Tutukluluklar “infaza dönüşürken” Adalet Bakanlığı’nın çalışmasında adi suçlarda 4 yıl, örgütlü suçlarda ise 8 yıl tutukluluk öngörülüyor. Eski AİHM yargıcı Türmen, tek başına tutukluluk süresini kısaltmanın sorunu çözmeyeceğini belirterek “2 yıldan fazla tutuklamayı AİHM kabul etmiyor” dedi. İLHAN TAŞCI’nın haberi

‘CEZAEVİ MORGA DÖNÜŞTÜ’

CHP’li Emine Ülker Tarhan, MİT mensubu Kozinoğlu’nun ölümünü değerlendirirken uzun tutukluluk sürelerinin yeniden sorgulanması gerektiğini söyledi. Tarhan “cezaevlerinin artık bir morga dönüşmeye başladığını” belirtti. CHP’li Aytun Çıray da “Kozinoğlu göz göre göre öldürüldü. Sıra kimde?” diye konuştu.

‘TUTUKLULUĞUMUZ YETMEDİ’

CHP’li Tarhan: Cezaevleri morga dönüştü

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, MİT mensubu Kaşif Kozinoğlunun Silivri Cezaevindeki ölümü üzerine, cezaevlerinin morga dönüşmeye başladığınıbelirtti. CHP İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray da Kozinoğlu göz göre göre öldürüldü. Kozinoğlunun yaşadıkları her an Haberalın da başına gelebilirdedi.

Tarhan, dün yaptığı yazılı açıklamada, Adalet Bakanlığının yönetimindeki Özel Yetkili Mahkemeler ve infaz evleri adaletin değil iftiraların, tuzakların, sahte davaların ve komploların merkezi haline gelmişken artık yavaş yavaş koca bir morga dönüşmektedir. Odatv şüphelisi Kaşif Kozinoğlunun, Silivri Cezaevinde, daha yargıç karşısına bile çıkamadan şüpheli ölümü, hangi saikle açıldığı artık bir sır olmayan sahte davaları, cezaevine atılan muhaliflerin uzun tutukluluk sürelerini ve ağır cezaevi koşullarını yeniden sorgulamamızı gerektirmektedir dedi. Tarhan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü Hani hastalar için cezaevinde ambulans helikopter vardı, hani hiç vakit kaybetmeden hastaneye yetiştirip hayat kurtarıyorlardı? Hani AİHMye böyle bilgi verilmişti? Nerede bu ambulans helikopter, nerede acil müdahale ekipleri?

‘Haberal’ uyarısı

CHP Milletvekili Çıray da ağustos ayında Haberalı ziyaretleri sırasında cezaevi koşullarıyla ilgili tutanak hazırladıklarını anımsattı. Çıray, Sıra kimde? Kozinoğlu göz göre göre öldürüldü. Kozinoğlu kalp krizi geçiriyor, hemen revire kaldırılıyor. Revirde ise ne tıbbi donanım var ne de uzman. Pratisyen hekimin elinden bir şey gelmiyor. Mecburen hastaneye sevk ediyor. Adalet Bakanlığının açıklamasına göre Silivri Devlet Hastanesinde de uzman yok, bir başka pratisyen hekim müdahale ediyor. Bu ölüm hukuki ve insani ihmal sonucunda gerçekleşmiştir. Baş sorumlusu Adalet Bakanıdır dedi. Çıray , Kozinoğlunun yaşadıklarının her an Mehmet Haberalın da başına gelebileceği uyarısında bulundu.


Balbay, Adalet Bakanlığı’nın “tek kişilik hücrede kendi isteğine bağlı bulunduğu” şeklindeki açıklamasının gerçekdışı olduğunu belirtti. Balbay, “Bu tablo gösteriyor ki bizim tutuklu olmamız yetmemektedir. Bir anlamda ‘ağırlaştırılmış tutukluluk’ uygulanmaktadır. Bu ortamı yaratanların yüreği ne zaman soğuyacak” dedi.

 

BALBAY’DAN BAKANLIĞA YANIT

‘Açıklama gerçekdışı‘

İstanbul Haber Servisi - CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Adalet Bakanlığının Silivri 1 Nolu Cezaevinde tek kişilik hücrede kendi isteğine bağlı olduğuşeklindeki açıklamasının gerçekdışı ve çelişkili olduğunu belirtti.

