4 Mayıs 2019 TBB SAMSUN GENEL KURULU SONA ERDİ, DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK. HER ZAMANKİ GİBİ UYARILARIM İŞE YARAMADI. TEMEL ANLAYIŞ GÜNÜ KURTARMAK VE DE MIŞ GİBİ YAPMAK. HAYIRLI OLSUN…

İki gün süreceği ilan edilip bir güne sığdırılıp gece yarısına kadar sürdürülen, tartışması bol toplantıda konuşmam beş dakika ile sınırlanınca kısa kesmek zorunda kaldığım konuşmamın tam metnini ve eklerini  değerlendirmelerinize sunuyorum…

Gündemin 11. Maddesi Üzerine:

Gündemin 11. Maddesi:

“Bir Baromuz tarafından, vekalet pulu bedelinin Barolarımıza mevzuat uyarınca dağıtılırken, Baroların Türkiye Barolar Birliği’ne olan Birlik keseneği ve ölüm yardımı borçlarının mahsup edilmemesi talep edilmekle; bu konuda karar yetkisinin TBB’nin en üst karar organı olan Genel Kurul’a ait olması ve her Baromuza aynı şekilde uygulama yapılması için 2018 yılı vekalet pulu paylarını gönderirken  yerleşik uygulama gereği Türkiye Barolar Birliği’ne “Birlik Keseneği” ve “Ölüm Yardımı” borcu olan tüm Barolarımızdan kesilen (mahsup edilen) söz konusu meblağların 2019 yılı Haziran ayında ilgili tüm Barolarımıza geri gönderilip gönderilmeyeceği konusunun görüşülmesi ve oylanması,”

BÖYLE BİR MADDENİN GÜNDEMDE YER ALMASI/GÖRÜŞÜLMESİ YASAMIZA AYKIRIDIR.

            Öncelikle gündemde bu içerikte bir maddenin yer almasını uygun bulmadığımı belirtmek isterim. Çünkü  bu madde ile Genel Kurulumuzu Kanunumuzun  117. Maddesinin 8. Fıkrası ve   72. Maddesinin 1. Fıkrasının (d) bendinde TBB Genel Kurulu’na ve baro yönetim kuruluna verilen görevlerin  yerine getirilip getirilemeyeceği için karar almaya zorluyoruz. Oysa her iki madde de herhangi bir tereddüde yer bırakmayacak kadar açıktır; kesenek miktarını belirlemek Genel Kurulumuzun  görevidir. Belirlenen bu miktarı avukatlardan tahsil edip Birliğe göndermek ve ödemeyeni de levhadan silmek barolarımızın görevidir. Genel Kurul yasada belirtilen görevlerin yerine getirilmemesine karar verebilir mi?

            Genel kurulun vereceği karar baro yönetimlerimizi Bakanlık müfettişlerinin bu konudaki eleştirilerinden kurtarır mı?

GÜNDEMİN 13. MADDESİ İLE 11. MADDESİ ÇELİŞMEKTEDİR.           

Gündemin 13. Maddesi:

“Barolardan alınacak Türkiye Barolar Birliği keseneği ve ölüm yardımının saptanması,”

            Tahsil edilmesini tartışmaya açtığınız kesenek ve ölüm yardımı miktarını neden belirliyorsunuz?

BAROLARIMIZIN  BU TÜR İSTEKLERİNİN HANGİ BASKILARDAN KAYNAKLANDIĞINI BİLİYORUZ. ANCAK TEMEL SORUNU GÖRMEDEN ONUN YARATTIĞI GÜNCEL SIKINTILARI YASAYI DOLANARAK AŞMAK SADECE GÜNÜ KURTARMAKTIR.

            Barolarımız ne diyor?

“Aidat toplayamıyorum,  bekleyin, toplayınca gönderirim.”

Evet doğru,  barolarımız aidat toplayamıyor.

Pekiyi neden?

  • Öncelikle fiziki neden, avukat sayısı arttıkça takip zorlaşıyor. Üye sayısı 40.000’i aşan baroyu da  hala 11 kişi ile yönetmeye çalışıyoruz.
  • Meslektaşlarımız ekonomik sıkıntı mazereti belirttikleri için üstüne gitmiyoruz.
  • İki yılda bir yapılan genel kurul baskısı ile 72. Madde uygulanarak levhadan silme uygulamasını yapılamıyor.

