Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisinin kesilmesinin doğru olmayacağını da belirterek, "Partisiyle beraber bu yolu yürümesi şüphesiz ki hem mensubu olduğu partisini hem de cumhurbaşkanının kendisini güçlü kılacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan'ın başkenti İslamabad'a hareket etmeden önce Ankara Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyerek, Pakistan ve Özbekistan ziyaretlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Pakistan'in FETÖ ile mücadelede kararlı bir duruş sergilediğini belirten Erdoğan, "FETÖ'nün Pakistan içindeki varlığını sonlandırma, fitne girişimlerinin önüne geçme noktasında hemen harekete geçtiler ve bu hususta da atılması gereken adımlar neyse bunu Milli Eğitim Bakanlığı'mızla sürdürüyorlar, sürdürecekler. Pakistan'ın örgütle iltisaklı şahıslardan 20 Kasım'a kadar ülkeyi terk etmelerini istedikleri konular bizim için memnuniyet verici. Biz de örgütün ülkeden def edilmesi sonrası bir boşluk ve mağduriyet oluşmaması için elimizden çabayı göstereceğiz. İlgili kurumlarımızla, Maarif Vakfı'mızla, Milli Eğitim Bakanlığı'mızla Pakistan'ın yanında olacağız. Türkiye gibi Pakistan da terör belasına karşı topyekün bir mücadele yürütüyor. Türkiye, Pakistan'ın bu mücadelesine tam desteğini sürdürecektir. Şer şebekelerinin ne bizim ne de Pakistanlı kardeşlerimizin geleceğini karartmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

"BENİM AÇIMDAN HERHANGİ BİR SIKINTI SÖZ KONUSU DEĞİL"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. AK Parti'nin MHP'ye ilettiği ve içerisinde 'cumhurbaşkanlığı' ifadesinin geçtiği belirtilen teklifin tatmin edici olup olmadığı sorulan Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: "Şu anda gerek AK Parti gerekse MHP'nin kendi aralarında yapmakta olduğu bu çalışmanın, görüşmenin öncelikle cumhurbaşkanı olarak bana düşen boyutu, hayırlı olsun temennisinde bulunmaktır. Yapılan çalışmanın başkanlık veya cumhurbaşkanlığı olması hususunda şahsen benim açımdan herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir. Yeter ki burada her iki siyasi parti, milletimize neyi takdim edecektir; bunu kendi aralarında görüşmek suretiyle kararını vereceklerdir. Bu, parlamentoya götürüldükten sonra 367 yakalanır mı, yakalanmaz mı veya sadece referandum kararı mı çıkar; bunu o süreçte göreceğiz. Ondan sonraki süreç ise milletimin vereceği karardır. Cumhurbaşkanlığı'na parlamentodan geçtikten sonra gelmesi söz konusudur. O zaman görmüş oluruz ve ona göre de değerlendirmemizi yaparız. Şu anda böyle bir değerlendirme yapmam söz konusu değil"

"PARTİDEN İLİŞKİSİNİN KESİLMESİ DOĞRU OLMAYACAK"

MHP'nin, cumhurbaşkanının partiyle ilişkisinin devamından yana olmadığı hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Partiden ilişiğinin kesilmesi veya kesilmemesi hususunda benim kanaatimi cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce biliyorsunuz. Benim kanaatim, bir cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin kesilmesi, ülkedeki siyasi etkinliğin, ülkedeki aktif yapının zafiyet bulmasını getirir. Bunun için böyle bir adım atılıyorsa ki fiili başkanlık diye zaman zaman Sayın Bahçeli'nin ifade ettiği şekliyle cumhurbaşkanlığı sistemine bu şekilde girildiği anda o zaman tabi ki partiden ilişkisinin kesilmesi doğru olmayacaktır. Partisiyle beraber bu yolu yürümesi şüphesiz ki hem mensubu olduğu partisini hem de cumhurbaşkanının kendisini güçlü kılacak. Atılacak adımlar da çok daha kararlı, dayanışma içinde adımlar atılmış olacaktır. Patinaj dönemi tamamıyla terk edilmiş, bir dayanışma dönemi geleceğe yönelik başlamış olacaktır"

'EL BAB' AÇIKLAMASI: FAZLA ZAMAN KAYBETMEDEN SÜREÇ TAMAMLANACAK

Fırat Kalkanı harekatı kapsamında, El Bab'a 2 kilometre kadar yaklaşıldığı haberleri üzerinden, operasyona ilişkin son durum sorulan Erdoğan, "Şu anda 2 kilometre gibi bir mesafede ÖSO, bizim Özel Kuvvetlerimizin desteğiyle kuşatmasını planladığı şekliyle yürütmektedir. Burada herhangi bir zaaf söz konusu değildir. Öyle zannediyorum ki çok fazla zaman kaybetmeden El Bab süreci tamamlanacaktır. Şu anda orada bir direnme var. Fakat fazla süreceğini zannetmiyorum" diye yanıt verdi.