Balbay, dün avukatı aracılığıyla basın mensuplarına gönderdiği yazılı açıklamasına, 9 aydır isteğim dışında tek kişilik hücrede tutuluyorum ifadesiyle başladı. Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamanın çelişkili ve gerçekdışı olduğunu belinrten Balbay, Tuncay Özkan ile aynı koğuşta kalırken yöneticilerin Aynı koşullarda yerleştirileceksinizsözüyle 28 Şubat 2011 akşamı 1 Nolu cezaevine sevk edildik. Gece yarısına doğru getirildiğimiz cezavinde 03.00e kadar bekletildikten sonra, zor kullanma tehdidi ile ayrı hücrelere konuldukdedi. 1 Nolu Cezaevine konulmalarından 2 gün sonra İP lideri Doğu Perinçekin getirildiğini ancak Perinçekin hücreden alındığını anlatan Balbay, Bir iki saat sonra Muzaffer Tekini benim koğuşma getirdiler. Ben de ikinci müdüre Sayın Tekin ile hiçbir husumetim yok. Ancak kendisini tanımıyorum. Ben Cumhuriyet gazetesi yazarıyım, iddianameye göre teröristim. Sayın Tekin de iddianameye göre Cumhuriyetin bombalanmasında rolü olan kişi. Birbirimizi tanımıyoruz ve bizi aynı koğuşa koyacaksınızdedim. O sırada Tekin de Ben daha büyük koğuş olduğunu sanıyordum. Bu durumda ben de burada kalmak istemiyorumdedi. Aynı gün saat 19.00 sıralarında 2 görevli koğuşa geldi, Birlikte müdüre gideceğizdedi. Bana Bu durumda herkesle husumetinin olduğuna ilişkin bir dilekçe yazdediler. Ben de Kimseyle husumetim yok, hem tanımadığım kişilerle ilgili nasıl husumetim varderim. Ben sadece söz verildiği gibi 4 Nolu cezaevi koşullarında kalmak istiyorum karşılığını verdim.”

“Ölünce mi?”

Balbay, Bakanlık hem kendisiyle çelişmekte hem de gerçek dışı bilgi vermektedir. Bu tablo gösteriyor ki, bizim tutuklu olmamız yetmemektedir. Bir anlamda ağırlaştırılmış tutuklulukuygulanmaktadır. Bir milletvekili olarak soruyorum: Bu ortamı yaratanların, devamını isteyenlerin yüreği ne zaman soğuyacak. Amansız bir hastalığa yakalanınca mı? Ruhen çökünce mi? Ölünce mi?

Adalet Bakanlığı bürokrasisi, tutukluluk sürelerine ilişkin seçenekli formül hazırlığı yaptı

Formül hazır, söz hükümette

© Adi suçlarda 5 yerine 4, örgütlü suçlarda 10 yerine 8 yıl hapis formülü geliştirildi... Bir seçenek olarak da tüm tutukluluklar için sürenin 5 yıl ile sınırlandırılması gündemde. Tüm suçlarda tutukluluğun 5 yıl ile sınırlandırılması durumunda yasanın çıktığı gün 1000’in üzerinde kişinin tahliye edileceği hesaplandı.

İLHAN TAŞCI

ANKARA - Uzun tutukluluk süreleriyle ilgili tartışma halen sürerken, Adalet Bakanlığı bürokrasisi, olası bir yasa değişikliği için seçenekli formül geliştirdi. Buna göre, adi suçlarda 5 yerine 4 yıl, örgütlü suçlarda ise 10 yerine 8 yıl hapis öngörüldü. Bir başka seçenek ise tüm suçlarda tutukluluğun en fazla 5 yıl ile sınırlandırılması. Eski AİHM yargıcı ve CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen,Genelde 2 yıldan fazla tutuklamayı AİHM kabul etmiyor dedi.