Aslında belki de “toplayamıyoruz”  değil de “toplamıyoruz” demek daha uygun.

Aidat toplamamanın öncelikli zararı barolarımıza, önemli bir gelir kaynağından yoksun  kalıyorlar yani yaratılan sorun sadece barolar birliği keseneğinin gönderilmemesi değil baroların eksik gelirle çalışması.

Bu sorun karşısında ne öneriliyor?

“Aidatları toplamadığımız için gönderemediğimiz kesenekleri vekalet pulu alacağımızdan mahsup etmeyin.”

Aslında bu öneri aidat toplamamanın mazur görülmesini istemektir.

Özünde istenilen de barosuna aidat ödemekle yükümlü olan avukatın ödemediği aidatın vekalet pulu gelirlerinden karşılanması yani vekalet pulu kullanan avukatlar tarafından ödenmesidir.

Sayın Delegeler, Değerli Meslektaşlarım,

Büyük bir bölümümüz ve ben de çeşitli yazılarım ve söylemlerimle avukat sayısındaki artışın önlenmesi gerektiğini vurguluyoruz ancak hep birlikte ödünsüz tavır koyamadığımız için sonuç alamıyoruz. Sayımız hızla artıyor. Maddi sıkıntı içinde CMUK avukatlığına, adli yardım avukatlığına sarılan meslektaşlarımız aidat ödeyemiyorlar.

Burada,  vekalet pulu ile avukat sayısındaki artış arasındaki vahim noktadaki ilişkiye dikkatinizi çekmek istiyorum.

Son beş yılda avukat sayımızdaki artış toplamda 29.798 (30.000), yani son beş yılda ayda 497 çoğalmışız.

Bu artışın yol açtıklarını uzun bir liste ile açıklayabiliriz, ben  bu aşamada sadece SYDF üzerindeki etkisini belirtmek istiyorum. Bu yaklaşık otuzbin meslektaşımız ruhsatnamelerini almakla doğrudan SYDF olanaklarından yararlanma hakkını da kazanıyorlar, tabi staj sırasında yararlandıklarının üstüne.

Pekiyi SYDF’nin yükü ve giderleri bu şeklide artarken pul satışları ne olmuş?

Değerli arkadaşlarım pul satışları son dört yıldır artmıyor, 2015, 2016, 2017, 2018 hep aynı  12 milyon adetin  biraz üzerinde. Pul değeri arttığı için  gelir artmış gözüküyor ancak pul satışı yerinde sayıyor.

Oysa,

Stajyerler için daha doğrusu hukuk fakültesi mezunları için 2011 yılından bu yana  ödenen GSS primleri artıyor, toplamda yaklaşık 21.000  stajyer için   18.925.511,00  TL ödendi.

Stajyerler için (tekrarlayacağım) daha doğrusu hukuk fakültesi mezunları için 2002 yılından bu yana ödenen staj kredisi de hızla  artıyor.

Sadece son 27 ayda 5348 stajyere 33.669.000,00 TL kredi verildi.      Toplamda bu güne kadar verilen ise; 33138 stajyere 134.751.323,00 TL. Bunun 90.160.759,40 TL si geri ödendi, 2391 kişi ise 44.360.154,28 TL borcunu halen ödemedi.

SYDF kapsamında sadece son 27 ayda yapılan yardımlar  53.307.776,79 TL oldu. Başlangıcından bugüne toplam fon yardımları ise 137.413.595,00 TL oldu. Bu miktar 101498 yardım ve 26.000 avukat için ödendi.

2018 yılında pul gelirlerinden barolarımızın payına düşen de toplam 28.673.966.65 TL.

Barolar Birliği payı 9.557.988,88 TL

Değerli arkadaşlarım tablo bu, makas açılıyor. Fondan talepte bulunabileceklerin sayısı artıyor ancak  fona katkıları artmıyor. Böyle giderse sağlık yardımlarının yapılması zora girecek.

İşte bu nedenle bir de  baro aidatlarımızın yükünü SYDF’na yükleme gibi bir yanlışa girmemeliyiz.

Değerli Arkadaşlarım evet sorunlarımız var.

İçinde bulunduğumuz sorunlar yumağında bir özeleştiri, bir vicdan muhasebesi yapma  durumundayız.

