Türkiye'de 500 Suriyeli de okula gitmiyor" diye konuştu.

Millitvekili Ümit Özdağ, Konya'da kendilerine salon verilmediğini, miting yapmak için yer verilmediğini ve salonlarının basıldığını da belirterek, "Biz üniversitelerin kapısından giremezken, AKP milletvekilleri öğrencilere ders olarak giriyorlar içeriye, öğrencilerde katıldıklarına dair imza atıyorlar" dedi.

Kilis'te 16 Mart'ta yaşanan bir olayı da anlatan Özdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"AKP Kilis teşkilatından birisi açıklama yaptı. 'Hayır diyenler, Türk ve Müslüman değildir' dedi. Ve 16 Mart'ta da Kilis'te bir tutuklama gerçekleşti. Şimdi bu tutuklama gizli tutuluyor, mahkeme karar almış. Ben mahkemenin almış olduğum kararı önümüzdeki günlerde basın toplantısı yapıp açıklayacağım. Tutuklamanın neden yapıldığını, tutuklama sonrası kim kimlerim emri ile hangi evlere gidip ne konuda baskı yaptığı tutuklananın da kimin akrabası olduğunu kendileri açıklasınlar. Başbakan Binali Yıldırım'ın 'Hayır' kampanyası yaptığını düşünüyorum. Hatta Binali bey 'Hayır' oyu verecek ama oy kullandığı sandıktan hiç 'Evet' çıkmazsa nasıl izah ederim diye düşünüyor. Gerçekten 'Evet'i anlatamıyorlar. Çünkü anlatılacak gibi değil. Erdoğan ve yakın çevresi dışında kimse 'Evet'e inanmıyorlar. İktidar kendi içinde bloğa ayrılmış durumda, bir Erdoğan ve saray, iki Binali Yıldırım ve çevresi, üç AKP içerisinde 'Hayır' için çalışan büyük ve güçlü bir lobi var. Şimdi böyle bir ortamda Erdoğan diyor ki; 'Atatürk yaşasaydı evet derdi, Menderes yaşasaydı evet derdi', bugün demiş ki 'Rahmetli Türkeş yaşasaydı evet derdi, 22 yıldan beri zaten bunun için çalışıyordu, Muhsin başkan olsaydı evet derdi'. Bari Muhsin başkanı rahat bırakın rahmetliyi 4 gün bulamadınız. Cemil Çiçek, Hüseyin Çelik, Davutoğlu ne diyor? Sen milleti ikna etmeden önce bir dön en yakınında ki çalışma arkadaşlarını ikna et."

Kaynak: DHA