Tarih    : 20.04.2016

Esas No : 2013/8280

Karar No  : 2016/2969

KDVK Md. 29

VUK Md. 3


Fatura alınan mükellefler nezdinde yapılan tespitlere göre, bu mükelleflerin bazı yükümlülüklerini yerine getirmediği görülse de anılan mükelleflerin davacı adına düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunun açık ve somut bir şekilde ortaya konulamaması ve davacı adına fatura düzenledikleri dönemlerde faal olmadıklarına ilişkin bir tespit bulunmaması halinde, söz konusu faturalarda gösterilen indirim konusu katma değer vergilerinin reddedilmesinde yasal isabet bulunmadığı hk.

İstemin Özeti: Davacı adına, (…) Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün (…) vergi numaralı mükellefi (M.İ.), (…) vergi numaralı mükellefi (M.Ö.), (…) Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün (…) vergi numaralı mükellefi (U.D.) ve (…) vergi numaralı mükellefi (E.A.)’dan aldığı faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2010/Ağustos-Ekim dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesinin kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.

Karar: Dosyanın incelenmesinden, davacı adına (M.İ.), (M.Ö.), (U.D.) ve (E.A.)’dan aldığı faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2010/Ağustos-Ekim dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.

Davacının, (M.İ.) ve (U.D.)’dan alınan faturalara ilişkin üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisiyle ilgili hüküm fıkrasına yönelik temyiz iddiaları usule ve hukuka uygun olan vergi mahkemesi kararının bu hususlara ilişkin kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.

(M.Ö.) ve (E.A.)’dan alınan faturalara ilişkin üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin iddialara gelince;

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin (1/a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yukarıda sözü edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtmasıdır. Bu madde hükümlerine göre mal alışları nedeniyle yüklenilen katma değer vergilerinin indirim ve iade konusu yapılabilmesi için faturaların gerçek bir mal alım satımı karşılığı düzenlenmesi gerekmektedir.

Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla katma değer vergisi ödenmesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi söz konusu olamayacağından, vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının ortaya konulması icap eder.

Dosyanın incelenmesinden, 2010/Ağustos ayında davacı adına fatura düzenleyen (M.Ö.) hakkında düzenlenen 10.12.2010 tarih ve VDENR-2010-2560/70 sayılı vergi tekniği raporunda, 16.02.2010 tarihinde elektrik malzemeleri toptan satışı faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, aynı tarihte yapılan açılış yoklamasında işyerinin 25 metrekare olduğu, mobilya aksesuarları ve elektrik malzemeleri toptan satışı yapıldığı, işyerinde dolap, masa, bilgisayar gibi demirbaş eşya ve 2.000 TL değerinde mobilya aksesuarı ile 1.000 TL tutarındaki elektrik malzemesi bulunduğunun, 11.11.2010 tarihinde ise işyerinin boş ve kapalı olduğu ve bir ay önce terk edildiğinin belirlendiği, 2010 yılında beyan edilen katma değer vergisi matrahı toplamı 1.118.807 TL iken mükelleften mal aldığını bildiren diğer mükellefler tarafından verilen Ba formlarında 2010 yılında toplam 17.619.515 TL tutarında mal alımında bulunulduğunun beyan edildiği, mükellefe mal sattığını bildiren firmaların ise 13.893 TL satış yaptığını bildirdiği, mükellefin işçi çalıştırmadığı ve yeterli organizasyonunun bulunmadığı, ayrıca Ba/Bs formlarını vermediği yönünde tespitlere yer verilmiştir.

2010/Ekim ve Kasım aylarında davacı adına fatura düzenleyen (E.A.) hakkında düzenlenen 02.11.2010 tarih ve VDENR-2010-2547/73 sayılı vergi tekniği raporunda ise, 12.01.2010 tarihinde elektrik malzemeleri toptan satışı faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 14.01.2010 tarihinde yapılan açılış yoklamasında işyerinde 40.000 TL tutarında elektrik malzemesi bulunduğu, depo veya ardiyesinin bulunmadığı, ücretli çalıştırmadığı, 12.07.2010 tarihinde yapılan yoklamada adrese mesai saatleri içinde defalarca gidilmesine rağmen işyerinin sürekli kapalı olduğu, içeride kısmi olarak elektrik malzemelerinin bulunduğu, civardan yapılan araştırmada ödevlinin adresi devamlı kapalı tuttuğunun beyan edildiği, ayrıca mükellefin telefonla arandığı ancak cevap vermediği, 05.08.2010 tarihinde yapılan yoklamada elektrik malzemeleri toptan alım satım faaliyetine devam ettiği, işyerinin 100 metrekare olduğu, bir adet bilgisayar, muhtelif raflar ve tahmini 150.000 TL değerinde elektrik malzemeleri bulunduğu, ücretli çalıştırmadığı, 2010/Ocak-Eylül dönemlerinde 2.926.459 TL katma değer vergisi matrahı beyan etmesine karşılık anılan mükelleften mal aldığını bildiren mükellefler tarafından verilen Ba formlarında 40.547.971 TL tutarında mal alımında bulunulduğunun beyan edildiği, diğer bir mükelleflerin verdiği Bs formlarına göre (E.A.)’ın 43.321 TL mal alışının bulunduğu, Ba/Bs formlarını vermediği ve işe yeni başlamasına rağmen çok yüksek tutarlı matrah beyan ettiği yönünde tespitlere yer verilmiştir.

Olayda, her ne kadar (M.Ö.) ve (E.A.) hakkında yapılan tespitlere göre, bu mükelleflerin bazı yükümlülüklerini yerine getirmediği görülmekte ise de, anılan mükelleflerin davacı adına düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunun açık ve somut bir şekilde ortaya konulamadığı ve davacı adına fatura düzenledikleri dönemlerde faal olmadıklarına ilişkin bir tespit bulunmadığı görülmüş olup söz konusu faturalarda gösterilen indirim konusu katma değer vergilerinin reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, Vergi Mahkemesinin kararının, (M.Ö.) ve (E.A.)’dan alınan faturalara ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, (M.İ.) ve (U.D.)’dan alınan faturalara ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.