1) Direnme; İnsan-Birey-Kişinin; Locke’nin deyimi ile “ölümsüz,”  devredilemez ve vazgeçilemez haklarındandır.  Vazgeçmek, hakkı ortadan kaldırmaz ama sizin insan-birey-kişi olmak niteliğinizin ağır hasara uğramasına yol açar. Direnme hakkı kullanıldığı ölçüde insanı üreten, geliştiren, yücelten  bir hak  olmaktadır

Bu hakkı  tanımayan, reddeden ise;  insanı reddederek, kendi meşruiyetini askıya alır.

2) Direnme; Mutlak bir haktır. { hiçbir düşünceyle geçersiz kılınamaz, uygulamadan alıkonulamaz, kapsamları daraltılamaz ve pazarlık konusu yapılamaz}

3) Hukukun evrensel ilkeleri arasında yer alır. Bu nedenle zaman ve mekan gözetilmeksizin tanınması gerekir.

4) Toplum öncesi ortaya çıkmışlar ve toplum yapısının özelliklede siyasal toplumun meşruiyetinin temel taşlarından biridir.

5) Bir “hak” olarak “direnme” nin koruduğu hukuksal yarar “İnsan onuru” ve “Özgürlüktür.”

6) Direnme hakkı “hukukun özü olarak”, insan haklarıyla beraber koruma ve iktidarı sürekli olarak sınırlandırma amacı güden , bir “içerik denetimidir”.

7) Meşruiyet sorunu direnme hakkının temel-başat-birincil sorunudur. 

Hakkı kullananlar açısından altın kural: Haklı olmak yetmez haklı kalmak gerekir.kuralıdır.

 
BİR SOLUCAN BİLE ÜZERİNE BASAN AYAĞA BAŞ KALDIRIR.

               
Selam olsun "İnsan'a"...Direnme hakkını kullananlara...

Muğla Barosu Başkanı
Av.Mustafa İlker Gürkan