Bu yıl benim meslekte 45 inci yılım, çeşitli görevlerde bulundum, elimden geldiğince üretmeye katkı koymaya çalıştım ancak geldiğimiz noktadan hem mesleğimiz hem de ülkemiz açısından memnun değilim. Demokrasimizin eksikleri giderilemedi, Hukuk Devleti, erkler ayrımı, bağımsız ve tarafsız yargı sadece  anayasada kaldı.

Geldiğimiz noktada bardağın boş olan bölümü daha fazla.

Mesleğimize, meslektaşlarımıza her anlamda saldırılıyor. Avukatlar işkence görüyor, öldürülüyor, avukatlar intihar ediyor. Avukata müvekkili saldırıyor, avukata takip ettiği uyuşmazlığın karşı tarafı saldırıyor, avukata polis saldırıyor.  Husumet ve kin  duyulan, saldırıya açık bir konuma geldik, getirildik. Kaybettiğimiz meslektaşlarımıza rahmet, ailelerine ve hepimize başsağlığı diliyorum.

Bu sonuçtan sadece bugün işbaşında olanlarımızın değil geçmişten bu yana en sadesinden en tepedekine kadar hepimizin sorumluluğumuz var.

Ben payıma düşeni kabul ediyor ve borcumu ödemeye gayret ediyorum.

      NEYİ YAPAMIYORSAK ONU YAPMAMIZ GEREKİYOR.

BUGÜN KONUŞMAZSAK,  YARIN KONUŞMAMIZIN BİR ANLAMI KALMAYACAK.

Yaşadığımız bütün sorunların çözümlerini biliyoruz ancak bunları uygulayacak birlikteliği, etkinliği gösteremiyoruz.

İzmir Barosu, Diyanet İşleri Başkanı’nı eleştirdiği için hâkim karşısına çıkacak! İzmir Barosu, Diyanet İşleri Başkanı’nı eleştirdiği için hâkim karşısına çıkacak!

Sorunlarla yaşamaya alıştık, sorunların içinde kendimize ördüğümüz kozamızı koruma gayretindeyiz. Sorunlar giderilip kozamız sökülürse ortada kalmaktan korkuyoruz. Avukatlık Yasası taslakları hazırlıyor ancak takibinde ısrarlı olmuyoruz. Değişiklik yapılmasından ve değişikliği yapacaktan korkuyoruz.

Yaşadığımız bütün olumsuzluklara karşın çağdaş demokrasi ve hukuk devletlerinde avukatlık gelişiyor, özenilen, saygı duyulan bir meslek olma konumunu artırarak koruyor.

Örneğin en son Macaristan, Avukatlık Yasasını tümüyle yeniledi.

Avukat Yardımcısı, Ücretli Avukat, Kıdemsiz/Genç Avukat, Hukuk Danışmanı, Avrupa Topluluğu Hukukçusu, Ücretli Avrupa Topluluğu Hukukçusu, Yabancı Hukuk Danışmanı, gibi düzenlemeleri yaparak mesleği daha da kuvvetli ve Avrupa Birliği içinde daha da etkin kılacak açılımları sağladılar.

Bir araya gelmelerimizi, toplantılarımızı, genel kurullarımızı temel sorunlarımıza çözüm üretmeyen işlevsizlikte bırakmamalıyız.  Sorunlar karşısında mücadelemizi ısrar ve inatla götürmeliyiz. Örneğin; sınavı tam yapıyorduk yasamızdan sınavı çıkardılar, yönetmelikle yapalım dedik yönetmelik yetkimizi iğdiş ettiler. Olsun, bütün bunlara karşın çözümün sınavda olduğunu topluma kabul ettirdik.  Stajyer kotasında, akreditasyonda ve diğer sorunlarımızda da aynı ısrarı göstermeliyiz.

Stajyer kotası uygulanması konusunda sadece birkaç  baromuzun  karar alması yetersiz ve etkisiz kalıyor. Örneğin Sakarya Baromuzun kararına idari yargı çalışma özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesi ile yürütmeyi durdurma kararı verebiliyor, hepimiz aynı doğrultuda kararlar alıp ısrarcı olmalıyız. Eczacılık Fakültesi’nden “eczacı diploması” ile “eczacı” olarak mezun  olana  kota uygulanması çalışma özgürlüğüne aykırı görülmüyor.

Avukatlığa gelince çalışma özgürlüğü oluyor.

