Türkiye topyekun zor bir dönemden geçiyor. Adalet, coğrafyamızdaki acımasız vekalet savaşları, kuklacıların sahneye koyduğu terör eylemleri ve 15 Temmuz hain kalkışmanın gölgesinde görünmez olmuş. Adalet, adeta dondurucuda.. Korku dağları sarmış..
15 Temmuz hain darbe girişimi, her ne ise, nasıl kurgulanıp sahneye konduysa sorumluları mutlaka hesap vermeli, cezalandırılmalı..
FETÖ/PDY terör örgütü kurucuları, yöneticileri ve üyeleri ortaya çıkarılıp yargılanmalı, hesap vermeli, hak ettikleri şekilde cezalandırılmalı..
Kukla terör eylemcilerine karşı akılcı yöntemlerle mücadele edilmeli. Kısaca vatan savunulmalı..
Ancak her şey hukuk devleti ilke ve kuralları içinde yapılmalı, hukuk buzdolabına konulmamalı, hukuk kurallarına uyulmalı, aksi adaletsizlik, hukuksuzluk, keyfi yönetimdir. Hilmi Şeker’in dediği gibi “Şüphe hükmü esir alamaz. Kuşkunun hükme dönüşmesi yargısız infazdır.”
Yargı isyan ettirilmemeli. Hakim Aydın Başar’ın isyanı gibi.. Bakın Hakim Aydın Başar kurucu ve yöneticisi olduğu adalet.org sitesinde diyor:
“Bu söz bana ait değil. Ama kimle konuşursam konuşayım ve konuştuğum insan bir adamın müridi değil, gerçek hukukçu, kimseye eyvallah demeyecek, saf, su gibi hâkim ve savcılar, vicdanından ve Allahından başka kimseye hesap vermeyecek ve eğilmeyecek insanlar. İşte bu insanlar diyorlar ki, emekliliğim gelse bu meslekte bir gün durmam. FETÖ’cü olup, ‘Lan bir an önce emekliliğimi alıp da şu furyadan kurtulayım’ diyen insanlar değil bunlar. Artık hâkimlik ve savcılık mesleğinin özgür ve vicdanla yapılamayacağına inanan insanlar. Belki de bu günaha ortak olmak istemiyorlar.”
Ancak her şey hukuk devleti ilke ve kurallarına uygun olmalı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından 100 bin civarında kamu görevlisi ihraç edildi. 50 bine yakın kişi tutuklandı. Operasyonlar, gözaltılar ve tutuklamalar devam ediyor.
Suçluya, suçsuza karar verecek olan eninde sonunda mahkemeler olacaktır, olmalıdır. Bugün hiç kimse hukuk kurallarının işlediğini söyleyemez.
Bu durumda masum olduğuna inananlar, haksız ihraç edildiğine, haksız yere tutuklandığına inananlar ne yapmalı?
Hukuk tatilde deniliyor, bizzat hakimlerin kendisi “yargı isyanda” diyor. Bu durumda her şeye eyvallah deyip oturacak mıyız? 
Yargı nedir? Adaleti nerede arayacağız?
Yargılama ceza muhakemesinde ilk derece mahkemeleri dediğimiz sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile başlar, İstinaf ve Yargıtay ile devam eder.
İdari yargı, idare mahkemeleri ile başlar, İstinaf ve Danıştay ile devam eder.
Bütün bunlar olağan hukuk yollarıdır. Ancak yargı ve yargılama bu süreçlerle bitmez, devamında olağanüstü yargı yolu; Anayasa Mahkemesi ve AİHM vardır.
Adaletsizliğe maruz kaldıklarını, hukuksuz olarak tutuklandıklarını, görevden ihraç edildiklerini düşünenler bütün bu hukuk yollarında avukatları ile birlik mücadele etmelidirler.
Adaletin tecellisi zaman alabilir, bazen de adalete kavuşmak imkansız olabilir, bu kez de tarihin yargısı devreye girecektir. Hukuk mücadelesi akamete uğrasa bile verilen hukuk mücadeleleri tarihe ışık tutacaktır.
Hukuk mücadelesine ve tarihe ışık tutmaya devam..
Hukuk mücadelesi iki halde verilmez; bir yapılan bir haksızlık oluşturmuyorsa, iki haksızlığı kabulleniyorsanız.
Hukukçuların görevi her yerde ve her dönemde adaleti aramak, adaletin tecellisine katkı sunmaktır.
O halde adaleti aramaya devam..
RAHMİ OFLUOĞLU