Bylock verilerinin elde ediliş hikâyesini Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesinin K 2017/13,  E 2017/21 sayılı dosyasından okuyalım:

"Milli İstihbarat Teşkilatınca bu yetkiye dayanarak teşkilata özgü teknik istihbarat usul araç ve yöntemleri kullanılmak suretiyle Bylock uygulamasına ait sunucular üzerindeki veriler ile uygulama sunucusunun ve IP adreslerinin satın alındığı, e-posta adreslerinin içerikleri başta olmak üzere muhtelif veriler elde edildiği, düzenlenen teknik analiz raporu ve dijital materyallerin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ve Emniyet Genel Müdürlüğüne ulaştırıldığı görülmektedir.”

MİT’in delilleri elde etme şeklinin anayasanın 20, 22, 38/6 ve CMK 134 üncü maddeye aykırı olduğu açıktır.

Anayasanın 20 inci maddesi “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” derken 22 inci maddesi “Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır” demektedir.

CMK 134 inci maddesi Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada (Ek ibare: 6526 - 21.2.2014 / m.11) “somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve” , başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması halinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesine hakim tarafından karar verilir” getirmektedir.

Anayasanın 38/6 maddesi “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez” hükmünü getirmektedir.

AİHM'nin Khan/United Kingdom, 35394/97, 12.05.2000 tarihli davasına konu olan gizlice kaydedilen bilgilerin kullanılması ve delil olarak değerlendirilmesi konusunda verdiği kararda, bu tür bilgilerin kullanılmasının AİHS'nin 6/1. maddesinde yer alan adil yargılanma gereklerine ters düşmediğini belirtmiş ancak bunun için yine AİHS'nin 8/2. maddesinde yorumlandığı gibi, "yasayla öngörülmüş" olma şartına bağlanmıştır. (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Işığında Ceza Yargılaması, Kurum ve Kavramları S. Cengiz, F. Demirağ, T. Ergül, J. McBride, D. Tezcan sh 159-160)

Anayasa ve yasaların ilgili hükümlerini yukarıda aktardık. Anayasa ve yasalara göre MİT’in bylock delillerini etme şeklinin hukuki olmadığı açık.

Anayasanın 90 ıncı maddesine göre uluslararası sözleşmelerin anayasaya aykırılığı öne sürülemeyeceği gibi sözleşme hükümleri ile iç hukukun çatışması halinde sözleşme hükümlerine uyulması zorunludur.

Sonuç olarak bylock deliline dayanılarak verilecek hükümlerin AİHM önüne gitmesi halinde mahkemenin sözleşmenin 6/1 maddesine göre hak ihlaline karar vermesi gerekecektir. Umarız yukarıdan aşağı doğru oluşturulan şablonlara göre verilmekte olan cezalar iç hukukta bir yerden döner..

Av. Rahmi Ofluoğlu