METİN ARSLAN  
 
Uzun tutukluluk ve yargılama şikâyetlerinde davanın kesinleşme şartı aranmayacak. Tutukluluk kararlarına yapılan her itirazdan sonra karar kesinleşmiş sayılacağından bu kişiler her ayın sonunda AYM’ye de itiraz edebilecek. Bu konuda bir süre sınırlaması getirilmedi. Anayasa Mahkemesi Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) kapsamında; ağır cezalık suçlarda 5, Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlarda ise 10 yıllık süreyi uzun tutukluluk süresi olarak kabul etti.
 
Yüksek Mahkeme, 27 Haziran Perşembe günü yaptığı toplantıda konuyla ilgili somut dosyalara girmeden genel ilkeler üzerinde durdu. İlke kararları 2 Temmuz 2013 Salı günü yapılacak toplantıda ele alınacak somut dosyalara uyarlanacak. Yeni ilkelerden bazıları şöyle sıralandı:
 
Uzun tutukluluk ve yargılama konusunda AİHM’nin verdiği kararlarla uyumlu hareket edilecek.
 
Uzun tutukluluk ve yargılamalarda davanın kesinleşmesi şartı aranmayacak.
 
CMK uyarınca ağır cezalık suçlardaki uzun yargılama süresi 2+1+1+1 yıl olmak üzere toplamda 5 yıl tutuklama süresi baz alınacak. 5 yılı aşan tutukluluklar ihlal olarak kabul edilecek. Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar için bu süre CMK’da olduğu gibi 10 yıl olacak. Dosya özeli, davanın mahiyeti dikkate alınmakla birlikte bu süreyi doldurmayan başvurularda ret kararı verilebilecek. Ancak CMK’daki 2 yıllık alt süre göz önünde bulundurulacak. Yargıtay’ın da benzer içtihat kararları bulunuyor.
 
12 yıl süren kadastro davası uzun yargılama kapsamında görülecek ve ihlal kararı verilecek.
 
CMK uyarınca ayda bir tutuklulukla ilgili karar verilmesi gerekiyor. Mahkemenin ayda bir verdiği karara bir üst mahkemede itiraz edilebiliyor. Bu itirazla karar kesinleşmiş sayılacak. Sanık veya şüpheli tutukluluk kararı kesinleşince, bunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak. İkinci ay yine benzer bir karar çıktığında ve kesinleştiğinde Anayasa Mahkemesi’ne tekrar başvurulabilecek. Yüksek Mahkeme başvuru konusunda bir sınırlama koymamakla birlikte ikinci başvuruda ilk kararı baz alacak, somut bir gelişme yoksa başvuruyu reddedecek.
 
Tazminat hesaplamaları AİHM’yle uyumlu olacak ancak Türkiye’deki mevzuat ve koşullara uyarlanacak. AİHM’nin tazminatları hesaplarken kullandığı oran kabul edilecek. Ancak bu oranda belli bir indirim uygulanacak.

ZAMAN