Yargıtay birçok kararında sırf itirafçı beyanlarına dayalı olarak ceza oluşturulamayacağına hükmetmektedir. 16. Ceza Dairesi 2018 / 2944 E. , 2018 /2741 Kararında “…etkin pişmanlıktan yararlanmak için sanık aleyhine beyanda bulunma hususunda hukuki menfaati bulunun ... isimli kişinin anlatımı tek başına hükme esas alınamayacağından;”   demektedir.

Bir nedenle itibar edilmeyen bir delilin yine başka nedenle kesin olmayan bir delille birleşince sanık hakkında cezaya hükmedilmesi akla uygun değildir.  Daire bylockun sanık aleyhine delil olarak kabulü için tespit değerlendirme tutanağı veya kullanıcı adı aramaktadır. Bylock tespitinde eksiklik varsa bunu itibar edilmeyen itirafçı beyanı ile takviye ederek maddi gerçeğe ulaşılamaz.

 Yargıtay bu ve benzeri kararlarını yadsıyacak şekilde başka kararlarında emniyet genel müdürlüklerinde oluşturulan veri tabanında sanık aleyhine ifade bulunup bulunmadığı araştırılmadan ceza verilmesi bozma nedeni sayılmıştır. Yargıtay’ın FETÖ ‘ya ilişkin içtihatlarındaki mevcut bu ve benzeri çelişkilerin uluslararası mahkemelerde Türkiye’nin  mahkumiyetine neden olacağını söylenebilir.

İntihara Yönlendirme Suçu Ve Cezası (Azmettirme, Teşvik, Yardım Etme, Kuvvetlendirme) Avukat Aysel Aba Kesici İntihara Yönlendirme Suçu Ve Cezası (Azmettirme, Teşvik, Yardım Etme, Kuvvetlendirme) Avukat Aysel Aba Kesici

İşte o kararlardan biri:

Karar İçeriği

16. Ceza Dairesi 2018/5981 E. , 2019/2109 K.


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK 62, 53, 58/9, 63.maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle,
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu ve Emniyet Genel Müdürlüğünden veri inceleme raporu getirtilip değerlendirilerek, ayrıca kamuoyuna yansıyan yazılı ve görsel haberlerden, birçok FETÖ/PDY örgüt üyesinin sonradan itirafçı olup ifadelerinin de bir veri havuzunda toplandığı belirtilmekle; öncelikle söz konusu veri havuzundan araştırma yapılarak sanık hakkında herhangi bir itirafçı beyanı olup olmadığının tespiti ile bulunması halinde ifadelerinin onaylı örneklerinin dosya arasına getirilmesi, yine mümkün olması halinde ilgili şahısların tanık olarak dinlenilmesi sağlanarak yüzleştirme de yapılmak suretiyle tüm bu bilgi ve belgelerin duruşmada sanık ve müdafine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz bylock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde ön görülen ceza miktarı gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Av. Rahmi Ofluoğlu

Biz