Hümeyra PARDELİErzurum, (DHA) - Erzincan Ergenekon sanıklarından eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'i savunduğu Erzurum Özel Yetkili 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bu kez sanık olarak ifade veren avuktat Turgut Kazan, Savcı kendisini terör örgütüyle mücadele eden biri olarak gösteriyor. Bir yaşıma daha girdim dedi.

Halen Antalya'da Terör ve Organize Suçlar Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Osman Şanal, Erzurum'da görevde bulunduğu dönemde Cumhuriyet Başsavcılığına 8 Eylül 2010'da bir dilekçe verdi. Şanal dilekçede, özel cumhuriyet savcısı olarak yürüttüğü Erzincan'da Ergenekon terör örgütü yapılanmasına ilişkin soruşturmayla ilgili yayınlanan 'Cüppeli adalet' adlı kitabın yazarı İlhan Taşçı, 'Posmodern cihad' kitabın yazarı İsmail Saymaz, 'Operasyon adı Ağa 01' adlı kitabın yazarı Ali Dağlar ile bu süreçte kendisi hakkında basın açıklaması yapan Avukat Turgut Kazan hakkında, kamu görevlisine görevinden dolayı basın yolu ile hakaret, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, kamu görevlisini hedef göstermekten dolayı suç duyurusunda bulundu.

4 KİŞİ HAKKINDA DAVA

Savcı Şanal'ın şikayeti üzerine Özel Yetkili Savcı Ender Karadeniz tarafından 6 Ocak 2011'de hazırlanan iddianamede, Ergenekon davasında şimdi CHP Denizli Milletvekili olan İlhan Cihaner'in avukatlığını yapan Turgut Kazan hakkında 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçundan 3 yıl hapis ve meslekten men cezası ile dava açıldı. Taşçı, Dağlar ve Saymaz hakkında da benzer suçlamayla aynı ceza istendi.

DESTEK İÇİN GELDİLER

Erzurum Adliye Sarayı'nın beşinci katındaki Özel Yetkili 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen ilk duruşmaya Turgut Kazan ve ona destek için CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, YAR-SAV Yönetim Kurulu üyesi Celal Çevik, İstanbul, İzmir, Ankara, Uşak ve Muğla Baro Başkanları, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Çoşar ve 50'ye yakın avukat katıldı.


İki kamere ile kayıt altına alınan duruşmada ifade veren Avukat Turgut Kazan şunları söyledi

Savcı kendisini terör örgütüyle mücadele eden biri olarak gösteriyor. Bir yaşıma daha girdim. Özel yetkili mahkeme savcısı dilediği gibi tasnif edebilir. Anayasal hakları askıya alabilir. Bu keyfiliktir. Dosyalar, çuvallar açılmadan, CD'ler izlenmeden. Bir başvuruyu hiç işleme koymayabilir. Mayıs'ın 7'sinde konuştuğum söyleniyor. Ben o zaman İstanbul'daydım. Savcıyı hedef gösteren avukatın 'beli kırılsın, İhlallere boyun eğsin, uslu avukat bizim için iyidir' deniliyor. Bu mahkemeler, devletin ideolojik yapısı olarak çalışıyor. Ben bu davada sanık olarak sayılıyorum. Ama hukuku bilen benim sanık olmadığımı bilir. Savunmanın nasıl karşılandığını bu olayda yaşıyorum. Silahların eşitliğinin ne olduğunu anlatmak zorundayım. Savcı ile tartıştığım için dava açılacaksa bu 'uslu avukat olun' demenin işaretidir. Biz boyun eğmeyiz, susup oturmayız. Bir savcı Erzincan adliyesini bastı. Bu Türkiye tarihinde bir ilktir. Sağ el işaret parmağını sallayarak 'O İlhan'ı da alacağım' demiş ise o arkadaşlar gelip burada tanıklık yapmışsa, böyle bir savcı ile karşı karşıyayız. Müvekkilimi aradım gözaltı sırasında oradaki savcılar, basına beni HSYK başkanvekili ile konuşuyor diye servis ettiler. Bu olay saat 13.00'de bomba gibi patladı. Erzurum adliyesinde neler oldu 16.13'de Osman Şanal koridorlarda koşuşturup, çuvalları karıştırıyor. 18.30'a kadar iki dilekçe yazıyoruz. Özel yetkileri alındığı halde çuvalları karıştırıyor, kimse engel olmuyor. 19 Şubat sabahı Erzurum'a geldim. Başsavcı vekili beni aradı. 'Turgut bey bilmiyordum' dedi. Dosya 17 Şubat akşamı istanbul'a gönderilmiş. 'Özür dilerim gerçekten bilmiyorum' dedi. Hemen Beşiktaş adliyesine koştum, dilekçe verdim. Böyle açık ihlallere susuyorsam niye avukatım Osman Şanal beni şikayet etmiş. 7 Mayıs'ta adiyede konuşma yapmışım. Oysa Erzurum'da değildim. Bu siyasal iktidarın muhalifleri ezmek için kullandığı bir modeldir. Savcı terör örgütüyle mücadele eden biri olarak gösteriliyor. Bir yaşıma daha girdim. Terörist denilen kim Tahliye sonrası Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığına geri dönmüş. O terörist savcı daha sonra Adana savcılığına atanmış. Bu davaya İlhan Cihaner tarafından önerildiğimde, bu işin bir iğneli fıçıya girdiğini biliyordum. O mektubu vermem gerekirdi. Bu mektubu savcıya veriyorsun iki ay işlem yapılmıyor. Hükümlü Erzurum'a getirilmiş. Buca Cezaevinden ziyaret listesi fakslanması isteniyor. İbrahim Gezer adalet müfettişine ifade vermiş ama, burada savcılar 'azmettirene ulaşamadık' diyor. Şanal, 3 Mart günü Habertürk gazetesine açıklama yapıyor. Beni 'cemaat tetikçisi olarak suçluyorlar' diyor. Benim konuşma tarihim ise 5 Mayıs. Cihaner'i özel yetkili de yakamadık, bari avukatını yakalım. Bu davanın adı odur.

