Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, gerçekleştirdiği 9 konuşması gerekçe gösterilerek yargılandığı davada 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır, Batman, Bingöl ve Avrupa Parlamentosu'nda çeşitli tarihlerde yaptığı 9 konuşma gerekçesiyle hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 55 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Leyla Zana, Aralık 2008'de 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Karar duruşmasına Leyla Zana haberi olmadığı için katılmadığını kaydetmiş, avukatları da duruşma saati erkene alındığı için yetişemedikleri belirtilerek, savunmaları alınmadan karar verilmesinin hukuki olmadığı gerekçesiyle kararı temyiz etmişti.

10 yıl hapis cezası
Yargıtay, sanık Zana'nın savunmasının alınmadığı gerekçesini yerinde bularak 2011 yılında kararı bozarak yerel mahkemeye iade etmişti. Zana, Haziran 2011'de BDP'nin desteğiyle milletvekili seçildiği için yeniden yargılanması sırasında duruşmalara dokunulmazlığını gerekçe göstererek katılmadı.

Savunması yine alınmayan Zana, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Zana'nın hangi konuşmaları suç oldu?
İddianamede Leyla Zana'nın suça gerekçe gösterilen 9 ayrı konuşması yer alıyor. Zana'nın açık hava mitingi, kongre ve toplantılarda yaptığı konuşmalarında suça gerekçe gösterilen, "Artık barış elimizi son kez onlara uzatıyoruz. Zorla uzatmayacağız. O kadar haysiyetsiz değiliz. Kürtlerin üzerinde yaşadığı toprak kendi evidir. Kim rızası olmadan bir kişinin kapısını kırarak evine girerse suçludur"

Kürdistan demek suç!
Leyla Zana'nın konuşmalarında Kürdistan halkının insanlığa beşiklik ettiği, Kürtler'in hiç kimsenin toprağına saldırmadıkları şeklinde sözleri de suç delili olarak yer aldı. Zana'nın "Kimliğini ayaklar altına aldık mı, umuduyla oynayıp cenazesine saygısızlık ettik mi? O halde bizden ne istiyorsunuz. Ha Kuzey, ha Güney, ha Doğu, ha Batı. Kürt sorununun en çağdaş ve halklar adına en gerçekçi çözüm yolu demokratik özerk Kürdistan olduğunu ilan etmiştir" sözleri iddianamede yer aldı.

"Sayın Öcalan"
Ayrıca, Öcalan'a "sayın" demekle de suçlanan Zana'nın yaptığı bir konuşmada, “Sayın Abdullah Öcalan'ın İmralı tecrit koşullarından kaynaklı sağlık sorunları kadar insani ve onursal açıdan da bir halkı rencide etmeye yönelik uygulamaların derinleştirilmeye çalışılması, Kürt halkına yönelik topyekün saldırıların geliştirilmesinin temel amacıdır" ifadelerini kullanması da suç unsuru olarak gösterildi.

Yargıtay, "Sayın Öcalan"a ifade özgürlüğü kararı vermişti
Ancak Yargıtay, geçtiğimiz günlerde Öcalan için "sayın", PKK'liler için "gerilla" ifadelerinden ötürü hapis cezası verilemeyeceğini, gerekçe olarak ifadelerin Anayasa, AİHS ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen maddeleri kapsamına girdiğini bildirmişti.

(soL - Haber Merkezi)