MİT’in Bylock Raporuna göre 17 Kasım 2014 tarihinde Bylock Türkiye İP’leri engellenmiştir. Bu tarihten sonra bylock kullanıcılarının Server’e ulaşmaları sadece VPN aracılığıyla mümkündür. VPN aracılığıyla bylock Serverine ulaşanların tespiti teknik olarak mümkün değildir.

Bu durumda BTK CGNAT kayıtlarını nasıl ve nereden elde etmektedir?

Cihazında bylock programı yüklü olanlar VPN’i kapattıkları zaman bylock programı VPN servisi aracı kılınmaksızın doğrudan Bylock serverına sinyal gönderecek ve bağlantı kurmaya çalışacaktır, ancak server Türkiye İP’lerini engellediği için bu bağlantı taleplerini ret edecektir. İşte serverin ret ettiği bu sinyaller BTK tarafından CGNAT trafiği olarak tespit edilecektir. Gerçekte ise ortada bir bağlantı değil, bağlantısızlık söz konusudur. Bir başka deyişle CGNAT kayıtları kullanıcıların bağlanma taleplerinin ret trafiğidir.

Bunun bir başka kanıtı CGNAT kayıtlarında bağlantı süresinin görünmemesidir. Oysa gerçek bir bağlantı olsa doğal olarak belli bir süreyi kapsayacaktır.

Yukarıdaki yer alan CGNAT ile ilgili görüşler, bylock üzerine hiçbir çalışması bulunmayan önemli bir bilişim uzmanının bizim sorularımız üzerine yaptığı bir yorumdur.

Bu görüşe Koray Peksayar veya Tuncay Beşikçi ne der bilemiyoruz.

Anayasa Mahkemesi AYDIN YAVUZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU’nda “….kişilerin bu uygulamayı kullanmalarının veya kullanmak üzere elektronik/mobil cihazlarına yüklemelerinin soruşturma makamlarınca FETÖ/PDY ile olan ilgi bakımından bir belirti olarak değerlendirilmesi mümkündür” görüşü dikkate alındığında Türkiye İP’lerinin engellendiği döneme ait CGNAT raporları sanıkların bylock programlarını kullanmak üzere indirdiklerini gösterir ancak FETÖ/PDY silahlı terör örgütü suçunun sübutu için yeterli delil değildir.

Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında “Bu belirtinin derecesi elbette söz konusu uygulamanın ilgili kişi tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanım şekli, kullanım sıklığı, haberleşme yapılan kişilerin FETÖ/PDY içindeki konumu ve önemi, haberleşmenin içeriği gibi hususlara bağlı olarak her somut olayda farklı olabilir” değerlendirmesinden çıkarılacak sonuçlar olduğunu düşünmekteyiz.

Bunlar:

Bylock programını kullanmak üzere indirmek suçun oluşumu için yeterli değildir, suçun oluşumu için;

Programın kullanım şekli,

Kullanım sıklığı,

Haberleşme yaptığı kişilerin FETÖ/PDY içindeki konumu ve önemi,

Haberleşmenin içeriği önem arzetmektedir.

Sonuç olarak bylock ve başka bir programı indirmek veya kullanmak değil kullanım şekli, amacı açısından bir suçun delili olabilir.

Bu açıdan Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararının ilk derece mahkemeleri tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünmekteyiz.

Av. Rahmi Ofluoğlu

Biz