'MÜNBİÇ' AÇIKLAMASI: BUGÜN, YARIN SÖZLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEKLERİNİ İFADE ETTİLER

PYD'nin Münbiç'ten temizlenmesi konusunda Türkiye'nin istediği noktaya gelinip gelinmediği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Münbiç'te de koalisyon güçlerinin başta Amerika olmak üzere verdikleri söz, bugün yarın o da fazla sürmeyecek, onlar da doğuya gerek PYD gerekse YPG'nin gitmesi söz konusuydu. Bu sözlerini gerçekleştireceklerini ifade ettiler. Biz o sözün de gerçekleşeceğini bekliyoruz, ümit ediyoruz" dedi.

"BUMERANG GİBİ ALMANYA'YI DA VURACAK, HİÇ ŞÜPHEM YOK"

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in Ankara temasları üzerinden, Almanya'nın PKK ile mücadele konusunda politikasında herhangi bir değişiklik beklenip beklenmediği sorulan Erdoğan, şöyle yanıt verdi: "Terörle mücadeleyi hep ifade ediyorlar ama artık biz bu ifadelere pek sıcak bakmıyoruz. Biz uygulama istiyoruz. 4 bin dosyanın numarasını MİT'te olan kayıtlarını daha önce Sayın Şansölye'ye verdim. Yaklaşık 5-6 ay önce İstanbul'da yaptığımız görüşmede bu dosyalarının sayısının 4 bin 500 olduğunu ifade etti. Şimdi bizim elimizdeki kayıtlarda Alman parlamentosunda 6 dosyanın neticelendirildiğine dair kendi açıklamaları var. Dün gelen heyetin içinden bir arkadaş, orada dışişleri bakanına 90 dosyanın neticelendirildiğini söyledi. Kendileri de orada biraz konuyu yadırgadı. Olayın ne kadar uçtan tutulduğu ortaya çıkıyor. İşi sağlam tutmuyorlar. Bunca zamandır siz bu işi bu kadar gevşek tutarsanız yarın bumerang gibi dönecektir, Almanya'yı da vuracaktır. Bundan hiç şüphem yok"

"ÖRGÜT MENSUPLARINA ÖRTÜLÜ VEYA ÖRTÜSÜZ DESTEK VERECEKSİNİZ BU NASIL DÜRÜSTLÜK?"

Avrupa ülkelerinin terör örgütlerine yönelik tutumunu eleştiren Erdoğan, "Sadece Almanya değil, batı şu anda teröre yataklık yapıyor. Bunu Avrupa Parlamentosu'nun binasında görüyoruz. Teröristlerin yaptıkları gösterilerde görüyoruz. Bunlara verilen desteklerde bunu görüyoruz. Bir taraftan PKK'yı terör örgütü ilan edecekseniz, terör örgütü ilan ettiğiniz bu örgüt mensuplarına müsamaha ile bakacak hatta onlara örtülü veya örtüsüz, dolaylı veya dolaysız destek vereceksiniz. Bu nasıl dostluk, bu nasıl samimiyet, bu nasıl dürüstlük; böyle bir şey olabilir?" ifadelerini kullandı.

BELÇİKA'YA PKK VE FETÖ TEPKİSİ: BELÇİKA BU İŞİN ÖNEMLİ BİR MERKEZİ

Belçika'nın PKK ve FETÖ terör örgütlerinin bir merkezi haline geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Belçika şu anda bu işin adeta önemli bir merkezi sadece PKK değil, FETÖ'nün de önemli bir merkezi. Bu kadar önemli hadiseler oluyor. Camilerimiz kundaklanıyor. Kimsede bir duyarlılık söz konusu değil. Şu anda Belçika, tabi ki AB'nin parlamentosunun olması hasebiyle önem arz ediyor. Diplomatların en yoğun olduğu ülke, çok daha hassas olması lazım; ama bu hassasiyet yok. Ne oldu? Kısa bir süre önce çok ciddi bir terör eylemiyle karşı karşıya kaldılar. Ama bunun devamı gelir. Bugün bize yarın onlara" açıklamasında bulundu.

