Kamudan İhraçlar

Bireysel Başvurunun Koşulları

Bireysel Başvurunun Şekli, Nasıl Başvurulacağı

Bireysel başvuru, temel hak ve özgürlükleri kamu gücü tarafından ihlal edilen bireylerin başvurabilecekleri olağanüstü bir kanun yolu olarak tanımlanabilir.

Bireysel başvuru hakkı Anayasa’nın 148. maddesinin 3. fıkrasında “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir” şeklinde tanımlanmaktadır.

ÖZELLİKLERİ

Temel hak ve özgürlüklerden biri veya bir kaçının kamu gücü tarafından ihlal edilmiş olması gerekir.

Hangi hak ve özgürlükler bireysel başvurunun konusu olabilir?

Bu konu ülkeden ülkeye değişmektedir, örneğin ekonomik ve sosyal haklar, İspanya, F. Almanya ve Meksika’da bireysel başvurunun konusu kabul edilmemektedir.

6216 sayılı kanununun 45 inci maddesi ayırım yapmaksızın bütün temel hak ve özgürlüklerin bireysel başvuraya konu edilebileceğine amirdir.

6216 sayılı kanunun 45 inci maddesi:

Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.” 

Bireysel başvurunun amacı olağan kanun yolları ile korunamayan temel hak ve özgürlükleri korumasını sağlamaktır.

A- BİREYSEL BAŞVURU ŞARTLARI

1- Kabul Edilebilirliğe İlişkin Şartlar

a)   Taraf Ehliyeti

 Temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen gerçek ve tüzel kişilerin bireysel başvuru ehliyeti vardır. Kamu tüzel kişilerinin bireysel başvuruda taraf ehliyeti yoktur.

Dava Ehliyeti

Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine sahiptir. Kişi, davaya konu edilecek temel hakkı tek başına kullanabiliyorsa, bu hak bakımından dava ehliyetine sahip demektir.[1]

Güncel ve bireysel bir hakkın ihlal edilmiş olması şartı

Güncel ve kişisel bir hakkın kamu gücü tarafından ihlal edilmiş olması gerekir.

Güncellik koşulu, yargı kararları ve idari kararlardan ziyade, yasalara karşı yapılan bireysel başvurularda önem kazanmaktadır. Buna göre, bir yasa en erken resmi gazetede yayımlanması anından itibaren güncel bir hak ihlaline sebep olabilir. Uygulamada güncel bir temel hak ihlalinin olup olmadığı her olayda yeniden ele alınmakta ve yasanın başvurunun yapıldığı sırada kişilerin temel haklarını ihlal edip etmediği değerlendirilmektedir.[2]

Doğrudan ilgili olma, kişisellik ve güncellik şartı 6216 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasında “Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir” denilerek ifade edilmiştir.2

Bu alıntının bir önemi de KHK’ler açısından mevcuttur. Görüldüğü gibi yasalara karşı yapılacak başvuruda süre açısından KHK’nın resmi gazetede yayınladığı tarih esas alınmaktadır.

Kanun Yollarının Tüketilmiş Olması

Kural olarak bireysel başvurunun yapılabilmesi için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir.

Bu genel kuralın istisnaları mevcuttur

1- Kanun yollarının tüketilmesinden bir sonuç alınması beklenmiyorsa, hakkı ihlal edilen kişiden kanun yollarına başvurması beklenmemektedir. Başvuruya konu olacak somut olayda, yüksek yargı organları tarafından yerleşmiş bir içtihada dayanarak verilen ve yakın zamanda tekrarlanan bir karardan farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir neden bulunmuyorsa, hakkı ihlal edilen kişiden kanun yollarını tüketmesi beklenemez.

2- Başvuruya konu olan normun esaslı anayasal sorunlar ortaya koyması ve mahkemenin kararının somut olay dışında benzer birçok durumu aydınlatacak olması söz konusu ise, bireysel başvurunun genel öneme sahip olması işlevi nedeniyle kanun yollarının tüketilmesi koşulu aranmayacaktır.

3- Başvuruya konu edilecek işlemin derhal uygulanması nedeniyle ağır ve başka türlü giderilemeyecek bir zarar söz konusu ise ve bireysel başvuru sonucunda verilecek karar bu zararı önleyebilecek ise kişiden kanun yollarını tüketmesi beklenmemektedir.

Kanun yollarının tüketilmesi koşulu 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenmiştir. Maddeye göre “İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.” [3]

2 numaralı başlık altında verilen kanun yollarının tüketilmiş olması istisnası KHK ile kamudan ihraç edilenler açısından son derece önem arz etmektedir.

Kamudan ihraçları düzenleyen KHK’ler bizce ciddi anayasal sorunlar içermektedir. Anayasa ve evrensel hukuka göre KHK ile kişisel bir düzenleme yapılamayacağı gibi kalıcı düzenlemeler de yapılamaz. KHK’ler OHAL’in ilanı amacına göre ve OHAL süresi ile sınırlı olarak çıkarılabilir. Kamudan ihraçların KHK ile kalıcı bir işlem olarak yapılmış olması ciddi bir anayasal sorun oluşturmaktadır.

Bireysel Başvuru Yapılmadan AİHM Gitme

Bu görüşü savunanlar Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun iki üyesini ihraç etmiş olmasına dayanmaktadırlar. Oysa bu ihraç KHK ile yapılmış bir ihraç değildir, ihraç işlemini 667 sayılı KHK’ye göre AYM Genel Kurulu yapmıştır. Bu durum KHK’larla ekli listelerde isimleri tek tek sayılarak ihraç edilenlerin durumundan farklıdır.

Bireysel Başvurunun usulü 6216 sayılı kanunun 47 inci maddesi ile düzenlenmektedir. Buna göre;

Bireysel başvuru yazılı ve gerekçeli yapılmalıdır.

Süre

Bireysel başvuru olağan kanun yollarının tüketilmesinden itibaren 30 gün içerisinde yapılmalıdır. İstisnalarda ise ihlalin gerçekleştiği günden itibaren 30 gün, KHK ile ihraçlarda ise KHK’nin resmi gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde yapılmalıdır.

Bireysel başvuru formu AYM’nin resmi sitesinden indirilebilir.

Sonuç olarak;  KHK’ler ile kamu görevinden ihraç edilenlerin güncel bir temel hakları ihlal edilmiştir. İhlal, KHK ile yapıldığı, önemli anayasal sorunlar yarattığı ve başkaca bir kanun yolu bulunmadığı için ihraç edilenler KHK’nin resmi gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde 6216’nın 47 inci maddesindeki usule uygun olarak AYM’ye bireysel başvuruda bulunabilirler.

   
[1] Anayasa Mahkemesi Raportörleri Ders Notları
[2] Anayasa Mahkemesi Raportörleri Ders Notları

[3][3] Anayasa Mahkemesi Raportörleri Ders Notları