İSTANBUL BAROSU BAŞKANI ÜMİT KOCASAKAL ÇAĞLAYAN ADLİYESİ ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI YAPTI.

Basın açıklamasna 2000 üzeri avukat katıldı. Avukatlar hep birlikte "heryer direniş, her yer taksim" "savcı istifa"
sloganları attılar.

İstanbul barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın Basın Açıklaması


Ne yazık ki ülkemizde ne yazık ki, siyasi iktidarın tahrik ve yönlendirmeleriyle gittikçe artan bir polis şiddeti ve terörü yaşanmaktadır. Polis, Anayasal ve demokratik protesto haklarını kullanan yurttaşlara karşı hukuka aykırı olarak müdahale etmekte, karşısındakinin insan olduğunu unutarak acımasız bir şiddet uygulamakta, hukuka aykırı gaz, gaz fişeği ve plastik mermi kullanarak, ayrım gözetmeksizin yurttaşların can güvenliğini ve sağlığını hiçe saymaktadır. Dün de böyle olmuş ve ne yazık ki çok sayıda yurttaşımız yaralanmıştır. Halka karşı sistematik olarak suç işlenmektedir. Bunun adı polis şiddetidir ve bu şiddet pek çok görüntü ile de sabittir. Bu görüntüler ve bilgiler Baromuzca da arşivlenmektedir. Bunlarla ilgili olarak yeni suç duyurulan da yapılacak, konu uluslar arası kamuoyuna da taşınacaktır.

 

Toplumun neredeyse tüm kesimlerine yönelik bu polis şiddeti dün bu kez, adaletin kalbi olması gereken, avukatların da çalışma mekânı olan Çağlayan Adliyesinde ortaya çıkmıştır. Gerçekten görüntülerle de belgelendiği üzere çevik kuvvet olarak anılan polis meslektaşlarımıza saldırmış, mesleğin onur ve saygınlığı ile bağdaşmayacak şekilde, bir kısmını cübbelerinden çekiştirmek, sürüklemek suretiyle hukuksuz ve yoğun şiddet kullanarak yakalama işlemi uygulamıştır. Yargı görevi yapan avukatların, bu görevi icra ettikleri bir mekânda, bu tür bir muameleye maruz bırakılmaları asla kabul edilemez. Adliyedeki polisin görevi, avukatın da içinde bulunduğu görevlilerin görevlerini yerine getirmeleri hususundaki güvenceyi sağlamaktır. Adliyede avukata müdahale etmek polisin görevi olamaz.

 

Yasa gereğince polis tarafından ifadesi alınamayan, ancak savcının ifade alabileceği gerçeği karşısında meslektaşlarımızın Adliyeden Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmesi ve hastaneye şevki de asla kabul edilemeyecek bir yasadışılık ve keyfiliktir. Daha ağır ve vahim olan ise, bu yöntemi tercih eden kolluğun mesleğimizi istiskal ederek aldığı tatmindir.

Baromuzca yapılan girişimler sonucunda meslektaşlarımız serbest bırakılmışlardır. Ancak bu durum olayın bu vahametini, yaşanan hukuksuzluğu ve şiddeti ortadan kaldırmamaktadır.

 

 

Meslektaşlarımıza ve meslek onurumuza yönelen bu saldırıyı şiddetle kınıyor, bu saldırının ve şiddetin hesabının sorulacağını tüm kamuoyuna ilan ediyoruz. Bu saldırı ülkemizde sayıları 80.000’lerde olan tüm avukatlara ve tüm barolara, mesleğe yapılmış bir saldırıdır. TCK 6.maddeye göre yargı görevi yapan kişiler konumundaki avukatlara yönelik bu saldırı ve saldırılar, ülkedeki tüm meslektaşlarımızdan hak ettiği yanıtı alacaktır. Bu tür saldırılar, hukuksuz soruşturma ve davalar, adalet savaşçılarını, baroları hak ve hukuk mücadelesinden alıkoyamaz, sindiremez ve yıldıramaz. Avukatlar ve onun örgütlü gücü olan barolar, hak, hukuk, özgürlük ve demokrasi mücadelesini sarsılmaz bir kararlılıkla sürdüreceklerdir. Gün birlik ve ileri faşizme karşı omuz omuza mücadele günüdür.

 

Başta siyasi iktidar olmak üzere, tüm ilgililere sesleniyor ve uyarıyoruz: Yargı görevi yapan avukatlara ve barolara, halka yönelik saldırılara, hukuksuz uygulamalara, şiddete derhal son verin. Aksi takdirde hukuksuzluk ve şiddetin boyutuna göre ve buna "uygun” yanıt mutlaka verilecektir. Bizim anladığımız ve anlayacağımız tek dil “hukuk” tur. Bu dili bilmeyen veya anlamak istemeyenler de bunu öğreneceklerdir.

 

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI