HABERTURK.COM / ÖZEL HABER

ABD'nin Usame Bin Ladin'e Pakistan'da düzenlediği operasyondan sonra atılan zafer çığlıkları ve uluslararası alkış/övgü düzmeler yerini yavaş yavaş aklın, mantığın ve hukukun sükunetine bırakıyor.

Özellikle Bin Ladin'in 12 yaşındaki kızının "Babamı canlı ele geçirdiler, sonra öldürdüler" açıklaması ve ABD'nin operasyon için Pakistan'dan izin almadığının ortaya çıkması, sağduyu ve ciddiyet kanadında tepkileri büyütüyor.

 

ALKIŞ MEŞRULAŞTIRIR MI?
Şimdi şu sorular soruluyor:

Bin Ladin'in silahsız olduğu halde öldürülmesi yargısız infaz değil mi?

Bin Ladin'in yargılanmadan öldürülmesi uluslararası hukuka aykırı değil mi?

Operasyonun alkışlanması hukuksuzluğu meşrulaştırır mı?

Ve tabii, "hukukun gücü değil, gücün hukuku" endişelerinden kaynaklanan bir başka soru takılıyor akıllara:

Her devlet kendi kriterlerine göre 'devlet düşmanı, halk düşmanı' diye yaftalayarak birisini öldürürse uluslararası hukuka inanç yıkılmaz mı?

Hukukçular, bu sorular çerçevesinde ABD'nin Bin Ladin operasyonunu HABERTURK.COM'a değerlendirdi.

İşte o görüşler...

 

ULUSLARARASI HUKUKÇU PROF. HÜSEYİN PAZARCI
"En başta ülkesel yetkiye aykırılık var"

Uluslararası hukuka aykırılık en başta şurada var. İlk başta ABD'nin Pakistan'dan izin aldığını zannediyorduk ama alınmadığı ortaya çıktı. Dolayısıyla bir devletin ülkesinde münhasır yetkiye sahip olan o devletin kendisidir. Yabancı devletler bir başka devletten izin almadan yetki kullanamaz ve müdahale yapamazlar. Bu operasyonda Pakistan'ın egemenliğine ve ülkesel yetkisine aykırılık var. İzin alınsaydı o zaman uluslararası hukuk açısından uygun olurdu. Yargısız infaz konusuna gelirsek. ABD'de muhtemelen Bin Ladin'le ilgili mahkeme kararları var; ama bu karraların 'gidip öldürme' şeklinde olduğunu zannetmiyorum. Her halükârda, ABD'de B,n Ladin'le ilgili bir tutuklama kararı varsa bile buna uygun hareket gerekirdi. Karşı taraf silah kullanırsa böyle ölümler hukuka aykırı olmayabiliyor. Ama eğer karşı taraf silahsızsa ve teslim olabilecekse bunun yapılması hukuka aykırı. Dolaysıyla bu operasyonda hukuka aykırılıklar var. ABD'liler bu konuda çok hassas davranmıyorlar. Afganistan'dan çoğu Müslüman bir sürü kişiyi alıp Taliban taraftarı diye Guantanamo'ya götürdüler. Sonradan anlaşıldı ki, bunların götürülmesi için ellerinde verileri ve hukuki dayanakları yok. Onun için bir kısmı serbest bırakıldı. Biliyorsunuz Guantanamo Küba topraklarında. ABD'ye götürdüklerinde gözaltında tutma gibi belli hukuki işlemleri yapamayacakları için Guantanamo'ya götürüyorlar. Oraya götürmek suretiyle ülkesel yetkiyi kullanmama şeklinde bir duruma sokmaya çalışıyorlar.
Bin Ladin'in öldürülmesi operasyonunda alkışlanan süreç siyasi, terörle mücadele açısından. Ama işin hukuki verileri itibariyle bir dayanağı yok.

