Darbe girişimi, OHAL, zirve yapan işsizlik, not indirimi, küresel ve jeopolitik gelişmeler nedeniyle zor bir yılı geride bırakan Türk iş dünyası, 2017’ye büyük belirsizliklerle giriyor. İş dünyası temsilcileri belirsizlikler nedeniyle 2017’ye dönük öngörüde bulunmazken OHAL’in devam etmesi, başkanlık sistemi tartışmaları, döviz kurunun daha fazla artması, büyümenin yavaşlaması, işsizliğin artması, Fed’in faiz artırımını ise en büyük riskler olarak görüyor.

OHAL’in sürmesi risk

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün’e göre 2016’da Türk Lirası tüm dünyada en fazla değer kaybeden para birimlerinden biri oldu. OHAL uygulamasının sürmesi, terör olayları, sınır ötesi operasyonlar ve başkanlık referandumu gibi, ekonominin ikinci planda kalmasına ve siyasi belirsizliklerin artmasına yol açan gündem maddeleri, risk unsurlarını artırıyor. 2017’nin, gerek dışsal gerek içsel risk unsurlarıyla büyük oranda dalgalı olacağını vurgulayan Yenigün’ün öngörüleri şöyle:

-Yeni dönemde dış kırılganlık unsurlarının, toplumsal mutabakat zemininin yeniden oluşturulmasından yapısal reformlara kadar geniş bir yelpazede tesis edilecek iç kuvvetle dengelenmesi hayati önem taşıyor.

-2017’nin ilk yarısı mevcut gündem çerçevesinde daha olumsuz olacak. Ancak iç ve dış risk faktörlerinin bir şekilde dengelenmesi ile ikinci yarıda toparlanma yakalanabilir. 2016’nın ilk yarısında olumlu bir toparlanma ivmesi yakalayan inşaat sektörü üçüncü çeyrekte de reel olarak yüzde 1.4 büyüdü.

-Küresel likidite koşullarında daralmalar ile jeopolitik risklerde artış eğilimi, piyasada borçlanma maliyetleri üzerinde etkili olmayı sürdürecek. Ulaştırma Bakanlığı tarafından önümüzdeki dönem için planlanan köprü, kanal, yol, liman projeleri ile birlikte değerlendirildiğinde; küresel finansman koşullarının zorlaştığı ve risklerin arttığı bu dönemde kamu-özel ortaklığı projelerinde finansman riskleri öne çıkıyor.

Alarm veriyor

-Ana pazarlardaki gelişmelerden en ağır etkilenen sektörlerden birisi olan yurtdışı müteahhitlik sektörü tarafında, 2016’nın verileri alarm vermeyi sürdürüyor. Türk müteahhitlerin yurtdışında üstlenilen yıllık yeni proje tutarı 2014’te 26.8 milyar, 2015’te 21.7 milyar dolar olmasına karşın, Türk firmalarının 2016 Ekim sonu itibarıyla yurtdışında üstlendikleri proje tutarı 6.9 milyar dolara geriledi. Yatırım yapılabilir ülke statüsünün kaybedildiği not indiriminin ardından sektörün halihazırda uluslararası rekabet açısından kısıtlı olan dış finansman kapasitesinin daha da azaldığına yönelik kaygılar artıyor. Yeni dönemde artacak dış borçlanma maliyetleri bakımından, sürecin doğru yönetilmesi Türk ekonomisinin geleceği ile birlikte inşaat sektörü için de büyük önem taşıyor.


Kaynak: Cumhuriyet.com.tr