'MURSİ' KARARINA İLK YORUM: SERBEST BIRAKILMASI ASLOLANDIR

Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi ve diğer 26 sanık hakkında mahkeme tarafından Haziran 2015'te verilen idam kararının, temyiz mahkemesi tarafından bozulmasına ilişkin görüşleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Bunu olumlu gördüm, dersem bu herhalde çok ciddi bir sözde rüşvet olur. Zira atılan adım bir defa dürüst bir adım değildi. Bu insanlar yaklaşık 3 yıldır içeride. Bunların aileleri hepsi mağdur durumda. Bundan sonraki süreçte ne olacak? Yapılan açıklamalara bakarsanız şimdi müebbet hapis diyorlar. Burada atılacak tek adım şudur. Biz Mısır'ın içişlerine karışmak olarak bu ifadelerimi kimse değerlendirmesin. Ben şuna inanıyorum. Yüzde 52 oyla seçilmiş olan bir cumhurbaşkanına böyle bir darbe girişiminde bulunulmasını asla demokratik bir yaklaşım olarak değerlendiremeyiz. Ne yazık ki demokrasiyi savunduklarını söyleyenler dünyada hep bunların yanında yer aldılar. Kırmızı halılarla ülkelerinde bunları karşıladılar. Şu anda ben yine aynı noktadayım. Adil bir süreç Sayın Mursi ve arkadaşları için işletilmemektedir. Şu anda onlar mağdur ve mazlum durumdadır. Mağdur ve mazlum durumda olan Mursi ve arkadaşlarına karşı sadece yeniden yargılanma yolunun açılması değil, onların bir an önce serbest bırakılması aslolandır. Serbest bırakıldıktan sonra gerisini çok önemsemiyorum"

TÜRKİYE'NİN İSRAİL BÜYÜKELÇİLİĞİ'NE KEMAL ÖKEM ATANDI

Türkiye'nin İsrail'e büyükelçi olarak, Başbakan Binali Yıldırım'ın Dışişleri Danışmanı Kemal Ökem'in atandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'le ilgili olarak bu konuda da Sayın Başbakan'ımızın Dışişleri Danışmanı Kemal Ökem Bey'i biz de İsrail'e büyükelçi olarak atıyoruz. Onlar da büyükelçilerini atadılar. Dün zannediyorum görevine başlamış olması lazım" dedi.

AB'NİN TÜRKİYE'YE YÖNELİK 'İDAM' ELEŞTİRİLERİNE YANIT: KİMSE BİZE DERS VERMEYE KALKMASIN

Avrupa ülkelerinden Türkiye'deki idam tartışmalarına ilişkin gelen tepkileri değerlendiren Erdoğan, "İdam konusu milletimizin talebidir. Bir taraftan demokrasi diyeceksiniz. Demokrasi nedir? Milletin talebine saygı duymaktır. Bu talebin gideceği yer parlamentodur. Parlamento bu talep götürülür. Eğer parlamento milletin bu talebini uygun bulursa bu bana geldiği zaman ben bunu onarım. Hükümetimizin açıklaması ayrıca nedir? Biz buna rağmen bunu aynen anayasada olduğu gibi yine milletimize götürürüz. Milletimizden bunun onayına üst düzeyde alırız. Millet bunu onadıktan sonra Avrupalı şunu demiş, bunu demiş. Bu bizi ilgilendirmez. Kimse bize noktada farklı bir ders vermeye kalkmasın. Azınlıkta değil, dünyanın çoğunluğunda bu vardır. Bunu özellikle halkıma duyurmak isterim. Onlar da bu halden memnundurlar" diye konuştu.

TRUMP KARŞITLIĞINA ELEŞTİRİ: SANDIKTAN ÇIKTI, SAYGI DUYUN

ABD'de Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump'ın başkan seçilmesinin ardından başlayan Trump karşıtı protestolara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Eğer bir yerde huzur varsa, barış varsa, ekonomi her şey iyi gidiyorsa batı hemen oraya saldırmaya başlıyor. Şu an Amerika'da olanları görüyorsunuz. İstedikleri başkan olmadı da diye Sayın Trump'a nasıl saldırdıkları ortada. Durun bakalım. Sandıktan çıktı, bir saygı duyun. Nasıl bir çalışma ortaya konulacak, bu bir görülsün. Ne yazacaksanız ondan sonra yazın. Bu da kimin dünyada demokrasiye saygılı olduğunu göstermesi bakımından çok çok önemli"

Kaynak: DHA