Yaşar Öztemel eski bir avukat… 12 Eylül askeri darbesinin ardından Dev-Yol davası kapsamında tutuklandı, uzun yıllar cezaevinde kaldı ve işkence gördü. Gördüğü ağır işkenceler nedeniyle akıl sağlığını kaybetti. Bu raporlarla tasdik edilirken Öztemel severek sürdürdüğü mesleğini bırakmak zorunda kaldı.

Ancak ‘eski tüfek’ sosyalizm mücadelesinden vazgeçmedi. Ankara’nın en kalabalık caddelerinde, Yüksel ve Konur sokaklarında nutuklar atmayı sürdürdü. Öztemel’in kendince yaptığı propaganda Ankaralılar tarafından çoğu zaman tebessümle izlendi. Kimseye zararı olmayan ve cadde üzerindeki her eyleme katılmayı ihmal etmeyen Öztemel 23 Mayıs Pazartesi günü yine benzer bir eyleme destek verdi. Öztemel, CHP’li İzmir Buca Belediyesi’ne iş yapan taşeron bir firmada çalışırken sendikal faaliyetlerinden dolayı işten atılan Batıgül Tunç’un yaptığı oturmaya eylemine destek oldu.

Radikal'in haberine göre Tunç’un Yüksel Caddesi’ndeki eylemine polis ‘izinsiz olduğu’ gerekçesiyle müdahale etti. Aralarında Öztemel’in de bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. 7 kişi ‘gösteri ve yürüyüşleri kanununa muhalefet’ten mahkeme sevk edildi. Avukat Evrim Deniz Karatana, savcı ve mahkeme hâkimine Öztemel’in cezai ehliyeti olmadığını bildirdi. Buna rağmen Nöbetçi Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi, dün 7 şüpheliden sadece Öztemel’in tutuklanmasına karar verdi. Öztemel ise mahkemede kendini “Yüzümün ve üstümün görüntüsünden anlaşıldığı üzere direnme hakkımızı kullandık. Çünkü şiddete uğradık, direnme hakkını da hukuk fakültesinde Mucip Kapani hocamızdan öğrenmiştik” diye savundu.

‘Feci şekilde dövüldü’

Öztemel’in avukatı Duygu Demirel ise müvekkilinin gözaltına alınırken polis tarafından feci bir şekilde dövüldüğünü belirterek “Aynı şiddet nezarethanede de devam etmiştir. Bütün bir akşam elleri arkadan kelepçeli olarak bekletilmiştir” dedi. Tutuklama kararının ardından Avukat Demirel’in Öztemel’in cezai ehliyetinin bulunmamasına rağmen neden tutuklandığı sorusuna Mahkeme hâkimi, “İçerde tedavi olsun diye tutukladım” yanıtını verdi.

Tutuklamaya itiraz eden Duygu Demirel Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’ne de başvurdu. Avukat Demirel başvurusunda “Müvekkil 12 Eylül döneminde uzun yıllar cezaevinde kalmış, gördüğü işkence nedeniyle akli dengesini kaybetmiştir. Üniformalı birini gördüğünde cezaevi koşulları müvekkilimin rahatsızlığını tetikleyecektir” diye konuştu.

Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Durmuş Tezcan, cezai ehliyeti bulunmayan kişilerin suç işlenmesi halinde hapishane yerine tedavi amaçlı olarak hastaneye gönderilmesi gerektiğini söyledi ve ekledi: “Somut olayda hakimin şüphelinin cezai ehliyeti olup olmadığı konusunda bir inceleme yaptırması gerekiyordu.”

radikal