2007 Haziranında başlayan Ergenekon soruşturması/davası ile KCK tutuklulukları nedeniyle aylar ve yıllarca süren tutukluluğun infaza dönüştüğü eleştirileri her geçen gün yoğunlaşıyor. Adalet Bakanlığının tutukluluk sürelerine ilişkin aylar öncesinden başlattığı çalışma halen bakanlığın bürokrasi masasında siyasilerin talimatı için bekliyor. Adalet Bakanlığında yapılan ön çalışmada, adi suçlarda 5 yıl olan tutukluluk süresinin uzatmalarla birlikte en fazla 4 yıl olarak değiştirilmesi, örgütlü suçlar yönünden ise halen 10 yıl olan tutukluluk süresinin 8 yıla indirilmesi değerlendiriliyor.

Bakanlık yetkilileri, hem adi suçlar yönünden hem de örgütlü suçlar bakımından tutukluluk süresinin 5 yıl ile sınırlandırılmasının da seçenek olarak masada durduğuna işaret etti. Bu formülün yaşama geçmesi durumundaörgütlü suçlardantutuklu olanlardan binin üzerinde kişinin tahliye olacağının hesaplandığı bildirildi. Aynı yetkili, kendilerinin olası bir talebeyönelik seçenek oluşturduklarını, bunların bu aşamada kesin niteliktaşımadığını vurguladı.

Adalet Bakanlığının bu çalışmasının yaşama geçmesi, tutukluluk sürelerine ilişkin tartışmayı alevlendiren Ergenekon, KCK ve Balyoz gibi davaları bu aşamada etkilemeyecek. Çünkü bu davalar kapsamındaki tutukluluk süresi, bakanlığın en kısa olarak geliştirdiği seçenekteki 5 yıllık süreye ulaşmadı.

Ergenekon kapsamında en uzun süredir tutuklu bulunan isimlerden Ergun Poyraz 4 yıldır tutuklu iken gazetemiz yazarı, CHP milletvekili Mustafa Balbay da 3 yıldır tutuklu yargılanıyor.

‘AİHM, genelde 2 yıl diyor’

Eski AİHM yargıcı ve CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, bakanlığın çalışmasıyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, hâkim önüne çıkarmadan dosya üzerinden karar verilmesi, adli kontrol sisteminin neden uygulanmadığının yazılmaması gibi sorunları düzeltmeden, yalnızca sürede değişiklik yapılmasının yeterli olmayacağına işaret etti. Türmen, Çünkü orada iki aşamalı bir inceleme yapılıyor. Önce tutuklamanın sürdürülmesi için yeterli gerekçe, neden var mı, onlara bakılıyor. Bunlar varsa ondan sonra süreye bakıyor. Azami bir süre yok sözleşmede. Her davanın özelliğine göre değişiyor, doğru. Genelde 2 yıldan fazla tutuklamayı AİHM kabul etmiyor dedi.

Tutuklu milletvekili sorununa da değinen Türmen, bu konuda AKP ile yapılan protokolün taraflarca, bir sorunun olduğunun kabulü sonucunu doğurduğunu söyledi. Türmen, Mademki ortada bir sorun vardır, bunu çözmek gerekir dedi.Türmen, şu değerlendirmeyi yaptı:

Bu kişiler milletvekili seçilmeselerdi, Balbay, Haberal, Alan, KCKden tutuklu milletvekili seçilmese dahi bunların tutuklu olarak yargılanmaları zaten insan hakları ihlali teşkil ediyor. Özgürlüklerinden mahrum bırakılmaları nedeniyle insan hakları. Milletvekili olarak tutuklu yargılanmaları, aynı zamanda seçme ve seçilme hakkının ihlali. Yargılanmasın, yargılama askıya alınsın talebi yok ki. Yapılması gereken, zaten hukuka aykırı olarak tutuklu bulunan bu kişiler, milletvekili de olduklarına göre bunların tutuksuz yargılanmaları için ilave bir sebep vardır.

Türmen, Tutuklulukla ilgili her karar esas davadan bağımsız bir karar. Dosya üzerinden tutukluluğun uzatılması kararı verilemez. Bu yüzden ihlal kararı çıkıyor, birçok neden arasında. Bunu yapmak demek tutukluluk kurumunu hiç anlamamış olmak demek. Bunun hâlâ düzeltilmediğini görmek anlaşılır bir şey değil dedi.