28 Şubat sürecinde baskıya sunulan küsurat ve görevden tahsil edilen emektar İstanbul Tarım İl Müdürü Ayhan Karazlı, 'Sırf mütedeyyin kişilere gadir yapmadığım, andıran olduğum, demokrat olduğum düşüncesince bana da götürüm edemediler. Demokrat Parti ve DYP'ye andıran olmamıza caba katlanamadılar. Beni dayalı toplantılara caba beni çağırmıyorlardı. Bu derece antidemokratik insanlardı bunlar' dedi.

Karazlı, AA muhabirine meydana getirdiği açıklamada, babasının 1946'ta Demokrat Parti taraftarı kendisine antidemokratik uygulamalara dirlik mücadeleye başladığını, kendisinin de babasının yolundan gittiğini söyledi. Ailecek gelişigüzel devir darbe, edisyon kabilinden gelişigüzel çeşitli ulusal kâm aleyhtarı olayların karşısında bulunduklarını özetleyen Karazlı, bunun düşüncesince başta çarpış dönemlerinde çeşitli güçlük yaşadıklarını dile getirdi. Ayhan Karazlı, DYP iktidarında İstanbul Tarım Müdürlüğü'ne atandığını aktararak, 'Zaten o süreçte kendilerinden sıfır her insana çeşitli baskılar hazırlamaya başlamışlardı. Ailelerinde başörtülü şahıslar var, kendileri salat kılıyor diyerek birçok kullanıcılarını büyüklük kadrolarından attılar, beyin almaz baskılar yaptılar. Bunu hemen bu cins kişilere da yapmadılar. Demokrat olan, bu vicdan dışı uygulamalarına dirlik olanlara da ayrımsız uygulamaları yaptılar' ifadesini kullandı. Bu süreçteki baskılardan kendisinin de payını aldığını tamlayan Karazlı, şunları kaydetti:'1997'in mayıs ayında beni gayri resmi kendisine müdürlükten alıp, il arama laboratuvarında iare göreve verdiler. Hukuken beni görevden alamıyorlardı zira bunun düşüncesince üçgen kararname lazımdı. Tansu Çiller'in bunu imzalamayacağını biliyorlardı. Bundan çevre hakeza ortak yürütüm yaptılar. Müdürdüm fakat o işi ayrıksı birisi yapıyordu. Beni de sürgüne yollamışlardı. Müdürlük koltuğumdan beni kaldırıp, bodrum katında ortak sandalyeye mahkum ettiler.' Karazlı, görevden alınmasına müteveccih tek tutanak gösteremediklerini fakat gene de bunu uyguladıklarını bildirdi.

'Toplantılara caba çağırmıyorlardı''

Eşim başörtülü değildi. O vakitler salat da kılmıyordum' diyen Karazlı, şunları anlattı:'O devir hakeza ortak hayat seçimi olanlara elan baş döndürücü gadir yapıyorlardı. Ancak büsbütün mütedeyyin kişilere gadir yapmadığım, andıran olduğum, demokrat olduğum düşüncesince bana da götürüm edemediler. Demokrat Parti ve DYP'ye andıran olmamıza caba katlanamadılar. Geçici görevdeyken ortak gündüz insanın birisi geldi. Depoda halı iplikleri var. 'Burada ne derece ip var?' diyerek kullanıcılarını soruşturmaya başladılar. Vali as de bu mevzuyla dayalı toplantıya çağırmış yetkilileri. Ben müdürüm ama beni çağırmamışlar. Toplantı yapılırken hapis girdim. 'Buranın sorumlusu benim. Niye çağırmıyorsunuz?' dedim, çıkıştım kendilerine. Cevap caba veremediler. Beni dayalı toplantılara caba beni çağırmıyorlardı. Bu derece antidemokratik insanlardı bunlar.' Karazlı, ortak sene hakeza idman durumunda kaldığını belirterek, 'Mahkemeye başvurup, işe devir sonucu aldım. Tabii ona da ağırlık çıkardılar. Mahkeme sürecinde, tanıdığım kişilere caba benim aleyhimde ifadeler verdirmişler. Ancak bilge onları elinin tersiyle itti. Çünkü içleri boştu. Sonra bu süreçte beni zor ettiler' ifadesini kullandı.

Kaynak: AA