Milli Eğitim Komisyonu’nda öğretmenlerin bile ne getirdiğini bilmediği ve eğitim dünyasının sakıncalarına işaret ederek karşı çıktığı tasarının görüşmelerinde yumruklar konuştu. Komisyon Başkanı Avcı’nın, CHP’lilerin söz hakkı olmasına karşın 3. madde görüşmelerini tamamlamak istemesi salonu karıştırdı. Şükür’ün danışmanının kendilerine vurduğunu belirten CHP’liler “Meclis’te fedailerin yeri yoktur” dedi. Şükür, dayağı kendilerinin yediğini belirtti. MAHMUT LICALI’nın haberi
Hakan Şükür’ün danışmanı CHP’li vekillere müdahale edince vekiller birbirine girdi
Komisyonda büyük kavga
MAHMUT LICALI
ANKARA - TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda sert tartışmalarla devam eden kesintili eğitim önerisinin görüşmelerinde AKP’li Hakan Şükür’ün danışmanları Resül Boydak ve Metin Çanak’ın CHP’li Haydar Akar ve Mahmut Tanal’a fiziki müdahalede bulunması üzerine milletvekilleri birbirine girdi. Yumrukların havada uçuştuğu kavganın ardından CHP’li Akar danışmanlardan şikâyetçi oldu.
TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda 3 haftadır sert tartışmalarla devam eden görüşmeler dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla çiçek dağıtılarak başlarken, yumrukların havada uçuştuğu kavgayla noktalandı. Toplantının başında AKP’li Hakan Şükür, kadın vekil ve gazetecilere gül; CHP’li Recep Gürkan da karanfil dağıttı. Komisyon Başkanı Nabi Avcı, CHP’li 17 vekilin söz hakkı olmasına karşın 3. madde üzerindeki görüşmelerin tamamlandığını belirterek madde üzerine verilen önergeleri okutmaya başladı. Bu sırada CHP’li vekiller sıraların kapaklarına vurarak 3. madde üzerindeki görüşmelerin bitmediğini ifade etti. Komisyonun AKP’li kâtibi Osman Çakır’ın “Burası dağ başı mı?” demesi kavganın fitilini ateşledi.
Kavga 10 dakika sürdü
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Çakır’a “Burayı dağ başına çeviren sizsiniz” diyerek yerinden kalkıp komisyon başkanlığının önüne yürüdü. İnce’nin ardından diğer CHP’li vekiller de ayaklanarak komisyon başkanlığı önünde toplandı. Bu sırada karşılıklı laf sataşmaları devam ederken, Şükür’ün 10 dakika önce kadınlara gül dağıtan danışmanı Boydak’ın CHP’li vekillere fiziki müdahalede bulunması bir anda gerginliği yumrukların konuştuğu kavgaya dö-nüştürdü. CHP’li Akar, “Sizin ne işiniz var burada? Dışarıdan adam mı getiriyorsunuz, adam mı topluyorsunuz?” diyerek danışmanlardan birini salon dışına ittirerek kapıyı kapattı.
Çok sayıda CHP ve AKP’li vekil kendi arasında yumruklaşmaya, birbirlerini tartaklamaya başladı. Bu sırada bazı vekiller de kavgayı ayırmaya çalıştı. Yaklaşık 10 dakika süren kavga toplantıya 2 saat ara verilmesiyle yatıştı.
Akar, Şükür’ün danışmanı Boydak’ın kendisini ittiğini belirterek “Arkadaşlarımı yumrukladı. Ben yumruk atmadım. Şikâyetçiyim. Tutanak tutturacağım” dedi. Akar, Şükür’ün danışmanları hakkında şikâyetçi olmak için TBMM’de görev yapan sivil polisleri çağırdı. Akar’ın şikâyetinin odasında alınabileceğini belirten polisler şikâyetin karakola bildirileceğini söyledi.
‘Sopayı yiyen biziz’
CHP’li Akar kavgada yaşananları anlatırken, AKP’li Şükür’ün de bu sırada koridordan geçmesi tarafları bir kez daha karşı karşıya getirdi. Şükür, “Sopayı yiyen biziz. Yaptığınız çok ayıp Haydar Ağabey. Şikâyet edin ama bunu provoke etmeyin ortamı” diye konuştu.
Boydak da kendisi dışında pek çok danışman ve sekreterin toplantı salonunda bulunduğunu belirterek, “Bana yumruk atıldı, düğmem koptu, kravatım çekilip atıldım. Elbette ben de şikâyetçiyim” dedi, Verilen arada AKP-CHP-MHP grup başkanvekilleri Avcı’yla bir araya gelerek toplantı yaptı. Komisyonun kavganın ardından toplanan oturumunda vekillerin danışmanları, korumaları ve sekreterleri dışarı çıkarıldı.
İnce: Papuç bırakmayız
CHP Grup Başkanvekili İnce, komisyonda yaşanan kavganın ardından basın toplantısı düzenledi. İnce, “AKP’nin maaşlı elemanları milletvekillerimize saldırıda bulunmuşlardır. Bu zorbalığa pabuç bırakmayız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li vekillere gönderdiği mesajda komisyondaki görüşmelerin bugün ve hafta sonu da devam edeceği için vekillerin Ankara dışına çıkmamasını rica etti.
