Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 1982 Anayasası çöpe atılamazsa Türkiye'nin üstündeki çarpış tehdidinin ortadan kalkmayacağını belirterek, 'Bizim bu 1982 Anayasası'nı tarihe devretme edip, onun namına milletin temsilcilerinin kendisini serbest hissettiği birlikte ortamda, engellenmeyen birlikte halde görülmemiş birlikte anayasayı yaşama geçirmemiz şarttır. Bunu başaramadık' dedi.

Bozdağ, Hukukçular Derneği'nin ev sahipliğinde, İstanbul Üniversitesi, Türkiye Adalet Akademisi, Anayasa Hukukçuları Derneği, Uluslararası Hukukçular Birliği ve İstanbul Center of International Law'ın katkılarıyla planlı 'Dünyada ve Türkiye'de Darbe Yargılamaları Uluslararası Sempozyumu'nun açılışında konuştu.

Türkiye'nin, darbeler dair en çok tecrübeye erbap memleket bulunduğunu anlatım fail Bozdağ, çabucak Cumhuriyet zamanında değil, Osmanlı'da da yeniçerilerin kulaklı kaldırarak padişahları tahttan indirdiğini anlattı.

Bakan Bozdağ, Türkiye'deki 27 Mayıs 1960'ta önceki askeri çarpış yapıldığını anımsatarak, 12 Mart 1971'in politikacı iradesizliğin, onursuzluğun en konkre işareti olduğunu, o çağda askerlerin emrettiğini, parlamentonun adeta muhtırayı yapanların buyruk eri niteliğine geldiğini söyledi. Bozdağ, 12 Eylül'de ise 230 bin ferdin yargılandığını, 7 bin ad düşüncesince ölüm cezası cezası istendiğini, 517 insana ölüm cezası cezası verildiğini, 50 ferdin ise asıldığını, 14 bin ferdin vatandaşlıktan çıkarıldığını, 30 bin ferdin politikacı sığınmacı niteliğine düştüğünü anlattı. 

'Bütün darbeciler taşerondur' 

O çağda Erdal Eren'in yaşlarının büyütülerek ölüm cezası edildiğini özetleyen Bozdağ, şu şekilde bitmeme etti: 'Eren, ahbaplık fakültesinin, adları uğrunda profesör, doktor, ordinaryüs yazan şahısların verdikleri akılla, raporla yaşı büyütülüp ölüm cezası cezasına çarptırıldı. Darbecilerin beyin hocaları herhangi birlikte devir üniversitelerden çıkmıştır, medyadan çıkmıştır. Bir de darbecileri kullanan taşeron arsıulusal güçlerden çıkmıştır. Türkiye'de mamul darbeler karışma dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın etraflı darbeciler taşerondur. Darbeyi yaptıran henüz iri güçlerdir. Onlar darbeyi yaptıranlara fariza etmişlerdir, memleketlerini onların emrine tahsis etmişlerdir. Hem arsıulusal güçler hem üniversiteler bunların fahri rehberi olmuştur. Bir bölümü da korkarak bunlara dayanak noktası olmuştur. Hocalarımız hata anlamasın, kimilerini söylüyorum, kullanırken umumi ifadeleri alışmışlık zımnında kullanıyoruz.' 

'Medya desteği olmadan çarpış kalburüstü olamaz'

Darbelerin ki kabilinden edilmek istenirse istensin medyadan, siyasetçilerden, üniversitelerden yahut taşınmazlar dışından desteği olmadan kalburüstü olma şansının bulunmadığını vurgulayan Bozdağ, Türkiye'de meydana getirilen darbelerde en özellikle iletişim araçları desteğinin görüldüğünü anlattı.

Bozdağ, MİT tırlarıyla ait ahbaplık dışı koşut çetenin emriyle giden birlikte emek vermek bulunduğunu anlatım ederek, o devir bakanlığın yukarı düzem bürokratlarına 'savcı, şahsen aramaya harcama mi' sanarak sorduğunu, 'Gitmez' yanıtı aldığını kaydetti. Bunun birlikte bambaşka örneğinin Merve Kavakçı İslam'ın ev aramasına savcının gitmesiyle yaşandığını tamlayan Bozdağ, 'Birisinde Pensilvanya'nın talimatı, birisinde 28 Şubat postmodern darbecilerinin emriyle ahbaplık ayaklar dibine alınıyor' sanarak konuştu. 

Yeni kanun emekleri

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'darbe yasalarını temizleyelim' denildiğini hatırlatarak, en iri çarpış yasasının 1982 Anayasası olduğuna dikkati çekti. Bozdağ, şunları kaydetti: 'Biz çarpış yasalarından mevzuatımızı temizleyelim derken, 1982 Anayasası'nı çöpe atmayı başaramazsak, Türkiye'nin üstündeki çarpış tehdidini ortadan kaldırmış sayılmayız, çarpış tehdidini bundan sonra olanaksız bir duruma getirdik diyemeyiz. Bizim bu 1982 Anayasası'nı tarihe devretme edip, onun namına milletin temsilcilerinin kendisini serbest hissettiği birlikte ortamda, engellenmeyen birlikte halde görülmemiş birlikte anayasayı yaşama geçirmemiz şarttır. Bunu başaramadık. Şu anda Türkiye'de anca birlikte hava var, neymiş toy kanun gerçekleştirmek düşüncesince çarpış gerçekleştirmek gerekirmiş üzere anlayışta bulunan insanoğlu var. 'Anayasaya dokunamaz doğacak nesiller' derseniz o devir geleceği dondurursunuz. 

Gelecek nesillerin hakkına, hukukuna saldırı edersiniz. 1982 Anayasası'nı darbeciler yapmış ama darbecilerin icra ettiği bu kanun da doğacak nesillerin iradesini bizlere layıkıyla tutu dibine almıyor. Ama maatteessüf anca düşünenler var. 'Buna dokunamazsınız, toy kanun hazırlamaya bu kanun onay vermiyor' deniliyor. O devir darbeciler sağlık toy kanun yapar demektir. Türkiye toy kanun gerçekleştirmek düşüncesince darbeci mi bekleyecek? Bu milletin temsilcileri, parlamentoda camianın etraflı kesimlerinin katkısıyla toy birlikte kanun yapmayı başaramayacak mı? Ben inanıyorum ki başaracak. Maalesef bugünkü politikacı geçerli durum buna onay etmiyor. Bu eren millet, toy anayasaya yararlı diyen zihniyetleri toy anayasaya ahlaksız edecektir.'

Kaynak: AA