Uğur Kantar dosyasında yer alan tanık ifadelerine göre, 28. Mekanize Piyade Komutanlığı Disiplin Ceza ve Tutukevi, tam bir işkence merkezi. Kantar'a işkence yapmakla suçlanan gardiyanlar, cezaevine giren her tutuklu askeri dövmüş, yaz sıcağında güneşin altında bekletmiş.

Uğur Kantar'ın Kıbrıs'ta askerlik yaptığı birlikteki Disiplin Cezaevi'nde gördüğü işkence nedeniyle ölümüyle ilgili hazırlanan iddianamede, 19 askerin daha ifadeleri bulunuyor. Tanıkların anlatımları, Kantar'ı ölüme götüren işkencenin yanı sıra, cezaevine giren her tutukluya işkencenin sistematik bir biçimde uygulandığını gözler önüne seriyor.

'4 GÜN BOYUNCA DAYAK YEDİM'

Gardiyanların sürekli dövdüğü kişilerden biri, Mehmet Selman Bektaş. 7 günlük cezasını çekmek üzere Disiplin Cezaevi'ne konulan Bektaş, yaşadıkları şöyle anlattı: “Cezaevinde kaldığım dönemde Ayhan Arslan ve Fırat Keser isimli gardiyanların dayaklarına maruz kaldım. Bende bel fıtığı olduğu için spor hareketlerini tam yapamıyordum. Bu nedenle Ayhan ve Fırat bana kızar, bina içine sokarak, bazen de herkesin önünde bahçede tokatlayarak dövüyorlardı. Yaklaşık 4 gün boyunca, spor saatleri başta olmak üzere bu iki gardiyandan dayak yedim. Diğer gardiyanlar ise seyirci kalıyorlardı. Spor yaptıran Recep ve Süleyman isimli gardiyanlar ise hareketleri yapamadığımızda dövmesi için bizi Fırat ve Ayhan'a gönderiyorlardı.”

SUSUZ BIRAKMAİŞKENCESİ

Tanık Bilal Baysal ise 14 gün Disiplin Cezaevi'nde tutuldu. Baysal, cezaevinde su sorunu olmamasına rağmen, cezaevi bahçesinde yaptıkları idmanın ardından su istedikleri halde bu taleplerinin karşılanmadığını anlattı: “Cezaevi bahçesinde 40 dakika yürüyüş ve ardından da 10 dakika koşu, yarım saat kadar tüfeksiz hareketler, ardından da şınav, mekik ve barfiks yapmaktayız. Hava sıcaklığı nedeniyle aşırı terleme ve yorulma olmaktadır. Çoğumuzun su ihtiyacı olduğu halde, Recep ve Süleyman isimli gardiyanlar bu 2 saatlik süre içinde tuvalete ve suya izin vermektedir.”

‘DURUMU KİMSEYE ANLATAMADIM’

Tanık Baysal, hareketleri yanlış yaptıkları gerekçesiyle sıkça dayak yediklerini belirterek,“12 ve 18 Temmuz günlerinde iki kez Ayhan tarafından dövüldüm. Bu durumu kimseye anlatamadım. Cezaevi müdürü Ayhan astsubay sorardı ancak korkumuzdan söylemezdik” dedi.

5 günlük disiplin cezası nedeniyle 22 Temmuz günü cezaevine konulan Yusuf Kural ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Cezaevinde kaldığım dönemde, Ayhan Arslan ve Fırat Keser isimli gardiyanlar başta olmak üzere zaman zaman gececi Recep Tekin isimli gardiyanın dayaklarına maruz kaldık. 2–3 kez tokat yedim. Diğer arkadaşlar da dayağa maruz kaldılar.”

‘SORGUSUZ SUALSİZ DAYAK YEDİM’

28. Mekanize Piyade Komutanlığı Disiplin Ceza ve Tutukevi'nde işkence görenlerden biri de Recep Arslan: “Gelir gelmez kayıt işlemleri için yazıhaneye girdiğimde kayıt yapan Fırat isimli gardiyandan sorgusuz sualsiz tokat ve yumruk yedim. Yanımda bulunan ismini bilmediğim başka birlikten gelen bir arkadaş da aynı şekilde dayak yedi. Ardından hükümlü kıyafeti giymek üzere sivil eşya deposuna gittik. Depoda Fırat bana bir tokat daha attı.

Sakal traşı olmadığı gerekçesiyle 3 günlük disiplin cezasına çaptırılan Yasin Gevrek de, diğer tutuklu askerler gibi kayıt işlemleri sırasında hiç bir şey söylenmeden gardiyan Ayhan Arslan tarafından dayak yediğini anlattı, “Ayhan isimli gardiyan sebepsiz yere avuç içi ile kafama bir yumruk attı” dedi.

'ŞİKÂYET EDEBİLECEĞİM KİMSE YOKTU'

22–25 Temmuz günlerinde cezaevinde tutulan Adil Vural da, birçok kez Ayhan Arslan ve Fırat Keser tarafından dövüldüğünü anlatarak, şunları söyledi: “Bu iki gardiyan çeşitli günlerde ve defalarca göğsüme ve başıma yumruk atarak, yüzüme tokat atarak bana vurdular. Cezaevinde kaldığım süre içinde şikâyet edebileceğim hiçbir komutanı görmedim. Cezaevine girdiğim gün, Kemal Karadağ, Yakup Karaca, Yusuf Kural ve Kazım Kızgın isimli arkadaşlar da Ayhan isimli gardiyandan tokat yediler. Ayhan ve Fırat isimli gardiyanlar neredeyse herkese sürekli vuruyorlardı. Cumartesi ve Pazar günü güneş altında birer saat Fırat ve Ahmet tarafından bekletildim. Fırat'a, bu şekilde beyin kanaması geçirirsem, hesabını kimin vereceğini sordum. Bana, ‘Umurumda mı, gelirken bana mı sordun, düş geber, istediğiniz kişiye şikâyet edin, 3 tane şahit gösteririm’ şeklinde cevaplar verdi.”

ANF NEWS AGENCY