Tutuksuz yargılanan Turgut Kazan'la ilgili olarak daha sonra mahkemede 50 avukattan üçü konuştu. Daha sonra cumhuriyet Savcısının müteala hazırlaması için duruşma, 6 Mart 2012'ye ertelendi. Duruşmaya Kazan dışındaki 3 sanık katılmadı.

CİHANER, ORTAÇAĞA DÖNÜŞ, ENGİZİSYONUDUR

Adliyeden çıkışta CHP Milletvekili İlhan Cihaner, bir açıklama yaptı. Cihaner, şunları söyledi

O karar Türkiye'de hukukun geldiği noktanın ne kadar vahim olduğunun göstergesidir. HSYK'de benimle ilgili karar alan heyet içerisinde daha önce reddettiğimiz kişiler var. Bunlar karar almıştır. Anayasa'ya açık aykırı şekilde yeni HSYK yasasına, 2802 sayılı hakimler savcılar kanununa aykırı şekilde soruşturma izni verilmeden doğrudan kovuşturma izni verilmiş. Bu olacak şey değil. Bizim savunmamız alınmadan kovuşturma izni veriliyor. Bunun adı aslında Ortaçağ'a dönüş, engizisyonudur. Bir örneği de bugün yaşadığımız davadır, Artık ceza, hukukun gereği olarak insanların suçlanmasını bıraktılar, avukatlarına gözdağı vermeye başladılar. Ailelerine saldırdılar. Savaşın bile bir hukuku vardır. Türkiye'de artık savaşı bile aşan çok etik dışı hukuk dışı giderek ahlak dışı bir süreç işlenmektedir. Bugün burada yaşanılan bunun bir ispatıdır. Savunmayı herkesin izlemesini isterim. Savunmaya saldırılıyor Türkiye'de avukatlık mesleğine adil yargılama hakkına saldırılıyor. Aslında yargılanan Turgut Kazan değildi. Yargılanan aslında heyetti. Heyetin nezdinde Türkiye'de kökleşmek durumuna gelen, gittikçe daha fazla uygulama alanı bulan hukuksuzluğun, orta çağ hukukunun yargılanması söz konusudur. 6 Mart'a gün verildi. Savcı mütalasını verecek. İpe sapa gelir suçlama değil. Cumhuriyet savcılarının terörle mücadele eden kamu görevlisi sayılması gibi saçma sapan gerekçe ile dava açılmış. Bunun aleyhine yüzlerce karar var. Savcı ve hakimlerin terörle mücadele eden görevliler değil adalet dağıtması gereken yargı mehsupları olduğunu dair yüzlerce karara rağmen bu dava açılmıştır. Burada yıldırma amaçlıdır. Yürütülen tam bir engizisyon hukukudur, ortaçağa dönüştür. Kan davası devam ediyor. Turgut Kazan üzerinden savunma mesleğine göz dağı verilmeye çalışılıyor. Hukukta hiç birşey öngörülebilir değildir. Bundan sonra ne olacağını cevabını hiç kimse veremez.

SOKRATES GİBİ SAVUNMA YAPTI

Duruşmayı izleyen Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu da bu günün tarihe geçtiğini bildirdi. Turgut Kazan'ın kendini değil, demokrasiyi, hukuk devletini savunduğunu ileri süren Metin Feyzioğlu, Adeta bir Sokrates'in savunması dinledik. Yanında olmaktan onurluyuz dedi.

MEKTUBU İLACIN ETKİSİ İLE YAZMIŞ

Öte yandan iddiaya göre Avukat Kazan, Erzincan Ergenekon davasıyla ilgili olarak İzmir'de yağma suçundan tutuklu bulunan İbrahim Gezer'in gönderdiği bir ihbar mektubunun Cumhuriyet Savcılığı tarafından işleme konulmamasını eleştirdi. Gezer, mektupta Erzurum'daki Risale-i Nur Dershanesi'ne gittiğini ve burada Erzincan'daki Kurtoğlu Cemaati'ne bağlı bir grupla Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in yakından tanıdığı bir polisi gördüğünü ileri sürdü. Risale-i Nur Dershanesi'ne iki savcı ile birlikte gelen Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın Cihaner'in işi bitti dediğini öne süren Gezer, HSYK ve Yargıtay'a mektup gönderdiğini, Cihaner'in lehinde tanıklık yapmak istediğini bildirdi. Daha sonra Gezer hakkında 'Adil yargılamayı etkilemek ve iftira' suçundan dava açıldı. Mektubu aldığı ilacın etkisiyle yazdığını söyleyen Gezer, Erzurum 2'nci Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandı ve 2 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

(Tür: Yurt)
Doğan Haber Ajansı [3099724] Haber Yayın Tarihi : 01.11.2011 16:40