 

İSTANBUL BAROSU BAŞKANI, CEZA HUKUKÇUSU DOÇ. DR. ÜMİT KOCASAKAL
"Ceza hukukuna da, insanlığa da uymaz"

Temel bir hukuk mantığı vardır. Bir devletin başka ülke topraklarında böyle bir operasyon yapması uluslararası hukuka uygun değildir. ABD'nin silahlı ekipleri Türkiye'de aranan bir suçluya yönelik bir operasyon yapıp öldürse hukuka uygun olur mu? Olmaz. Kaldı ki adam öldürme suçunda hukuka uygunluk sebepleri vardır. Eğer kişi emniyet kuvvetlerine karşı silah kullanırsa, meşru müdafaa kapsamında elbette hukuka uygun olur ama silahsız, zarar veremeyecek bir kişinin yargılanmak üzere teslim alınıp götürülmesi mümkün. Bu durumda öldürülmesi ceza hukuku anlamında da, insanlık anlamında da uygun olmasa gerek. Bu kişi terörist olabilir, suç faili olabilir, ama hukuk devletlerinde yargılanır bunlar. Cezası neyse verilir ve infaz edilir. Böyle bir öldürme fiili ise öldürülen kim olursa olsun hukuka uygun kabul edilemez.
Bu durumun alkışlanması da kitle psikolojisi, özenle yaratılan bir kitle tepkisidir. Hukuki yönü bir tarafa, hiç estetik ve etik bir şey değil. Cumhuraşkanı'nın açıklamasını da yadırgadım. Memnuniyet duyduğunu söyledi. Kim ve ne olursa olsun, birinin öldürülmesinden memnuniyet duyması çok da olağan olmasa gerek. Gerek toplumsal örf ve adetlerimize, gerek İslami kural ve düşüncelere göre uygun bir yaklaşım değil. Bu operasyonda toplum mühendisliği var, yaratılan bir ortam ve hava var. Bunu kullandılar, hukuksal bir durum değil.

 

DEVLETLER HUKUKU UZMANI PROF. DR. SEVİN TOLUNER
"Bu gücün hukukudur, alkış ters teper"

Operasyonda uluslararası hukuka aykırı pek çok nokta var. İzinsiz baskın, Pakistan'ın ülkesel egemenliğinin ihlali demek. 'Terörle mücadele' kapsamında kurallar epey gevşetildi fakat bu kadar da değil. Silahsız bir insanın öldürülmesi meşrulaştırılamaz. Yargılanması daha uygundu. Irak'ta, Afganistan'da, Pakistan'da, Libya'da yapılanlar akıl alacak gibi değil. Hukuk nerede? Öyle anlaşılıyor ki güç, hukuk yapıyor. Gücü yeten yapıyor.
Bizim açımızdan da son derece tehlikeli bir gidişat var. Bir devletin izni olmaksızın o ülkede yabancı kuvvetlerin operasyona girişmesi, devletler hukukunun hiçbir normu altında haklı gösterilemez. 1648'den sonra oluşan devletlerarası hukukun birinci temeli ülkesel egemenliktir. Yetki alanlarının ülkeye göre paylaştırılmasıdır. Ülke içinde olan her şeyden o ülke sorumlu ve yetkilidir. Bu gidişatla, 1648 Westphalia'dan öncesine dönüyoruz.
Bu durumun alkışlanması, Bin Ladin'e karşı olanlar tarafından sempatiyle anılmasına sebebiyet verir. Ters tepki yapar.

 

ULUSLARARASI HUKUKÇU PROF. FERİT HAKAN BAYKAL
"Terörist de olsa silahsız birini öldüremezsiniz"

Basından takip ettiğim kadarıyla kişisel fikrim, bu olayın bir yargısız infaz olduğu. Silahı olmayan bir insanı yakalarsınız, daha sonra mahkemeye çıkartır ve yargılarsınız. Öldürme hakkınız yoktur. Terörist de olsa silahsız bir insanı öldürmeye hakkınız olamaz. Silahsız, teslim olan bir insanın çoluğunun çocuğunun önünde öldürülmesi tamamen hukuka aykırıdır.
Uluslararası hukukta da, iç hukukta da böyle bir infaz hakkı yoktur. Sizin yargılama hakkınız, yetkiniz vardır. Adil bir şekilde yargılarsınız, hüküm giyer ve kanunlarınızda da ölüm cezası varsa bunu uygularsınız. Bir kişinin yaşam hakkını başka türlü elinden almaya hakkınız yoktur. Silahlı çatışma varsa ölüm gerçekleşebilir ama teslim olan birisi öldürülürse bu yargısız infazdır.
Bizim uluslararası hukuk derslerinde öğrencilerimize söylediğimiz bir söz var, "Haklı ve güçlü olursanız hakkınızı alırsınız ama haklı ve güçsüz olursanız havanızı alırsınız." Durum tam da bu...