Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Ulukapı, "Başkanlık sistemi de dahil, çağdaş bir anayasada bulunması gereken ilke ve kurumlardan yola çıkarak hazırlanacak bir anayasa metninin ülkenin önünü açacağına, Türkiye'yi daha saygın ve önder bir ülke haline getireceğine inanıyorum." dedi.

Ulukapı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD örneğinde olduğu gibi saf başkanlık sistemleri veya Finlandiya, İrlanda, İzlanda, Portekiz ve Beşinci Fransa Cumhuriyeti örneklerinde olduğu gibi yarı başkanlık sistemlerinden söz edilebileceğini söyledi.

Söz konusu sistemlerde başkan seçiminin halk oylamasına dayandığını belirten Ulukapı, "Başkanın halk tarafından seçilmesi basit bir usul sorunu değil, ülkenin hükümet sistemini doğrudan doğruya etkileyen bir etkendir. Halk tarafından seçilen bir başkanın sembolik ve temsili yetkilerinden bahsetmek gerçekçi değildir. Dolayısıyla yeni anayasanın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği kanısındayım." diye konuştu.

Ulukapı, mevcut sistemde ülkenin temel sorunlarını çözmeye yönelik politikalar izlenemediğini, bu nedenle sakıncaları giderilmiş başkanlık sisteminin tavsiye edildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başkanın göreve geldikten sonra azledilemeyişi hükümette istikrarı ve politikalarda sürekliliği sağlamaktadır. Böylece devlet faaliyetlerinde devamlılık oluşmaktadır. Başkanlık sistemi rasyonel bir sistemdir. Çünkü, ABD'nin kuruluş sürecinde birbirinden farklı 13 koloninin bir araya gelerek, 'kendimizi en iyi nasıl yönetiriz' sorusuna buldukları bir cevaptır. 

Başkanlık sistemi ortak insan aklının bulduğu bir modeldir. Bu sistem, güçlü bir yürütme organına olan ihtiyacın karşılanmasında inkar edilemez ölçüde büyük öneme sahiptir. 

Yürütmenin başı olan başkanın, bakanları serbestçe seçebilmesi, yürütme bakımından önemli yetkileri haiz olup, ülke yönetiminin gerektirdiği elzem icraatları zamanında ve etkili şekilde yapabilmesine karşın, yasama organına müdahalesi, onu feshetmesi mümkün olmamaktadır. Yasama organı ise kanunları çıkarma, bütçeyi, bakanları ve bazı üst yöneticilerin atanmasını onaylama gibi önemli yetkilere sahip olup, başkanın yetkilerini dengelemektedir."

Koalisyonlar ve istikrarın sağlanamaması

Parlamenter sistemin yol açtığı bazı olumsuzluklar ve yoğun mücadelelerin, Türkiye'de uzun zamandır başkanlık konusunun tartışılmasına yol açtığına işaret eden Ulukapı, "Koalisyonlar ve kısa dönemde çok sayıda hükümetlerin değişmesi, bunun sonucu olarak da yönetimde istikrarın sağlanamamış olması, beklenen ekonomik büyümenin hep düşük seviyelerde gerçekleşmesi başkanlık sistemini merak edilir ve arzulanır hale getirmiştir." ifadelerini kullandı.

"İsimler üzerinden tartışılması doğru değil"

Ulukapı, başkanlık sistemi tartışmalarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isminin sıkça geçtiğinin altını çizerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Sayın Cumhurbaşkanımız seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır. Görevinin başındadır. Yapılacak yeni anayasa ile Türkiye için başkanlık sisteminin gündeme gelmesi, Cumhurbaşkanının halihazırdaki konumuyla doğrudan alakalı bir husus değildir. Başkanlık sistemi Türkiye'de kabul edildiği takdirde elbette mevcut Cumhurbaşkanının bu makama talip olması veya önerilmesinden doğal bir şey olamaz. Ancak başkanlık sisteminin isimler üzerinden tartışılması doğru değildir. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için siyasal sistemin işleyişi açısından konunun ele alınması gerekir."

Türkiye'nin daha önce yaşadığı yönetime ilişkin acı tecrübeler dikkate alındığında odak noktasının şahıslar değil, Türkiye olması gerektiğini belirten Ulukapı, başkanlık sistemi ile ülkenin güçlü bir yürütme organına olan ihtiyacının karşılanabileceğini vurguladı.

Kaynak: AA