Öte yandan TBMM Genel Kurulu’da söz alan Şükür, danışmanını savunarak, “Kendisi mağdur durumda, o ağır darbeleri alıp dışarı çıkmasına rağmen dışarda medya önünde sanki mağduriyete uğramışcasına şikâyetçi olan arkadaşlarımızın da bu tip siyaset anlayışından uzak olmasını diliyorum” diye konuştu.
5 YAŞ İÇİN DERSLİK YOK
AKP hükümetinin eğitim yasa tasarısıyla ilköğretime başlama yaşını 5’e indirmesi pedagojik ve fiziki sorunları da beraberinde getirecek. Önümüzdeki yıl okula başlayacak çocuk sayısı 1 milyon 400 binden 2 milyon 800 bine çıkacak. Sınıfların zaten kalabalık olduğunu belirten uzmanlar, fiziki altyapının yeterli olmadığını, ayrıca müfredatını da bu yaşa göre düzenlemesi gerektiğini vurguladı. “Oyunla eğitim”in kalabalık sınıfta uygulanamayacağına dikkat çekildi. FİGEN ATALAY’ın haberi
Tasarı yasalaşırsa 2012-2013 öğretim yılında ilköğretim 1. sınıfa başlayacak öğrenci sayısı ikiye katlanacak
5 yaşa altyapı da yok
© AKP’nin ilköğretime 5 yaşında başlama planı hayata geçerse önümüzdeki yıl okula başlayacak çocuk sayısı 1 milyon 400 binden 2 milyon 800 bine çıkacak. Okulların fiziki altyapısının bu kadar öğrenci için yeterli olmadığına dikkat çeken uzmanlar, eğitim müfredatının da bu yaşa göre yeniden düzenlemesi gerektiğini belirtiyor.
FİGEN ATALAY
Zorunlu eğitim yasa tasarısıyla ilköğretime başlama yaşının 5’e indirilmesi, pedagojik ve fiziki sorunları da beraberinde getirecek. Her yıl 1 milyon 300 bin-1 milyon 400 bin arasında çocuk okula başlıyor. Zorunlu ilköğretimin 5 yaşa çekilmesi halinde, 2012-2013 öğretim yılında bu sayı ikiye katlanacak. Yaklaşık 2 milyon 800 bin çocuğun ilköğretime başlaması, zaten kalabalık olan sınıfları, çocuklar ve öğretmenler için çekilmez hale getirecek.
Eski Eğitim-Sen Başkanı, eğitimci Alaattin Dinçer, yeni öğretim yılında okula başlayacak 6 yaşını bitirmiş çocuklara 5 yaş çocuklarının da eklenmesiyle sayının ikiye katlanacağını vurgulayarak, “Örneğin İstanbul’da bu yıl 210 bin çocuk ilköğretim 1. sınıfa başladı, seneye bu sayı 420 bin olacak ama derslik sayısı aynı kalacak. Türkiye genelinde, sınıfta ortalama 30 öğrenci olarak düşünüldüğünde 80 bin ek derslik yapılması gerekli” dedi.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel, ilköğretime başlamadan neden okulöncesi eğitimin gerekli olduğunu şöyle açıkladı: “Okulöncesi eğitim, çocuğun ilköğretime başlamadan önce yaşına ve gelişim özelliklerine uygun bir eğitim programına göre düzenlenen, bu programa uygun bir öğrenme ortamı sağlayan ve okulöncesi eğitim alanında özel yetişmiş öğretmenler tarafından uygulanan ve bu açıdan ilköğretimin birinci yılından farklı bir eğitim sürecidir.
Okulöncesi eğitimi sağlamadan ve okula hazırlamadan çocukları ilköğretime 5 yaşında başlatmak, çocukların beceri ve yetkinlikleri henüz yeterince gelişmemiş olacağından ciddi sakıncalar arz etmektedir.
Bu sakıncalar, sosyoekonomik olarak sınırlı imkânlara sahip elverişsiz koşullarda büyüyen çocuklar için daha yoğundur. Eşitsizliklerin etkisini bir nebze ortadan kaldıracak bir hazırlık süreci yaşanmadan başlayacak ilköğretim, eşitsizlikleri derinleştirecektir.
İlköğretim yaşının 5’e düşürülmesi halinde bu yaşa ve takip eden yaşlara uygun eğitim uzmanları tarafından ilköğretim müfredatının yeniden geliştirilmesi gerekmektedir.
Dünyada 204 ülkeden 126’sı 6 yaşında, sadece 29’u 5 yaşında çocukları ilköğretime başlatmaktadır. İlköğretime başlama yaşı 5 olan gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde 4 yaş için okul öncesi eğitim oranları yüzde 80’in üzerindedir.
Türkiye’de 4 yaş grubu (48-60 ay) için okulöncesi eğitim oranı ise yüzde 19.6. Ülkemizde okulöncesi eğitim almadan ilköğretime başlayacak olan bu yaş grubu çocukların okulda başarılarını olumsuz etkileme riski vardır.
