Twitter’ın, Türkiye’de erişeme kapatılması hem içte hem dışta sert tepkilere neden oldu. Erişmi kapatan TİB, “İstanbul Başsavcılığı’nın kararı var” dedi. Ancak daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “Böyle bir talebin ve kararın olmadığını” açıkladı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da karara itiraz etmek için İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na itiraz etti ve “Yargı tarafından alınmış bir yasak kararı yok” denilerek ret cevabı aldı. Twitter’ın tamamen tüm kullanıcıların erişimine herhangi bir yargı kararı olmadan kapatılmasına ise hukukçular itiraz etti. Eski İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. Yücel Sayman, “Hukuk yok. Hukuktan istifa ettim. Hukuki şartlarda TİB’in Twitter’ı kapatması görev suçudur. Yaptırımı vardır” dedi. Taraf ’a konuşan hukukçuların değerlendirmeleri şöyle:



HUKUK YOK, HUKUKTAN İSTİFA ETTİM



 ESKİ İSTANBUL BAROSU BAŞKANI PROF. DR. YÜCEL SAYMAN:

Ben yaklaşık bir ay önce hukuktan istifa ettim. Hukukçuluktan değil, hukuktan. Çünkü hukuk diye bir şey kalmadı. Ama hukuk olsaydı ve ben de istifa etmemiş olsaydım, şunları söylerdim: Twitter toptan kapatılamaz. Yeni çıkarılan kanunla, sadece belirli yerlere erişim engellenebilir. Ama bu mahkeme kararlarının hiçbiri genel bir kapatma kararı vermiyor. Buna rağmen kapatılıyor. Burada vahim olan başka bir şey var. Böyle bir yasağa mahkeme karar verebilirdi. Ama bunun TİB tarafından, yargı kararı olmadan yapılması mümkün değildir. Bu bir suçtur. Bu görevi kötüye kullanmak olurdu. İnsanların erişim haklarını kısıtladığı için buna hem tazminat hem de ceza davası açılırdı. Eğer bir siyaset de olsaydı, bu kararı kim verdiyse onun da görevden alınması gerekirdi.



İDARE MAHKEMESİNİN İPTAL ETMESİ LAZIM



ESKİ DGM SAVCISI METE GÖKTÜRK: Mahkeme kararı olmadan Twitter’ın komple kapatılması yasalara aykırı ama bu sıralar hukuka aykırılıktan bol bir şey göremiyorum açıkçası. Bu idari bir eylem. İdarenin her türlü işlemleri de yaptırımlara bağlıdır. Dolayısıyla mahkemenin kararları yok hükmünde de olsa, idarenin bir kararı söz konusu. Mahkeme kararı olsa, o karar itiraz yoluyla düzeltilebilir. Oysaki burada idarenin yaptığı bir işlem var. Bu işlemin kaldırılması amacıyla başvurulduğu taktirde idarenin bu konuda bir karar alması gerekir. İdare mahkemesi de, idarenin aldığı bu kararın yasalara, hukuka aykırı olduğunu belirleyip, bu kararın kaldırılmasını idareye bildirmesi gerekir. Mahkeme kararlarına uymamak da, bunun muhataplarının doğrudan sorumluluğunu gerektirir. Yani en azından tazminat ödemek zorunda kalırlar. İşin cezai boyutu da ayrı. İdare mahkemesinin bu konuda mutlaka karar vermesi lazım.



 ESKİ YARGITAY ONURSAL BAŞKANI PROF. DR. SAMİ SELÇUK: Bu ifade özgürlüğüne darbedir. Herhangi bir mahkemenin genel anlamda yasaklama kararı vermesi mümkün değil.



BAŞBAKAN’IN KONUŞMASI EMİR TELAKKİ EDİLDİ


 EMEKLİ ASKERÎ HÂKİM ÜMİT KARDAŞ: Bu anayasaya aykırı bir durum. Anayasa’da düşünce ve temel özgürlüğü, düşünceyi yayma özgürlüğü güvence altında. Hiçbir neden ortada yokken, idarenin keyfi olarak özgürlüğü, özgürlük alanını engellemesi bir demokraside kabul edilebilir bir durum değil. Hem iç hem dış tepkiler zaten bunu gösteriyor. Dünyada bir iki otoriter ülkede uygulanan bu durumun Türkiye’de de uygulanması, gerçekten üzücü. Hükümet, yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin sosyal medya üzerinden yürütülen paylaşımları engellemek istiyor. Bunu yaparken de anayasada tanınan bir özgürlük alanını da yok etmiş oluyor. Bu idari bir karar. Buna karşı yargısal bir yola gidilip, bu kararın durdurulması ya da iptal edilmesi istenebilir. Başbakan miting alanında Twitter‘ın kökünü kazıyacağız dedi ve bu yapıldı. Demek ki bu söylediği şey emir telakki edildi ve yapıldı. Başbakan ve hükümetin, bu özgürlük alanlarını korumak gibi görevleri var. Burada aksine hükümetten bir özgürlük alanına bir müdahale görüyoruz.

 

DİCLE BAŞTÜRK