Ankara Barosu Başkanı’nın aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği başkanı olmasına hukuki bir engel yok ancak bu iki önemli görevi bir arada yürütmek çok zor.

Hukukçu Rahmi Ofluoğlu “Av. Ömer Yasa’nın bu konudaki görüşlerine katıldığını” belirtiyor. Ofluoğlu hukuken “her iki görevin aynı zamanda yürütülmesi mümkün ama çok zor” diyor.

Av.ömer Yasa'nın konu hakkında görüşleri ise şöyle;

İSTİFA OLMADIKÇA ANKARA BAROSUNA YENİ BAŞKAN SEÇİLEMEZ

Av. Ömer YASA

Av. Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU’ nun Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına seçilmesi O’nun Ankara Barosu Başkanlığını sona erdirmez

 

1136 sayılı Avukatlık Kanununun “Baroların Organları” başlıklı İkinci Bölümünün

“Seçim ve seçim dönemi bitmeden ayrılma” başlıklı 96.Maddesinde

·         Baro başkanının iki yıllık bir görev süresi için seçileceği,

·         Yeniden seçilebileceği,

·         Levhada yazılı ve avukatlıkta en az on yıl kıdemli avukatlar arasından

·         Gizli oyla seçileceği,

·         Üye sayısı yüzden az olan barolarda kıdem şartı aranmayacağı,

·         Seçim döneminin bitmesinden önce ayrılan baro başkanının yerine seçilenin, geri kalan süreyi tamamlayacağı, 

·         Ayrıca 90 ıncı maddenin ikinci ve altıncı fıkraları hükümlerinin, baro başkanının seçimi hakkında da kıyasen uygulanacağı sıralanmıştır.

90.maddeye atıf yapılan hususlar da şunlardır:

·         77 nci madde hükmüne dayanılarak (yani ceza olarak) görevine son verilenler,

·         Seçilme yeterliğini kaybedenler

 aday olamazlar.

Bunlardan ayrı olarak (istifa dışında) Baro Başkanının görevinin nasıl sonlanacağını gösteren bir hüküm bulunmamaktadır.

 

Bir Baro Başkanının Türkiye Barolar Birliği Başkanı olması veya bu konfederatif kuruluşun her hangi bir organında görev alması onun ilk görevinden ayrılmasını gerektirmez. Bu organlara seçilme koşulları arasında delege olmaktan başka bir koşul yoktur. Delegelerin de kimler olacağı düzenlenmiştir.

 

Bir Baro Başkanının TBB organlarından her hangi birine aday olması, aday gösterilmesi ve seçilmesi gayet olağandır. Bu yeni seçildiği görev eş değerdeki başka bir baroda değil üst kuruluş olan TBB’dedir. Eski görevinin bitmesine ne kadar süre varsa bu süre içinde iki görevini de yürütür. Bu konuda Baro Başkanı sıfatıyla delege olan bir avukat ile diğer delegeler arasında ayırım bulunmamaktadır.

 

Hukuk Sistemimizde bu durum yalnızca Avukatlık Kanunundan kaynaklanmamaktadır.

 

Tipik bir örnek vermek gerekirse Nisan 2001’den itibaren Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yürüten Tuğrul KUDATGOBİLİK aynı zamanda, Aralık 2004’den itibaren MESS’in de içinde bulunduğu TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu)'in Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı birlikte yürütmüştür. Hiç kimseden bir itiraz gelmemiş ve bildiğim kadarıyla tartışması da yapılmamıştır.


Ankara Barosunun, boşalan Başkanlığına yenisini seçmek üzere Genel Kurula gideceği haberleri üzerine konuyu dile getirme gereği duydum. Daha önce Av. Muammer AYDIN’ın İstanbul Barosu Başkanı olduğu sırada “henüz yeni seçildiği başkanlığı bırakıp nereye gidiyor” söylentileri çıktığı zaman incelediğim bu konu üzerine yeniden yaptığım araştırmada hukukî yapıda yeni bir değişiklik olduğuna da rastlamadım.

Sonuçta, Türkiye Barolar Birliği Başkanımızın kendisi istifa etmedikçe Ankara Barosu Başkanlığı için yeni bir seçime gidilmemesi gerektiğini tüm hukukçuların değerlendirmelerine sunuyorum.

 Av.Ömer Yasa