Değerli Meslektaşlarım,

Bir ikilemi bir türlü gideremedik, gidermek istediğimizden de emin değilim; bir yandan devletin ya da idari yapılanmanın bir parçası olarak kamusal bir role sahip olduğumuz iddiasındayız diğer yandan da sivil topluma ait görevlerimiz olduğuna inanıyoruz. Bir rol karmaşası var,  bu da bizi çeşitli ihtilaflar içine sokuyor, mesleğin ve meslektaşların siyasete olan ilgisi de ihtilafları büyütüyor.

Mesleğimiz siyasete en uygun meslek.  Dünyada olduğu gibi ülkemizde her dönemde çeşitli siyasi kadrolarda meslektaşlarımız görev yapıyor. Bu konuyu belki de  en iyi anlatan cümle ABD’nin 28. Başkanı  WOODROW WILSON’a ait;

 “Seçtiğim meslek siyaset, girdiğim meslek ise avukatlık. İkincisine girişim ilkine götüreceğini düşündüğüm içindi.”

Hukukçuların, avukatların eylemli siyasetin içinde olmalarını, siyasi kadrolarda bulunmalarını çok önemli ve yararlı buluyor ve destekliyorum. Ben de yaptım. Ancak  baro görevlerindeyken siyaset dışındaydım. Siyasi görevlerim bittikten sonra baro görevleri aldım.

Serbest avukat olarak kendi bireysel siyasi amacımız doğrultusunda eylemli siyasette görev almalı alanları da desteklemeliyiz.

Avukatların en etkin şekilde siyaset yapmaları ve siyasette iddialı olmaları gerektiğine inanıyorum. Ancak baro görevlerindeki avukatların bu sırada kendi bireysel siyasi hedeflerini ortaya çıkaracak şekilde  eylem ve söylemde bulunmaları kuruma gölge düşürebiliyor. Bunu dengelememiz gerekiyor.

Değerli meslektaşlarım,

 Bu düşüncelerle hepinizi saygılarımla selamlıyor ve 13. Maddenin gündem den çıkarılmasına ya da TBB’nin uygulamasının devam etmesine karar verilmesini diliyorum.

Tekirdağ Barosu ve şahsım adına saygılar sunuyorum.4.5.2019

EKLER:

            Avukatlık Kanunu

Birlik Keseneği

Madde 117

 Birlik Genel Kurulunun görevleri şunlardır:

8. (Değişik: 22/1/1986 - 3256/18 md.) Baroların birlik adına avukatlardan tahsil edeceği keseneğin miktarını her avukat için yıllık baro keseneğinin yarısından fazla olmamak üzere tespit etmek,

Levhadan silinmeyi gerektiren haller :

Madde 72 – Aşağıdaki hallerde avukatın adı levhadan silinir:

d) (Değişik: 2/5/2001 - 4667/43 md.) Baro ve Türkiye Barolar Birliği yıllık keseneklerinin veya staj kredilerinin tebligata rağmen geri ödenmemesi,

ADALET BAKANLIĞI TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞI MÜFETTİŞLERİNİN ELEŞTİRİ LİSTESİNDEN:

6- Aidat Borçları ve Sigorta Primlerinin Ödenmediği

Topluluk sigortası primlerini ve aidatlarını zamanında ödemeyen avukatların yazı ile uyarılmalarına karşın, baro yönetim kurulunca herhangi bir karar ittihaz edilmediği; baroya kayıtlı avukatlardan bazılarının ise aidat borçlarının bulunduğu anlaşılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 72/f ve 190 ıncı maddelerinin amir hükümlerince, topluluk sigortası primlerinin topluluk sözleşmesinde gösterilen zamanda ödenmemesi halinde, ilgili avukatın adının baro yönetim kurulu kararıyla, birikmiş prim borcunu sözleşmedeki şartlar dairesinde ödeyinceye kadar baro levhasından silineceğinin bilinmesi; baro aidatlarını zamanında ödemeyenler hakkında da aynı Kanunun değişik 72/d maddesi doğrultusunda işlem ifasına dikkat edilmesi,

55- TBB'ye Kesenek ve Ölüm Yardımı Borcu Bırakılması

Geçmiş yıllardan TBB'ye kesenek ve ölüm yardımı borcu bulunduğu anlaşılmıştır.

Söz konusu borcun zamanında Birliğe ödenmesine dikkat edilerek Birliği önemli gelir kaynağından yoksun bırakan bu tür davranışlardan uzak durulması,