Balyoz davasında dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi istemlerinin reddedilmesinde hukuka aykırılık görmeyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin gerekçe olarak “sonuca etkili olmayacağı” yorumu, tartışma yarattı. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, dairenin bu yaklaşımını “Kişileri dinlemeden, ne söyleyeceğini bilmeden ancak varsayımda bulunuyor. Yargıtay böyle bir varsayımda bulunamaz” diye değerlendirdi.
Balyoz davasının iddianamesini hazırlayan savcılar, Yalman’ın savlanan darbenin gerçekleşmesini önlediğini yazmışlardı. Hem Yalman hem de plan seminerlerinin planlamasında yetkili olan Özkök’ün, bu nedenle tanık olarak dinlenmesi istendi. Sanık avukatları, “Madem ki darbeyi Yalman önlemiş. O zaman önlediği darbenin hazırlığı konusunda da bilgisi vardır” görüşüyle çağrılıp dinlenmesini istemişti.

Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Özkök ve Yalman’ın tanıklığına ilişkin istemleri Balyoz davasında reddedildi. Yargıtay’daki temyiz duruşmasında avukatlar da bu duruma işaret edip savunma tanıklarının dinlenmemesinin bozma gerekçesi yapılmasını istemişlerdi.
Gerekçeli kararda, Özkök ve Yalman’ın dinlenmemesinde sakınca görülmezken, kararda yer alan, “Özkök ve Yalman’ın tanık olarak dinlenmemesinin, taleplerin reddine ilişkin gerekçe ve mevcut deliller nazara alındığında sonuca etkili olmadığı” değerlendirmesi dikkat çekti. Dairenin kararında, Özkök ve Yalman’ın “darbeyi nasıl engellediklerine” ilişkin hiçbir değerlendirme yer almadı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, bir tanık dinlenmeden Yargıtay’ın “sonuca etkili olmayacak” şeklinde bir yorumu asla yapamayacağını belirterek “En basit denilen bir suçun davasında suçla ilgili doğrudan bilgi sahibi olabileceği düşünülen bir kişinin ismi geçiyorsa ve bu kişi mevcut delilleri vereceği ifadeyle çürütme ihtimali olan bir pozisyonda bulunmuşsa dinlenmemesi daima bozma sebebi yapılmıştır” dedi.

Cumhuriyet