Ekonomik olarak emperyalizmin açık pazarına dönüşmüş, siyasal yönden yarı sömürge durumundaki bir ülkenin kurtuluşu, Türk halkının asırlardır şartlandığı saltanat ve hilafet otoritesine başkaldırıp çağdaş demokrasiyi tercihi bu gün için de hayranlık uyandıran bir süreçtir. Türk halkının kısa süre içinde kaydettiği olağanüstü atılımlar, siyasal, ekonomik mucizeler, köklü devrimler Atatürk önderliğinde gerçekleşti.
Türkiye Cumhuriyeti”nin kuruluş felsefesinin, devlet yapılanmasının Atatürk”ün bağımsızlık, çağdaşlaşma, demokrasi olarak tanımlanabilecek düşüncelerini esas alması geçmişte yaşanan olumsuzluklardan ders alındığının göstergesidir.
Egemenliğin halka dayanması, çağdaş uygarlığın hedeflenmesi, teokratik anlayış yerine laikliğin esas alınması, ekonomik ve siyasal bağımsızlık konusundaki titizlik Cumhuriyet”in kuruluştan gelen duyarlılığı olagelmiştir.
Emperyalizmin bu gün de Mustafa Kemal”i diktatör olarak tanımlamaktaki ısrarı sömürge coğrafyası olarak düşündükleri topraklarda, köle yapacakları bir ulusun önüne düşerek özgür bir halk, bağımsız bir devlet yaratmış olmasıdır. O, mazlumlara yenilmez sanılan emperyalizme direnerek bağımsızlığa ulaşılabileceğini göstermiştir. Emperyalizm mazlumların kurtuluş önderini bu nedenle hala affetmemekte, hıncını her fırsatta ortaya vurmaktadır.
Son dönemlerde dış dinamiklerce Türkiye”ye dayatılan ekonomik ve siyasal tercihlerin Atatürk”le ilgili yansımalarını ibretle izlemekteyiz. ABD ve AB yetkilileri Atatürk”ün dönemi için önemli bir kişilik olduğunu fakat geride kaldığını, bu gün için bir anlam ifade etmediğini yüksek sesle dillendirmektedirler. Atatürk”ün ekonomik ve siyasal bağımsızlık temelli anlayışının küreselleşme çağında anlamını yitirdiğini iddia etmektedirler. Atatürk”çü düşüncenin devletin kuruluş felsefesi olmaktan çıkarılmasının yararlarını anlatmaktadırlar! Atatürk resimlerinin kamu binalarından indirilmesinin zamanının çoktan geldiğini söylemektedirler!  
Bu telkinlerin siyasal iktidar ve kimi yetkililer tarafından ciddiye alındığını, önemsendiğini ve gereğinin yerine getirildiğini gösteren somut veriler ortaya çıkmaya başlamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Müfredatında talepler doğrultusunda çalışmalar yapılmakta, Atatürkçü Düşünce ve bu düşünceyi benimsemiş kuşaklar yetiştirme devletin eğitim programlarından çıkarılmaktadır. Atatürkçü düşünce yerine küreselleşmenin yararlarına inanmış kuşaklar yetiştirileceği açıklanmaktadır. Komisyon toplantılarıyla hazırlıkları süren “yeni anayasa” çalışmalarıyla ortaya çıkarılmak istenen metinde siyasal iktidar ve kimi çevrelerce bu telkinlerin dikkate alınacağını gösteren ciddi belirtiler söz konusudur.
İstanbul Barosu, Kurtuluş ve Kuruluş önderi Atatürk”ün bu gün olduğu gibi gelecek dönemler için de Türkiye”nin laik, demokratik, çağdaş bir ulus devlet olarak varlığını sürdürmede yol göstericiliğine inanmaktadır.
İstanbul Barosu, Türk halkının Kurtuluş ve Kuruluş önderini metinlerden çıkarıp, belleklerden silme çabalarını sonuçsuz bırakacağına olan inancını kamuoyu ile paylaşmaktadır.
                                   İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI