urkiye 30 yıla yakın süredir karşılıksız çek ceza veren bir ceza sistemi ile birlikte yaşamaktadır. Bu ceza toplumun bütün kesimleri tarafından sanki iş yaşamının bir parçası gibi doğal karşılanır hale gelmiştir. Hiç kimse burada yaşanan adaletsizliği sorgulamıyor, cezanın muhatapları hariç..

Örgüt Üyeliği Tespitinde ByLock Örgüt Üyeliği Tespitinde ByLock

Bu konuda üç yıldır özellikle çok şey yazıldı, çok şey söylendi…Üniversitelerde paneller düzenlendi, kitaplar yazıldı..Hepsinin de ortak yanı bu cezanın modern ceza prensipleri ile bağdaşmadığı doğrultusundadır. Şimdiye kadar bu cezayı açıkça savunabilen bir ceza hukuku akademisyenine rastlamadık.

Bu konu bir çok açıdan tartışılabilir. Ama en can yakıcı, en adaletsiz yanı bizce ödeme gücü olmayanların hapishaneye gönderilmesidir. İnsanları bir kısmı eşlerinin zilyet eşyalarına kadar bütün varlıklarını satarak hapse girmekten kurtuluyorlar, ama satacak hiçbir şeyi olmayanlar sonuçta ya kaçak yaşıyorlar, ya da hapse giriyorlar. Bu büyük bir adaletsizliktir. Hocaların hocası Prof. Dr. Hayri  Domaniç  karşılıksız çeke ceza için şöyle diyor:

KUR’AN-I KERİM’in AHZAP Suresinin 72. Ayeti diyor ki;
İnsan ZALUMEN CEHULA yani İNSAN ÇOK ZALİM ve ÇOK CAHİLDİR.
Çeklerin mutlaka bir sözleşmeye dayalı olmasını emreden bunca kanun maddeleri ile parasal borçlarda dirence nedeni ile hapis cezası verilemeyeceğini emreden Anayasa’nın 38. maddesine rağmen, çekin bir sözleşme olmadığını gerekçe alan 16. madde’nin mimarları da aynı görüşü paylaşan yargı üyelerinin tutumu da 72. Ayeti anımsatmaktadır.

Hoca bu cezayı savunanlara Kur’ana dayanarak “zalim ve cahil” diyor. Gerçekte de bu ceza ortaçağın kölelik düzenini anımsatmaktadır. Bu dönemde borcunu ödeyemeyenler köle olarak çalıştırılmaktaydılar. Hatta alacaklı birden fazla ise borçlu bunlar arasında paylaşılmaktaydı.

Domaniç hoca çek kanununun iptali istemini ret eden Anayasa Mahkemesi için şöyle diyor:

“EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasını tespit eden, 4814 sayılı kanunla bu doğrultudaki Anayasa Mahkemesi kararı hatalı olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMİLİK ÜRÜNÜDÜR..”  DEVAMI