Politika yapıcılar, ilköğretimi bir yıl erken başlatmak yerine, okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmasına odaklanmalıdır.”
UZMANLARI DİNLEYELİM
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Bakan Dinçer’in “CHP olaya ideolojik bakıyor” sözlerine “Çıkıp şunu söylesin, 5 yaşında 1-2 milyon çocuk eğitime başlayacak. Bunlara yetecek kadar derslik var mı? 5 yaşındaki çocuğa eğitim verecek kaç tane öğretmen var?” yanıtını verdi. Eğitim konusunun anayasadan bile daha önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kararı siyasilerin değil, akademisyen, uzman ve pedagogların vermesi gerektiğini söyledi. Başbakan Erdoğan “Engelleyemeyeceksiniz” dedi.
Erdoğan: 4+4+4’ü engelleyemezsiniz
ADNAN AVUKA
MARDİN- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle dün düzenlenen “Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar” programına katıldı.
Türkiye’de yaşanan terörün sona erdirilmesinde kadınlara büyük görevler düştüğünü vurgulayan Erdoğan, “Bugün artık Kürt kökenli annelerinde, kadınların da erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini istiyorum. ‘Çekin elinizi artık çocuklarımızın üzerinden’ demelerini bekliyorum” diye konuştu.
Daha sonra katıldığı toplu açılış töreninde muhalefetin 4+4+4 eğitim yasa tasarısına yönelik eleştirilerine sert çıkan Erdoğan, “ Bugün (dün) perşembe bu komisyon çalışacak, yarın cuma gene çalışacak, gerekirse cumartesi, pazar gene çalışacak, ama bu çıkacak. Niye çünkü bu millet yüzde 50 ile bir yetki verdi. Verdiği yetki işte bunları çözün diye. Şimdi birileri çıkıyor diyor ki ‘yüzde 50 istediğimi yaparım anlamına gelmez’. Doğru azınlıkların hukukunu da koruruz, ama çoğunluğu da azınlığa mahkûm etmeyiz” diye konuştu.
İnsan hayalle kavga etmez
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın CHP için sarf ettiği ‘Cumhuriyet Hayal Partisi’ sözlerine İstanbul’dan yanıt verdi
İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in eğitim sistemini düzenleyen tasarıyla ilgili partisine yönelik eleştirilerine cevap verdi. Eğitim konusunun anayasadan bile daha önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Uzlaşmadan bahsetmek ideolojikse evet uzlaşmadan bahsediyoruz. Bizim ‘bir şeyi dayatmak’ gibi bir düşüncemiz yok. AKP, kendi düşüncelerini, kendi yanlışlarını CHP’nin üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Cumhuriyet Hayal Partisi” benzetmesine Kılıçdaroğlu, “Siz hayallerle kavga eden bir insan gördünüz mü? Demek ki Cumhuriyet Halk Partisi gerçek” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kapsamında İkitelli’deki Murat İş Hanı’nda bulunan bir tekstil atölyesini ziyaret ederek çalışan kadın işçilere karanfil verdi. Kılıçdaroğlu, daha sonra da çalışanlarla öğle yemeği yedi. Yemek öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Hayal Partisi” benzetmesine ilişkin, “Söylediği sözün ne anlama geldiğini bile bilmiyor” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu’na Başbakan’ın “tutuklu gazetecilerden yalnızca 6’sının Sarı Basın Kartı sahibi olduğunu ve diğerlerinin gazeteci olmadığı” yönündeki açıklaması da soruldu. Kılıçdaroğlu, “Sarı Basın Kartı sahibi olmak değil, basında çalışmak gazeteci olmak için yeterli. İçeride tek bir gazeteci bile olmamalı. Siz o gazetecileri ‘terörist’ diye suçluyorsunuz. Siz yargıç mısınız? Bu ifadeler bir başbakana yakışmaz” diye konuştu.
Eğitim sistemini düzenleyen tasarısıyla ilgili soruya ise Kılıçdaroğlu, eğitim sistemi konusundaki kararı siyasilerin değil, akademisyen, uzman ve pedagogların vermesi gerektiğini belirtti. Bakan Dinçer’in “CHP olaya ideolojik bakıyor” açıklamasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Nereden ideolojik baktığımızı öğrendin sen? İnsanda biraz ahlak olur. Biz uzlaşmaktan bahsediyoruz. Sayın Bakan bu teklifi hangi gerekçe ile savunduğunu bize anlatsın” dedi.
‘Bildiğim Kadir İnanır’
Kılıçdaroğlu daha sonra ameliyat olan sinema sanatçısı Kadir İnanır’ı ziyaret etti. İnanır’ın yattığı Okmeydanı’ndaki hastaneye gelen Kılıçdaroğlu içeride 10 dakika kaldı. Çıkışta açıklama yapan Kılıçdaroğlu İnanır’ı son derece iyi bulduğunu söyleyerek, “Bildiğim, tanıdığım yakışıklı Kadir İnanır’la karşılaştım” dedi.