Cezaevinde bulunan ve 27 Temmuz’da tutukluluğunun bininci gününe girecek olan Anadolu Kültür Derneği Başkanı, iş insanı Osman Kavala için bir basın toplantısı düzenlendi.

Toplantı, Kavala’nın avukatları Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Deniz Tolga Aytöre ve İlkan Koyuncu ile eşi Prof. Ayşe Buğra’nın katılımıyla online olarak gerçekleştirildi.

Toplantıda ilk olarak söz alan avukat Köksal Bayraktar hukuki süreci özetledi. Tutukluluğun uzatılması için hukuki oyunlar oynandığını söyleyen Bayraktar, ilk aşamada iki suçlama yöneltildiğini "Anayasal düzeni yıkmak"la ilgili suçlamanın yargı makamlarınca kendiliğinden geri çekildiğini soruşturmanın sadece "Hükümet'i devirme" suçlamasını düzenleyen 312. maddeden yürütüldüğünü söyledi.

15 AY SONRA İDDİANAME HAZIRLANDI

Osman Kavala hakkında 15 ay sonra iddianame düzenlendiğini hatırlatan Bayraktar, Kavala'nın beraat etmesi üzerine bu kez geri çekilen suçlamadan bir soruşturma ile Kavala'nın tekrar tutuklandığına dikkat çekti. Bayraktan son olarak bu kez de Kavala'nın casusluk ile suçlandığını söyledi

Avukat İlkan Koyuncuİ casusluk ile ilgili yöneltilen suçlamaların 7 yıl öncesine dayandığını ve 7 yılda niçin hiçbir soruşturma açılmadığını sordu.

Koyuncu "Casusluk yapmak için kamu görevlisi olmak gerekir. Kamu görevlisi olmayan Kavala hangi dosyalara erişebilecek konumdaydı, bunları hangi devlete verdi, bu soruların yanıtını iddia makamlarından alamıyoruz" dedi.

Kavala aleyhinde hiçbir delil olmadığını söyleyen Koyuncu "Bir soruşturma dosyası var, onun içine bütün suçlamalar sokuluyor" diye konuştu.

Borçlar Kanunu Özelinde Ev Sahibine Tanınan Temel Haklar Nelerdir? Borçlar Kanunu Özelinde Ev Sahibine Tanınan Temel Haklar Nelerdir?

‘TELAFİSİ İMKANSIZ BİR KAYIP OLUŞTURUYOR’

Toplantıda konuşan Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra ise şunları söyledi:

"Bizim hayatımızdan çalınan 1000 gün telafisi imkansız bir kayıp oluşturuyor. Eşimin annesi 90 yaşını geçmiş bir insan ve oğlunu bir daha görüp göremeyeceğini düşünüyor. Yargı sürecindeki acayipliklerinden rahatsız olmayanlar bunlardan vicdani bir rahatsızlık duyabilirler mi bilmiyorum. Ama bu 1000 günlük tutukluluk süreci artık işkence sözü kullanılarak tarif edilecek bir hal almış durumda.”

"Aradan geçen 1000 gün içinde Osman Kavala dört kere tutuklandı, üç kere tahliye edildi, bir kere de beraat etti” diyen Buğra, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Beraat ettiği gün onu karşılamayı beklerken cezaevinden adliyeye götürüldü ve tutuklandı. Bu bizim için korkunç bir deneyimdi. Ben bütün bu yaşananları ne hukuki mülahazalarla ne de akıl ve mantık çerçevesinde anlamlandırabiliyorum. Osman Kavala’nın yaşadıkları, yaşadıklarımız bana Türkiye’de gerçeklik algısının kaybolmuş olduğunu düşündürüyor. Gerçek olanla gerçek olmayan arasındaki farkla fazla ilgilenilmiyor. Gördüğümüz şey aslında bunun yargıdaki yansımaları.”

Buğra Kavla hakkında bazı basın organlarında yürütülen karalama kampanyalarına da dikkat çekti ve şunları söyledi:

"Eşimin 1000 günlük tutukluğu süresince ve ondan önceki dönemde de bazı medya organlarında mesnetsiz, asılsız, kişiliğe saldırı niteliğinde haber ve yorumlarla karşılaştık. Hala dahi karşılaşıyoruz. Bu haberlerin gerçekle ilişkili olup olmaması fazla önemsenmiyor. Bizim bu konuda yaptığımız hukuki girişimler de sonuçsuz kalıyor. Bütün bunların toplumsal huzur ve refah açısında ve ülkenin konumu açısından son derece zararlı şeyler olduğunu düşünüyorum."

Avukat Deniz Tolga Aytöre de Kavala hakkındaki casusluk suçlamasının henüz bir iddianameye dönüşmediğini, zaten bu konuda herhangi bir delil olmadığını suçlama yöneltilecek herhangi bir unsur da bulunmadığını söyledi.

Osman Kavala, 1 Kasım 2017 tarihinde 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Gezi Direnişi üzerinden suçlanarak tutuklanmıştı.

Kaynak: https://www.birgun.net/haber/kavala-icin-basin-toplantisi-bin-gunluk-tutukluluk-artik-iskenceye-donustu-309611