7 ki­şi­nin ha­ya­tı­nı kay­bet­ti­ği Ge­zi Par­kı ey­lem­le­ri sı­ra­sın­da ek­mek al­mak için çık­tı­ğı so­kak­ta po­li­sin at­tı­ğı gaz fi­şe­ği ne­de­niy­le ko­ma­ya gi­ren 15 yaşındaki Ber­kin El­van, 269 gün sü­ren ya­şam mü­ca­de­le­si­ni dün kay­bet­ti.

Baro Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık,  acı ha­be­rin üze­ri­ne Adana’da, olayı protesto amacıyla toplanan yurttaşlara destek için Atatürk Parkı'nda düzenlenen eyleme katılan Baro Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık da polisin biber gazına maruz kaldı.

Baro Başkanı Avukat Çıtırık, olayın ardından gazetecilere kentin yöneticileri, siyasi iktidar ve sorumluları istifaya davet ederek, önemli açıklamada bulundu.

“269 günden bu yana, yoğun bakımda.. Gezi Parkı olaylarının başlangıcında.. Bugünkü olduğu gibi annesine, güvenlik kuvvetlerinin biber gazı uygulayacağını söyleyerek, ekmek almaya giden Berkin’i gencecik yaşta.. 15 yaşında, kaybettik. 7 insanımız bu Gezi Parkı olaylarında öldü, 11 insanımız gözünü yitirdi. 80 yurttaşımız çok ağır olmak üzere, 8 bin yurttaşımız çok çeşitli yerlerinden yaralandı. Biz o zaman bu olayların orantısız güç kullanımı değil, devlet terörü olduğunu söylemiştik. Yine devlet terörünün bir örneği Atatürk Caddesi’nde sergilenmektedir.

Güvenlik kuvvetleri, yurttaşlarına karşı yine Çanakkale ruhuyla hareket etmekteler, yabancı ülkenin askerleriyle savaş ilan ediliyormuş gibi müdahale etmiştir.  Adana cadde ve sokakların durumu ortada..Bu işlemleri gerçekleştiren, yurttaşa biber gazlı, tazyikli su uygulaması yapan, bunun kullanılmasına yönelik emir ve talimatı veren bunlardan meden uman, başta siyasi iktidar, uzantıları olan valiyi, emniyet müdürünü istifaya davet ediyorum. Adana Valisi’ne çok net ve açık söylüyorum, bu kentin huzurunu, bu şehrin asayiş ve güvenliğini sağlamakla görevli olanların kendileri sorun haline gelmiştir etmektedir. İnsanlar tepkilerini dile getirmektedirler.. 269 günden beri yoğun bakımda kalan ve yine devlet terörüne maruz kalan bir çocuğu toprağa veriyor bu memleket..

Hiç mi acıyorsunuz, hiç mi vicdanınız yok, vicdanınız bu kadar mı kararmış ? İnsanların hani dirisine saygınız yok da, ölüsüne de mi saygınız yok..! Bugün sokağın sesini duymak gerekir. Siyasi iktidar, sokağın sesini faşizm uygulamaları ile bastıracağını zannetmektedir. Bugün sokağın sesini duymak gerekir. Artık, yurttaş o baskılara ve zulümlere bir kez daha direneceğini ortaya koymuştur. Bu uygulamaların hiç biri orantısız güç kullanımı değildir. Polisin hangi durumlarda biber gazı kullanacağı belirtilmiştir. AİHM’nin kararları da açıktır. Ama siyasi iktidar ve onun emrindeki polis; Gezi Parkı olayları sırasında 14 Avrupa Birliği ülkesinin 1 yılda kullandığı biber gazı kapsülünü 3 ayda yurttaşın üzerinde kullanmıştır. Bugünde kullanmaya devam etmektedir. Türkiye’de huzur ve asayiş sağlanacaksa, bu güvenlik güçleriyle sağlamanın çok ötesine geçmiştir. Yapılması gereken insanları dinlemektir. İnsanları inancından, mezhebinden dolayı ayrıştıran bir ülke yönetimi sergilenmekten vazgeçilmelidir. Gelinen noktada, toplum bir kez daha cevabını verecektir. Bunun yolu da 30 Mart yerel seçimleridir. Bu kentin huzurunu ve asayişini sağlamakla hükümlü olanlar, Sırça köşklerinde oturarak, verdikleri talimatlarla yurttaşın ne hale geldiğini, kentimizin ne hale geldiğini görmektesiniz. Burada yediğim biber gazından gocunmuyorum. Hipertansiyon da hastasıyım. Buradan vali ve emniyet müdürüne de duyurulur. Nedir burada hepsi bir basın açıklaması yapılacaktır. İnsanların acısına saygı duymayan, inancından, mezhebinden, etnik kökeninden dolayı, toplumu ayrıştıran bir siyasi iktidar tarafından yönetiliyoruz. Türkiye temel hak ve hürriyetlerin çok ciddi bir şekilde kısıtlandığı ülke haline gelmiştir. Siyasi iktidar ve onun Adana’daki temsilcilerine bir kez daha sesleniyorum: ya istifa edin, ya da sandıkta bu halk gereken yanıtı verecektir.”

Gezi eylemleri sırasında Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz, Ankara’da Ethem Sarısülük, Hatay’da Abdullah Cömert, İstanbul’da Mehmet Ayvalıtaş, Hatay’da Ahmet Atakan, Lice’de Medeni Yıldırım ve Adana’da polis memuru Mustafa Sarı yaşamını yitirmişti. Hayatını kaybedenlerin en küçüğü olan Berkin Elvan, 14 yaşında girdiği komada 15. yaşına basmıştı. Hastanede 269 gün komada kalan Berkin, bu süreçte 45 kilodan 16 kiloya düşmüş, 8 Mart’ta kalbi durmuş ve 20 dakika çalıştırılamamıştı.