Polis aileleri geçtiğimiz günlerde, süreç boyunca yaşanan hak ihlalleri sebebi ile Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulunurken polis avukatları da Avrupa’daki insan hakları örgütlerine durumu rapor etmişti. Antalya Barosu da ilk günlerinden itibaren hukuk ve insan haklarına sahip çıkarak sürecin takipçisi oldu. Antalya Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Burak Can ve Antalya Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Avukat Erdal Taş bağımsız gözlemci olarak 29 Temmuz 2014 tarihinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gelerek polislerin maruz bırakıldığı hak ihlallerini raporladı. 11 sayfalık ‘insan hakları raporu’ emniyet ve adliye safhasında yapılan tüm ihlalleri bizzat yerinde gözlemleyen baro temsilcileri tarafından; avukatlar, polisler ve aileleriyle de görüşerek hazırlandı. 4 ayrı başlıkta, toplam 48 maddede sıralanan hak ihlallerinin hukuki yorumu da 15 madde halinde sıralandı.

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin dışarısında yaşanan hukuksuzlukları müşahede eden baro gözlemcileri şahit olduklarını 6 maddede ele aldı. Adliye binasının önündeki polis kuşatmasına dikkat çekilen raporda, 200 civarında emniyet mensubunun bina girişinde görevlendirildiği yazılarak giriş kapısının yaklaşık 70-80 metre dışında emniyet hattı oluşturulduğu ve TOMA araçlarının da hazırda bekletildiği tespitinde bulunuldu. Avukatlar dışında kimsenin adliyeye girişine müsaade edilmediğinin altı çizildi. Polis yakınlarının, oluşturulan güvenlik hattının dışında, adliye bahçesinde, kendi imkânları ile oluşturulan güneşliklerin altında beklediği belirtildi.

Gözaltı ve sorgu sırasında yaşanan sıkıntıları araştırmak için Antalya Barosu’ndan gelen temsilcilerin, kimlikleri ve amaçlarını bildirmelerine rağmen Hâkim İslam Çiçek tarafından, “Ben içeri kimseyi almıyorum. Dışarı çıkın.” denilerek salondan dışarıya çıkarıldıkları ve ısrarlarına rağmen mahkeme kapısı kilitlenerek dışarıda bırakıldıkları raporda yer aldı. Raporda, sorgu sırasında polislerin suçlandıkları olayla ilgili delillerin ve ilgili belgelerin avukatlara gösterilmediği belirtildi.  

POLİS TELEFONLARINA HARİCİ YÜKLEME

Hukuksuz operasyonun emniyet safhasında yaşanan çok sayıda hak ihlali 22 maddede ele alındı. İfade alınmaya yaklaşık 50 saat sonra başlanıldığının belirtildiği raporda; polislerin saatlerce ayakta bekletildiği, sahur ve iftar yaptırılmadığı, duş imkânından mahrum bırakıldığı, gece gündüz ışıkların açık bırakılarak betonda yatırıldıkları sıralandı. “Şüpheliler hakkında sadece yakalama ve gözaltı kararı olduğu halde, bazı evlerde arama da yapılmıştır.” denilen raporda, “Polislere ait el konulan telefonlardan bazılarına dışarıdan harici yükleme yapıldığı bildirildi. Toplam 8 adet telefona bu şekilde yükleme yapılarak kendilerine ait olmayan verilerin telefonlarına yüklendiği söylendi.” tespitleri de yer buldu. Sorgulamalar sırasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan hiçbir savcının kontrol ve denetim için nezarethanelere gelmediğinin söylendiği raporda, gözaltına alınan bir kişinin de vaatte bulunularak aleyhte ifade vermeye zorlandığı vurgulandı.

-7. KATTAKİ İNSANLIK DIŞI TABLO

Emniyet nezarethanesinde polislerin maruz bırakıldıkları insanlık dışı muamelelerin adliye nezarethanesinde de davam ettirildiği rapora yansıdı. -7. kattaki nezarethane ile alakalı, “Bazı nezarethanelerde tuvalet ve lavabo yoktur, içerisi aşırı sıcak ve nemlidir. İçeride havalandırma sistemi olduğu halde havalandırma çalıştırılmıyor. İçeride bir kısım gözaltındaki şahısların yerlere kilim sererek, bir kısmının kendi elbiselerini yere sermiş vaziyette ve oturma sandalyelerinin üzerinde uyumaya çalıştıkları görülmüştür. Tuvaletlerin pis ve çöplerin toplanmadığı, çöp kutularının dolu oldukları ve bir kısım çöplerin de yerlerde bulunduğu görüldü. Gözaltındakilerin tuvalette banyo ihtiyaçlarını soğuk su ile giderdikleri bizzat görüldü.” gözlemleri rapora dâhil edildi.

26 Temmuz 2014 günü saat 01.30’da hukukî anlamda gözaltı süresi bittiği halde polislerin serbest bırakılmadıkları ve savcılık ve emniyette ifadeleri alınmadan tutuklama istemi ile sorgu hâkimliğine sevk edildikleri de kayda geçirildi. Ayrıca, “Nezarethanenin emniyeti için gerekli sayının üzerinde polisin güvenliği sağladığı görüldü. Görüşme sırasında kapı üzerimize kilitlendi.” ve “Ramazan Bayramı birinci günü sabahı gözaltındaki bir polis memuru darp edilmiştir. Bize vücudundaki darp izini gösterdi. Sağ kolunda darp izi ve yara olduğu görüldü.” tespitleri de rapora yansıyan diğer hukuk skandallarından. 15 maddede teker teker sıralanan insan hakkı ihlalleriyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK); 91/1, 91/2, 91/4, 95/1, 101/1, 182/1 fıkraları ve 147/1-h bendinin ihlal edildiği kaydedildi. 

zaman.com.tr