Soru: 5275 sayılı Ceza ev Güvenlik Tedbirinin İnfazı Hakkında Kanun m.105/A’ya göre; hükümlü, 18 ay veya altı hapis cezasına mahkum edilmişlerse, ceza infaz kurumuna alınıp bir kaç gün sonra iyi hal raporu ve infaz hakimliği kararı ile denetimli serbestliğe ayrılmaktadır. Ancak Kanun altı ay açık ceza infaz kurumunda kalma şartını ertelediğinden, 18 ay ve altında hapis cezasına mahkum edilen hükümlünün, hiç açık ceza infaz kurumuna alınmadan doğrudan infaz savcısının talebi ve infaz hakimliği kararıyla veya doğrudan savcının kararıyla denetimli serbestliğe ayrılması mümkün olabilir mi?

Cevap: 31 Aralık 2015 tarihine kadar 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu m.105/A'nın 1. ve 2. fıkralarının uygulanma şekli bakımından, 5275 sayılı Kanuna eklenen geçici madde 4 benzeri bir kanun yürürlüğe girdiği takdirde, bu istisnai ve geçici uygulama belki yine geçici veya kalıcı (bir anlamda koşullu salıverilme süresinin genişletilmesi şeklinde) devam eder.

Hükümlünün denetimli serbestlikle koşullu salıverilmesinden önce serbest bırakılması yönteminde, açık ceza infaz kurumunda en az altı ay kalma veya bu kuruma ayrılma şartının aranmayacağı durumda iki düşünce gündeme gelebilir:

Birincisi; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a geçici madde 4 olarak eklenen hüküm veya benzeri bir hükmün lafzı dikkate alınmalı ve uygulanması ertelenmeyen şartların anlamsızlığına veya gereksizliğine bakılmamalıdır. Bu durumda; yalnızca Ceza İnfaz Kanunu m.105/A'nın aradığı altı aylık süre şartı dikkate alınmaz, bunun yanında hükümlünün iyi halli olması, cezanın koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı, Ceza İnfaz Kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan bir değerlendirme raporunun varlığı ile bu raporun dikkate alınması ve sonuçta infaz hakiminin denetimli serbestlik konusunda karar verme şartları aranmaya devam edecektir. Çünkü bu düşünceye göre; geçici madde 4, yalnızca altı ay açık ceza infaz kurumunda kalma veya açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarını en az altı ay taşıma şartının tatbikini ertelemiştir. Bu sebeple diğer şartlar, bu erteleme sırasında da uygulanmaya devam eder.

İkinci görüşe göre; her ne kadar geçici madde 4 altı aylık açık ceza infaz kurumunda en az kalma veya bu kadar süre açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartını ertelemiş gözükse de, bu erteleme nedeniyle hiç ceza infaz kurumuna girmeyecek hükümlü hakkında "iyi hal" ve "değerlendirme raporu hazırlanması" şartlarının tatbiki fiilen mümkün değildir.  Esasında kanun koyucu; 5275 sayılı Kanuna eklediği 105/A'dan sonra, açık ceza infaz kurumunda kalma veya açık infaz kurumuna ayrılma şartı ile ilgili öngördüğü geçici madde 4 ile yalnızca bu şarttan değil, beraberinde 18 ay ve daha az hapis cezasına mahkum edilen hükümlülerin iyi halli olup olmadıklarının tespitini ve bu hükümlüler hakkında ceza infaz kurumu idaresinde değerlendirme raporu hazırlanmasını da ertelemiştir. Sırf Kanunun geçici 4. maddesinin lafzında yer almadığından, kanun koyucunun amacı ile birlikte Ceza İnfaz Kanunu m.105/A'nın 1. ve 2. fıkraları hakkında yapılacak yorumla "iyi hal" ve "değerlendirme raporu hazırlanması" şartlarının aranmayacağı sonucuna varılabildiğinden bahisle, anlamı ve gereği olmadığı halde, hükümlünün talebine bağlı olarak geçici madde 4'ün lafzının net bir şekilde, 18 ay ve daha az hapis cezasına mahkum edilenlerin ceza infaz kurumuna alınamayacağı şartı gözardı edilemez. Buna göre, yani Kanun gereği ceza infaz kurumuna alınamayan bir hükümlünün iyi hali olup olmadığının ceza infaz kurumu idaresince anlaşılabilmesi ve bu konuda değerlendirme raporu hazırlanabilmesi fiilen mümkün olmadığı gibi, anlam taşımamakta, yalnızca görünürde, yani Kanunun aradığı şekli şartın yerine getirilmesi amacına hizmet etmektedir.

İlk düşünceye göre; Ceza İnfaz Kanunu m.105/A'nın 1. ve 2. fıkralarında öngörülen iyi halliliğin belirlenmesi ve denetimli serbestlik kararında dikkate alınması amacıyla değerlendirme raporu hazırlanması için, 18 ay veya daha az bir hapis cezasına mahkum edilen hükümlünün bir süre, birkaç saat veya birkaç gün ceza infaz kurumunda bekletilmesi veya tutulması gerekir. Çünkü bu kişi "hükümlü" statüsünde olup, Kanun gereği bekletilmeli ve tutulmalıdır. 

Uygulamada ise; birinci görüşün tercih edildiği, en az altı ay kalma veya bu kadar süre açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartının aranmadığı durumda da, 18 ay ve daha az hapis cezasına mahkum edilenler hakkında iyi hallilik tespitinin yapıldığı ve ceza infaz kurumu tarafından hükümlü hakkında değerlendirme raporu hazırlanıp, bu raporun dikkate alınması suretiyle infaz hakimi tarafından denetimli serbestlik kararı verildiği görülmektedir.

Önerimiz; geçici madde 4'e benzer bir kanun çıkarılacak ve yazımıza konu uygulama uzatılacaksa, kanun koyucunun bu konuya açıklık getirmesi isabetli olacaktır. Aksi halde, Kanunun aradığı şartların yerine getirilmesi maksadı ile hükümlünün öngörülebilir ve bilinebilir olmayan bir süre (birkaç saat veya birkaç gün, yani keyfi olarak) ceza infaz kurumunda tutulması mümkün olabilecektir.